Akciğer İltihabı
Akciğer iltihabı, akciğerin bazı bölgelerinde biriken bakteri ve virüsler sonucu oluşan bir hastalık olup iltihabı durdurmak ve şikayetleri azaltmak için ilaç tedavisi uygulanır.
Akciğer İltihabı Nedir?
Akciğer iltihabı, akciğerlerdeki küçük hava yollarının, akciğer dokusunun ve akciğer içindeki alveol adı verilen hava keseciklerinin çeşitli mikroorganizmalar etkisiyle iltihaplanmasıdır. Bu iltihaplanma tek akciğerde olabileceği gibi her iki akciğerde de olabilmektedir. Bununla beraber iltihaplanma her iki akciğeri de çevreleyen plevra olarak adlandırılan akciğer zarında da meydana gelebilmektedir.
Akciğer iltihaplanmalarının temel nedenleri akciğere göç edip orada biriken bakteriler ve virüslerdir. Göç eden bu mikroorganizmalar genellikle grip gibi bulaşıcı bir solunum yolu hastalığından sonra gelişir. Vücudun bu yabancı mikroorganizmalar ile savaşması için çeşitli savunma hücrelerini uyararak o bölgeye göndermesi ile yabancı mikroorganizmalara karşı iltihabi bir yanıt başlar. Bunun sonucunda da etkilenen bölgede salgı artışı ve iltihaplanma meydana gelir. Hastada aşırı derecede balgam üretimi ve solunum güçlüğü gerçekleşir.
Akciğerlerin ve hava yollarının iltihaplanma durumu, hastalığın derecesine göre kişide çeşitli belirtilere neden olabilmektedir. Bu belirtilerin hastanın yaşantısını ciddi derece olumsuz yönde etkileyebilir hatta kişinin ölümüne neden olabilir.
Akciğer iltihaplanmasının en sık görülen türleri akciğerdeki küçük hava yollarının yani bronşların etkilendiği bronşit ve akciğerlerdeki küçük hava keselerinin (alveoller) iltihaplandığı pnömoni yani zatürredir. Unutulmamalıdır ki akciğer iltihapları her yaştaki bireylerde görülebilmektedir. Doktorun önerdiği tedaviye ve tedavi süresine tam olarak uymak oldukça önemlidir. Bununla beraber hasta kişilerdeki enfeksiyon etkenleri damlacıklar ile taşındığı için hapşırma ve öksürme ile hasta bireyden sağlıklı bir bireye geçebilir.
Akciğer İltihabı Belirtileri Nelerdir?
Akciğer iltihabı gelişen hastalarda, hastalığın derecesine göre hafif derecede belirtiler görülmekle beraber çok ciddi belirtiler de gelişebilmektedir. Bunun için çeşitli solunum şikayetleri olan hastalar erken dönemlerde uzman doktora başvurmalı ve gerekli kontrollerden geçmelidir. Geç tanı konulan ya da tedavisine gerekli uyumu göstermeyen hastalarda belirtiler daha da şiddetlenebilir. Hastalarda ilk başlarda görülen belirtiler, genellikle balgam çıkarmada artma ve nefes darlığı şikayetleridir. Hastalar genellikle bu şikayetler ile polikliniğe başvurmaktadır.
Bunun yanında hastalarda görülen diğer belirtiler şu şekildedir;
- Yatar ya da oturur pozisyonda iken nefes darlığı
- Şiddetli ve uzun süreli öksürük atakları
- Sarı ya da yeşil renkte dolgun balgam çıkarma
- Balgam çıkarma sayısında ve miktarında artma
- İltihabın etkileme derecesine bağlı olarak kanlı öksürük ya da kanlı balgam
- Solunum hızında artış
- Soluk almada yüzeyselleşme
- İltihap nedeniyle gelişen ateş yüksekliği
- Nefes alıp verirken hırıltılı solunum duyulması
- Gece terlemesi
- Şiddetli baş ağrısı
- Yorgunluk ve halsizlik
- Öksürme ya da nefes alma sırasında gelişen şiddetli göğüs ağrısı
- Kalp hızında artış (taşikardi)
- Sırt ağrısı
- Kas, eklem ve kemik ağrıları
- İştah kaybı
- Nedeni açıklanamayan kilo kayıpları
- Mide bulantısı ve kusma
Nefes alıp vermede zorlanma, şiddetli öksürük, boğaz ağrısı ve yüksek ateş şikayetleriniz varsa ve genel durumunuzda kötüleşme hissediyorsanız en yakın sağlık kuruluşuna başvurun.
Akciğer İltihabı Nedenleri Nelerdir?
Akciğer iltihapları, genellikle kış aylarında görülen bakteri ya da virüsler nedeniyle gelişen grip gibi solunum yolu hastalıklarından sonra meydana gelmektedir. Solunum yollarında göç eden bu mikroorganizmalarla savaşan savunma hücreleri o bölgede iltihabi bir yanıta neden olur. Bunun sonucunda da akciğer iltihaplanması gelişmektedir.
Ayrıca hastalığa neden olan bu mikroorganizmalar damlacıklar ile taşınabildiği için hapşırma ve öksürme ile de havaya yayılabilir. Havada asılı kalabilen bu etkenler ayrıca yüzeylere de yerleşebilir. Bu durumda ellere yerleşmesi ile ağız, burun ve göz teması ile de sağlıklı bireyin vücuduna geçebilir. Bakterilerin ve virüslerin yanı sıra bazı mantarlar da nadir de olsa akciğerlerde iltihaplanmaya neden olabilmektedir.
Akciğer İltihabı için Risk Faktörleri
Akciğer iltihabı, yaş, cinsiyet, ırk ve yaşanılan bölge ayrımı yapmadan her bireyde görülebilmektedir. Ancak bazı faktörler kişilerin ya etkenlerle temas süresini ya da vücudun etkenlerle savaşma gücünü azaltarak hastalığın gelişme riskini arttırabilmektedir. Bu risk faktörlerine sahip kişiler daha dikkatli davranmalı, hasta bireyler ile temastan çekinmeli ve aralarındaki mesafeyi korumalıdır.
Akciğerlerin iltihabi hastalıklarının görülme riskinin daha fazla olduğu kişiler şu gruplardır;
Sigara kullanımı: Sigara kullanımı vücutta ciddi derece hücresel stres ve hücresel hasar meydana getirmektedir. Bunun yanında neden olduğu solunum yolu ve akciğer harabiyeti nedeniyle de akciğer ve solunum yolları iltihaplarının gelişme riskini ciddi derece arttırmaktadır.
Hamileler: Hamile kadınların bedenlerinde meydana gelen duygusal ve hormonal değişimler bağışıklık sisteminde zayıflamaya neden olabilir. Bu nedenle bu bireyler basit bir soğuk algınlığına bile daha sık yakalanabilir.
Bağışıklık sistemi baskılanan hastalar: Çeşitli hastalıklara yakalanma, çeşitli ilaçların kullanımı, yaşlılık bağışıklık sisteminin zayıflamasına neden olabilmektedir. Bu grupların yanı sıra bebeklerde bağışıklıkta görevli savunma hücreleri yeteri düzeyde olmadığından bebeklik dönemi de bağışıklığın zayıf olduğu durumlar arasındadır. Yaşlılık olarak kabul edilen dönem 65 yaş üstü kişiler, bebeklik dönemi ise 0-2 yaş arası bebeklerdir.
Bağışıklığın azalmasına neden olabilen ilaçların başında steroid grubundaki ilaçlar gelmektedir. Uzun süreli steroid kullanımı hastanın bağışıklığının azalmasına neden olabilmektedir. Kalp yetmezliği, astım, diyabet (şeker hastalığı), kistik fibrozis ve diğer kronik hastalığı olan kişiler bağışıklık sistemi daha zayıf olan kişilerdir. Bağışıklık sisteminin zayıf olması nedeniyle hastalık etkenlerine karşı vücut savunması daha az olduğu için bu kişilerde akciğer iltihabı gelişme riski daha fazladır.
Mesleksel ve çevresel etkenler: Yaşadığı çevre ya da yaptığı meslekten dolayı çeşitli zararlı toz, duman ya da kimyasallara maruz kalan kişilerde solunum yollarında tahriş meydana geldiği için bu kişilerde akciğer iltihaplarının görülme riski daha fazladır.
Son zamanlarda dünyada salgına neden olan COVİD-19 hastalığı (Korona virüs) göstermiştir ki bütün insanlar akciğer iltihaplanması için risk altındadır. Bu nedenle gerekli önlemler alınmalı ve sosyal mesafe kuralına mutlaka uyulmalıdır.
Akciğer İltihabı Türleri
Akciğer iltihapları, akciğerlerde solunum yollarını ve küçük hava keseciklerini tutabilmektedir. Bu durum sonucunda iltihabın akciğerdeki gelişme yerine göre çeşitli alt türlere ayrılmıştır. Başlıca bronşlarda, bronşiollerde ve akciğerin kendi dokusunda iltihaplanma görülmektedir. Alt türler şu şekildedir;
Akut bronşit: Akut bronşit, akciğerlerde yer alan bronş adı verilen hava yollarının iltihaplanmasıdır. Bu hastalarda görülen temel şikayetler nefes darlığı ve balgam çıkarmaktır. Bronşit görülme süresine bağlı olarak akut ve kronik olarak ikiye ayrılmaktadır. Akut bronşit toplumda çok yaygın görülmesine rağmen, sigara içenlerde olduğu gibi solunum yollarında tahriş ve iltihaplanma devam ederse kronik bronşit gelişebilmektedir.
Akut bronşit hastalığı uygun tedavi ile kalıcı olmadan 7-10 gün içinde iyileşebilir iken, meydana gelen öksürük daha geç iyileşir. Hastanın durumu daha da ilerler ve kronik bronşit haline dönüşürse hastada KOAH (Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı) gelişme riski artabilmektedir. Akut bronşit hastalığı daha sık olarak soğuk algınlığı ve gribe neden olan virüsler kaynaklıdır. Bu nedenle virüs etkenli bronşite antibiyotikler etki edemez. Kronik bronşit hastalığında ise temel nedenler sigara, hava kirliliği ve zararlı tozlardır.
Bronşiyolit: Bronşiyolit olarak bilinen klinik tablo akciğerlerdeki en küçük hava yollarının yani bronşiollerin iltihaplanmasıdır. Genellikle virüslerin neden olduğu bronşiyolit, daha çok 0-2 yaş arası bebeklerde görülmektedir. Bebeklerde nefes darlığı gelişmesinin yanı sıra beslenme problemleri de görülebilmektedir. Bu durumda hastanın hastaneye yatışı gerekmektedir.
Pnömoni (Zatürre): Pnömoni yani zatürre bakteri, virüs ve mantar gibi mikroorganizmalar nedeniyle bir ya da her iki akciğerde meydana gelen iltihaplanmadır. İltihaplanma alveol adı verilen küçük hava keselerinde meydana gelmektedir. Bu hava keseciklerinde iltihaplanma meydana gelmesiyle alveollerin içinde iltihap sıvısı birikir. Bu birikim sonucunda havalanma azalır ve nefes almak zorlaşır. Pnömoniye neden olan etkenleri sayacak olursak; Bakteriler (Micoplasma pneumoniae, Legionella Pneumoniae), Virüler (Rinovirüsler, H. İnfluenzae) ve Mantarlardır (Histoplasmosis). Bu pnömoni etkenler damlacıklar içinde hapşırma ve öksürme ile sağlıklı bireylere bulaşabilmektedir.
Akciğer İltihabı Teşhisi
Akciğer iltihaplarının erken dönemde tanısı oldukça önemlidir. Hastanın şikayetleri erken dönemde teşhis edilip uygun tedaviye başlanırsa yapılan tedavinin başarı şansı daha yüksek olur ve hastadaki şikayetlerin kalıcı olma riski azalır. Hastalarda kendilerinde solunum sistemi ile ilgili şikayetler ve bunlara ek olarak yüksek ateş, terleme gibi diğer sistemik şikayetler fark ettiği zaman en kısa zamanda tanı için uzman doktora başvurmalıdır. Akciğer iltihapları gelişen hastalara tanı konulurken yararlanılan tanı yöntemleri şöyledir;
- Fizik muayene ve tıbbi öykü: Akciğerlerde ya da solunum yollarında iltihap gelişen hastaların polikliniklere en sık başvuru sebepleri balgam çıkarma, şiddetli öksürük ve nefes darlığıdır. Bu şikayetlerin yanında diğer ek şikayetlerini de tanımlayan hastaya şikayetlerin ne kadar süredir olduğu, nefes darlığının hangi pozisyonda geliştiği, balgamın rengi ve içeriği gibi sorular sorularak önemli bilgiler elde edilir. Bu işlemden sonra fizik muayene kısmına geçilir. Fizik muayene kısmında abeslang (muayene çubuğu) ile ağız muayenesi ve akciğer muayenesi yapılır. Bunun yanında hastanın ateşi ve parmak oksijen ölçüm cihazı ile de oksijen doygunluğu ölçülür. Yapılan muayenelerden sonra hastanın görüntüleme yöntemleri incelenerek tanı konulmaya çalışılır.
- Direkt Grafi (Röntgen): Direkt Grafi yani röntgen cihazı X-ışınlarını kullanarak arkadan ya da önden akciğerlerin görüntülenmesini sağlar. Ortaya çıkan görüntüde akciğerlerin yanında diyafram, nefes borusu ve kalp de incelenir. Bu yapılar çeşitli hastalıklarda beraber etkilenebileceği için incelemek oldukça önemlidir. Akciğerlerin girişindeki ve içindeki hava yolları, akciğeri çevreleyen plevra zarı, akciğerlerin boyutu, akciğerlerin genel yapısı göğüs filminde incelenen önemli noktalardır. Bunun yanında akciğerlerde olabilecek sıvı birikmesi (plevral efüzyon), tümör yapıları ve kistlerde mevcut ise filmde görülebilir. Bu istisnai durumlar dışında genellikle hastanın arkası dönük bir şekilde çekilir. Hasta ışınların düşeceği tabelaya sarılarak kollarını iyice açar. Bu sayede kürek kemikleri filmin içine girip görüntüyü bozmamış olur. Ayrıca akciğer filmi hastanın derin bir nefes aldığı anda çekilmelidir.
- SFT (Solunum Fonksiyon Testi): Solunum fonksiyon testleri göğüs hastalıkları polikliniğinde kullanılan ve önemli bilgiler veren bir tanı aracıdır. Hasta ağzına üfleme cihazını alır, bir mandal ile burundan hava çıkışı önlenir. Daha sonra hasta derin bir nefes alır ve dur denilene kadar üflemeye devam eder. Bu işlem yapılması kolay olmayan bir işlem olmakla beraber hasta için tehlikesi yoktur. İşlem yapılan hasta görevlinin uyarılarına dikkat etmelidir. Bu sayede test sorunsuz şekilde tamamlanır. Yapılan testte hastanın akciğer kapasiteleri ile ilgili bilgiler elde edilir. Akciğer iltihaplarının yanı sıra astım ve KOAH gibi önemli sağlık sorunlarının teşhisinde yararlanılan tanı yöntemidir.
- Balgam kültürü: Balgam örnekleri akciğer iltihabına neden olan etkenin teşhis edilip uygun antibiyotik verilmesinde önemlidir. Bu teşhis için hastanın derin öksürüğü sırasında alınan balgam örnekleri uygun koşullarda laboratuar ortamında analiz edilir.
- Kan tahlilleri: Kan tahlilleri ile hastanın kanındaki iltihap değerleri incelenir. İncelenen parametrelerden bazıları CRP, Sedimentasyon hızı ve beyaz küre sayısıdır.
- Bilgisayarlı Tomografi (BT): Bilgisayarlı tomografi X-ışınları kullanılarak hastanın akciğerleri ince kesitler halinde incelenerek akciğerler hakkında daha ayrıntılı görüntüleme elde edilir. Akciğerlerdeki hava yolları, akciğerlerdeki damarlar ve akciğerlerde tümör, sıvı birikmesi gibi anormal durumlar daha net görüntülenir.
- Bronkoskopi: Bronkoskopi cihazı ile bronş adı verilen hava yollarının görüntülenmesi sağlanır. Ağızdan girilerek solunum yolları ve akciğerlere ucunda kamera olan ince bir tüp ile inilir. Yapılan tetkikler sonucu tanı konulan ve tedavi uygulanan hastalara tedavi beklenen etkiyi göstermediği takdirde daha ileri bir tanı yöntemi olarak başvurulur.
- Akciğerlerden sıvı örneklemesi: Akciğerlerde sıvı toplanması olayına plevral efüzyon denilmektedir. Bu sıvı kimi zaman travmalar ve kanser gibi başka nedenlerden dolayı oluşabilirken, iltihaplanma sonucunda da sıvı birikmesi görülebilir. Biriken bu sıvıdan çeşitli araçlar yardımıyla sıvı örneği alınarak incelenebilir. Bunun yanında bazı durumlarda akciğerde sıvı birikmese de dışarıdan girilerek iltihaplanma olan bölgeye sıvı akıtılarak yıkama yapılır ve sıvı geri çekilir. Çekilen bu sıvıda incelemeye alınarak iltihaplanmaya neden olan etken laboratuar ortamında incelenir.
Akciğer İltihabı Tedavisi
Akciğer iltihaplarının temel nedenleri bakteriler, virüsler ve nadiren de olsa mantarlar olduğu için tedavide kullanılan yöntemler bu etkenlere karşı geliştirilen ilaçlardır. Yapılan tetkikler sonucunda doktorun önerdiği tedaviye tam olarak uyulmalı, tedavi dışına çıkılmamalı ve verilen tedavi yarım bırakılmamalıdır.
Tedavideki amaç iltihaplanmayı durdurmak, hastanın şikayetlerini gidermek ve tekrardan iltihaplanma görülmesine engel olmaktır. Ancak verilen tedavi kişisel alışkanlıklar ile sürdürülmeli, sigara ve alkol gibi alışkanlıklar bırakılmalı ve düzenli bir egzersiz programı edinilmelidir. Bunun yanında doktor onayı alınarak çeşitli bitkisel desteklerde alınabilir. Unutulmamalıdır ki bu bitkisel tedavilerin ciddi yan etkileri olabileceğinden mutlaka uzman doktora danışılıp onay alınmalıdır. Hastaların tedavisinde kullanılan ilaçlar etken olan mikroorganizmaya göre değişmekle beraber temel olarak şöyledir;
- Antibiyotik ilaç tedavisi: Antibiyotik tedavisi sadece bakterilerin neden olduğu akciğer iltihaplarında kullanılabilir. Bunun nedeni ise antibiyotiklerin etki mekanizmaları sadece bakteriler üzerinde etkili olmasıdır. Tedavide önemsenmesi gereken kısım belirtiler geçtiği zaman ilaç bitmeden ilaçların bırakılmasıdır. Hastalar doktorların verdiği antibiyotiği kullanmalıdır. Akrabalarının, arkadaşlarının hatta eşinin dahi kullandığı antibiyotiği kullanmamalıdır. Gereksiz ve bilinçsiz antibiyotik kullanımından kaçınılmalıdır. Bu yanlış yapıldığı zaman kullanılan antibiyotiğe bakteriler direnç kazanabilir ve verilen tedavinin hiçbir etkisi kalmayabilir. Hastada daha ciddi iltihaplanmalara yol açabilir.
- Antiviral ilaç tedavisi: Antiviral tedavi olarak bahsedilen ilaçlar akciğer iltihaplarına neden olan virüslere karşı kullanılan ilaçlardır. Bu ilaçlar virüslerin vücuttaki etki mekanizmasına karşı olup, çoğalmalarını engelleyip, virüsleri öldürmeye yöneliktir.
- Antifungal ilaç tedavi: Antifungal ilaçlar olarak adlandırılan gruplar mantarların neden olduğu akciğer iltihaplarında kullanılan ilaçlardır.
- Oksijen tedavisi: Akciğer iltihabı gelişen hastalarda ciddi nefes darlığı meydana gelirse maske ile ya da direkt burundan oksijen verilerek kişinin nefes almasına destek olunur.
- Diğer ilaç tedavileri: Hastalarda meydana gelen yüksek ateş, aşırı balgam ve şiddetli öksürüğe karşı farklı türde ilaçlar verilebilir. Balgam söktürücüler, ateş düşürücüler ve öksürük ilaçları bu ilaçlardan bazılarıdır.
- Damar yoluyla sıvı takviyesi: Şiddetli kusma, sıvı toplanması ve diğer şiddetli sıvı kayıplarında hastaya açılan damar yolu ile sıvı takviyesi yapılır. Sıvı kayıpları şiddetli olursa ve müdahale edilmezse hastada bilinç kaybı, elektrolit bozukluğu ve ölüme kadar ilerleyen tabloya neden olabilir.
Akciğer İltihabı İlaçları
Akciğer iltihaplarında kullanılan ilaçlar iltihaba neden olan mikroorganizmaya göre değişiklik göstermektedir. Bunun yanında hastada görülen diğer belirtilere karşı da ek ilaçlar verilebilir.
Hastalarda kullanılan ilaçlardan bazıları şunlardır;
- Antibiyotikler: Antibiyotikler bakterilerin neden olduğu hastalıklarda kullanılan ilaçlardır. Hastalar sadece doktorunun önerdiği antibiyotiği kullanmalı ve tedavi süresince ilacını erken kesmemelidir. Bununla beraber başkalarına iyi gelen bir antibiyotiği doktorunun onayı olmadan kullanmamalı, gereksiz ve bilinçsiz antibiyotik kullanımından uzak durmalıdır. Gereksiz antibiyotik kullanımı bakterilerde antibiyotik direnci meydana getirebilir ve hastalığın daha da ilerlemesine neden olabilir.
- Amoksisilin
- Sefuroksim
- Sefaklor
- rifampisin
- Azitromisin
- Klaritromisin
- Antiviraller: Antiviral tedaviler virüslerin etkili olduğu akciğer iltihaplarında kullanılan ilaçlardır. Genellikle grip etkeni olan H. İnfluenza virüsü için kullanılırlar. Grip virüsü özellikle akut bronşit gibi hastalıklarda etkili olabilmektedir.
- Amantadine
- Rimantadine
- Zanamivir
- Oseltamivir
- Antifungaller: Antifungal ilaçlar çok sık olmasa da bakterilerin neden olduğu akciğer iltihaplarında kullanılmaktadır. Bu ilaçlardan bazıları şunlardır;
- Amfoterisin B
- Konazoller
Akciğer İltihabı Tedavi Edilmezse
Akciğer iltihaplarında erken dönemde teşhis edilip tedavi edildiği zaman hastada yüksek oranda başarılı sonuçlar gösterebilmektedir. Daha geç dönemde tedavi edilen, tedavisi başarılı olmayan, tedaviye direnç gelişen ya da tedaviyi yarıda bırakan hastalarda bazı komplikasyonlar görülebilmektedir.
Bu komplikasyonlardan bazıları şunlardır;
- Kalıcı Öksürük: Akciğer iltihaplarının en sık belirtilerinden birisi şiddetli öksürüktür. Hastaların bazılarında durum daha kötüleşebilir, iyileşme görülse bile hastada kalıcı öksürük gelişebilir.
- Nefes darlığı: Nefes darlığı akciğer hastalıkları gelişen hemen her hastada görülebilmektedir. Bazı hastalarda tedavi uygulanıp iyileşme görülse bile kalıcı nefes darlığı gelişebilir. Bu nefes darlığı yatarken, otururken ya da ayakkabı bağlarken görülebilir. Nefes darlığı için doktor tarafından bazı nefes açıcı ilaçlar verilebilir.
- Akut Solunum Sıkıntısı Sendromu (ARDS): ARDS olarak adlandırılan tablo akciğer iltihaplarının tedavi edilemediği ve hastalığın daha da ilerlemesi sonucu meydana gelen acil bir durumdur. Hızlıca gereken müdahale uygulanmazsa hastanın ölümüne neden olabilmektedir.
- Plevral efüzyon: Plevral efüzyon akciğerin etrafını saran iki katmanlı plevra zarının katmanları arasında sıvı birikmesi durumudur. Akciğer iltihapları olan hastalarda görülebilen ciddi komplikasyonlardan biridir. Bu durumda akciğerlere bası yapan sıvı nedeniyle akciğer yeterli miktarda genişleyip havalanamaz. Hastada ciddi nefes darlığı görülebilmek ile beraber erken dönemde gerekli müdahaleler uygulanarak sıvı boşaltılmalıdır.
- Kana bakteri karışması (Bakteriyemi): Akciğer iltihaplarına neden olan bakteriler tedaviye iyi yanıt vermezse ve hastalık ilerlerse iltihaplanmaya neden olan bakteriler kana karışabilir. Bu durumda hastada ciddi derecede tansiyon düşmesi, septik şok ve ilerleyen evrede organ yetmezlikleri görülebilir. Bakteriyemi tedavi edilmezse hastanın ölümüne neden olmaktadır.
- Bulaş olması: Akciğer iltihaplarına neden olan etkenler hastadan damlacıklar içinde bulunmaktadır. Hapşırma ve öksürme ile çevreye yayılabilir ve diğer sağlıklı kişilerin hastalanmasına neden olabilir. Bu nedenle tedavi süreci tamamlanana kadar gerekli izolasyon yapılmalı, yakın temastan uzak durulmalıdır.
Akciğer İltihabı Hastaları Nelere Dikkat Etmelidir?
Akciğer iltihapları olan hastaların dikkat etmesi gereken en önemli konulardan biri şikayetlerinin başlamasından sonra en kısa sürede uzman doktora başvurmaktır. Bu sayede zamanında gerekli müdahaleler yapılarak hem hastanın sağlığının daha da kötüleşmesinin önüne geçilirken hem de çevresindeki sağlıklı bireylere hastalığın bulaşması önlenebilir.
Hem hastanın sağlığı hem de çevredeki diğer sağlıklı bireylerin sağlığı için alınması gereken bazı kurallar vardır;
- Gereken tanı konulduktan sonra hastanın çevresi ile yakın teması önlenmeye çalışılmalıdır. Hastalık etkenleri damlacıklar aracılığıyla hapşırma ve öksürme yolu ile yayılarak sağlıklı bireyleri de etkileyebilir. Bu konuda gerekli mesafeye dikkat etmekle beraber hastanın ve yakınlarının maske takması ile korunma sağlanabilir.
- Akciğer iltihabına neden olan mikroorganizmalarla savaşta doktorların önerdiği tedaviyi tam ve eksiksiz uygulamak oldukça önemlidir. Doktorun önerdiği antibiyotikler dışında başkalarının önerdiği antibiyotiklerden uzak durulmalı, tedavi yarıda bırakılmamalı ve doktorun önerilerine mümkün olduğunca uyulmalıdır. Bu sayede kullanılan antibiyotiklere bakterinin direnç geliştirmesi önlenebilir, hastalığın neden olabileceği komplikasyonların önüne geçilebilir ve hastada kalıcı hasarlar oluşması engellenebilir.
- Sigara ve tütün kullanımı hem solunum yollarında hem de akciğerlerde kalıcı hasarlara yol açar. Bunun sonucunda hasar meydana gelen bölgelerde iltihap gelişme riski artarken vücudun savunma sistemi de zayıflar. Sonuç olarak özellikle solunum yolu ya da akciğerlerde herhangi bir hastalık meydana gelen hastaların sigara ve tütün kullanımı bırakması oldukça önemlidir.
- Sağlıklı beslenme, düzenli uyku ve egzersiz alışkanlığı gibi önemli hayat tarzı değişiklikleri bağışıklık sisteminin güçlenmesinde oldukça etkilidir. Bu nedenle hastalar da dahil olmak üzere tüm insanların bu konulara gerekli hassasiyeti göstermesi oldukça değerlidir.
- Önemli konulardan birisi de aşı yaptırmaktır. Aşılar hastalığa neden olan etkenlerin hastalık özelliği azaltılarak hazırlanmış ilaçlardır. Bu sayede vücut bu mikroorganizmayı tanımış olur ve ona karşı bağışıklık sistemini hazırlamış olur. Aşılar hastalık etkeni ile karşılaşma ihtimaline karşı sağlıklı bireylere yapılır. Özellikle H. İnfluenza, Pnömokok ve Hpv aşıları korunmada önemli aşılardır.
- Evde tedavi için kullanılan bazı bitkiler, antibakteriyel ve iltihap giderici özelliklerinden dolayı hastalar tarafından kullanılabilmektedir. Öksürük otu, Andız otu kökü, Fesleğen, Zerdeçal, Havuç, Sarımsak, soğan ve Doğal bal-limon karışımı kullanılan bazı bitkisel besinlerdir. Ancak bu bitkilerin kullanılması sırasında bazı ciddi yan etkiler gelişebileceğinden uzman doktora danışılmadan asla kullanılmamalıdır.
Çocuklarda ve Bebeklerde Akciğer İltihabı
Çocuklarda ve bebeklerde özellikle pnömoni olmak üzere akciğer iltihabı vakaları yaygın olarak gelişmektedir. Bu yaş grubunda akciğer iltihaplarına neden olan etkenler çeşitli olmakla beraber genellikle virüslerdir. Özellikle H. İnfluenza ve Streptococcus Pneumoniae 5 yaş altı bebek ve çocuklarda etkili iken 5-13 yaş arasındaki yaş grubunda Mycoplasma Pneumoniae etkeni daha sıklıkla görülür. Çocuklarda ve bebeklerde görülen şikayetler genellikle şöyledir; nefes almakta zorlanma, halsizlik, iştah azalması, ateş yüksekliği, öksürük, dudaklarda ve parmak uçlarında morarma vb.
Tedavide hastanın klinik durumu hafifse dinlendirme ve ateş düşürücüler yeterli olabilirken, daha ileri vakalarda hastaneye yatış gerekmektedir. Tedavi süreci sonrasında hastanın klinik durumu 1 hafta içinde iyileşmektedir. Hastalığın daha sonraki dönemlerde tekrardan görülebileceği unutulmamalıdır.
Unutulmamalıdır ki 0-1 yaş arası bebeklerin bağışıklık sistemi zayıf olacağı için en riskli gruplar arasında yer almaktadırlar. 1-5 yaş arası çocuklarda bağışıklık sistemi biraz daha gelişmiş olsa da savunma sistemi tam olarak gelişmediği için en riskli ikinci grup kabul edilebilir.
Hamilelerde Akciğer İltihabı
Hamileliğin meydana getirdiği duygusal ve hormonal değişimler nedeniyle kadınların bağışıklık sistemi zayıflayabiliyor. Bu nedenle hamile kadınlar akciğer iltihaplarının gelişmesi açısından riskli gruplar içinde yer almaktadır. Akciğer iltihaplarının gösterdiği belirtiler kimi zaman hamilelik nedeniyle görülebilen belirtilere benzeyebildiği için bu durum fark edilemeyebilir. Ancak hamile kadınlar için anormal belirtiler görülmeye başladığında ya da her zaman görülen belirtilerin şiddeti ve karakteri değiştiği zaman doktora mutlaka doktora başvurmak gerekmektedir. Annede görülebilecek akciğer iltihaplarına gerekli müdahaleler uygulanmaz ise erken doğum ve düşük doğum ağırlığı gibi bebek için tehlikeli durumlar görülebilir iken hastalık ilerlerse annenin sağlığı da olumsuz etkilenip tehlikeye girebilir.
Akciğer İltihabı için Hangi Doktora Gidilmeli?
Akciğer iltihapları olan hastalarda solunum yolları ile ilgili şikayetler meydana gelmektedir. Hastada uzun süreli ciddi öksürük, nefes alıp vermede zorlanma, nefes darlığı, balgam çıkarma, kanlı balgam, hırıltılı solunum ve yüksek ateş gibi şikayetler meydana gelirse en kısa sürede uzman doktora başvurmak gerekmektedir. Başvuru süresi olduğu kadar erken sürede olmalıdır. Çünkü hasta bu süreçte evindeki ve iş yerindeki diğer sağlıklı bireylerle temas sonucu hastalığını bulaştırabilir.
Hastaların başvurması gereken uzman doktorlar Göğüs Hastalıkları bölümüdür.
Akciğer iltihabı ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular
Akciğer İltihabı İlerlerse Ne Olur?
Akciğer iltihapları, hastalarda solunum yolları ve akciğerler ile ilgili şikayetlere neden olmaktadır. Tedaviye uyum sağlanmazsa, tedaviye direnç gelişirse ya da hastalık tekrardan görülüp tedavide geç kalınırsa hastalarda ciddi komplikasyonlar gelişebilir. Bu komplikasyonlar kalıcı öksürük, kalıcı nefes darlığı gibi şikayetler olabileceği gibi septik şok akut solunumsal sıkıntı sendromu gibi ciddi ve hayatı tehdit eden klinik tablolar da olabilir. Bu durumlara hızlı müdahale edilmediği taktirde hastalar hayatını kaybedebilir.
Akciğer İltihabı Öldürür Mü?
Akciğer iltihapları erken dönemlerde hafif şikayetlere neden olabilse de hastalık ilerlerse ve gereken tedaviler başarısız olursa hastada septik şok ve akut solunumsal sıkıntı sendromu gibi hayatı tehdit eden ciddi komplikasyonlar gelişebilir. Bu tıbbi durumlar acil müdahale gerektiren tablolardır. Tedavide geç kalınırsa hastanın ölümüyle sonuçlanabilir.
Akciğer İltihabı Kansere Dönüşür Mü?
Pnömoni ve bronşit gibi akciğer iltihapları mikroorganizmalar nedeniyle oluşabilen hastalıklar oldukları için akciğer kanserine dönüşmeleri söz konusu değildir. Ancak sigara kullanımı ve geçirilen akciğer iltihapları akciğer kanserinin görülme riskinin sağlıklı bireylere göre daha fazla olmasına neden olmaktadır.
Akciğer İltihabı Nasıl Temizlenir?
Akciğer iltihapları solunum yollarında ve akciğerlerde gelişebilmektedir. Uygun tedavi ile hastanın yaşına ve klinik durumuna göre değişmekle beraber 5-7 gün içinde iltihap bölgesi temizlenebilir. Ancak sigara içimi ve diğer çevresel etkenlere maruziyet devam ederse hastalık ilerleyen dönemde tekrar görülebilir. Bu sefer iyileşme süresi daha da uzun bir süre alır.
Akciğer İltihabı Bulaşıcı Mıdır?
Akciğer iltihaplarına neden olan mikroorganizmalar hastaların solunum yollarında ve akciğerlerine yerleşmektedir. Bu mikroorganizmalar damlacıklar içinde bulunarak hastanın öksürmesi ve hapşırması ile havaya ve yüzeylere yayılabilmektedir. Sağlıklı kişilerin bu yüzeylere teması ile ağız, burun ve göz gibi noktalardan vücuda girerek sağlıklı bireye de hastalık etkeni bulaşabilmektedir.
Akciğer İltihabı Sırt Ağrısı Yapar Mı?
Akciğer iltihaplarının en sık belirtileri öksürük, balgam çıkarma, ateş ve nefes darlığıdır. Hastada meydana gelen nefes alma problemleri nedeniyle akciğerlere dolayısıyla vücuda giren oksijen miktarında azalma meydana gelir. Azalan oksijenden dolayı da hastada kemik, eklem ve kas ağrıları da gelişebilir. Bu durumda hastalarda sırt ve bel ağrıları da yaygın olarak görülebilmektedir.