Adenovirüsler, solunum yollarından sindirim sistemine kadar geniş bir alanda enfeksiyona neden olan DNA virüsleridir. Özellikle çocuklarda yaygın görülen bu virüs grubu, kreş ve okul gibi kalabalık ortamlarda hızla yayılır. Soğuk algınlığı benzeri hafif enfeksiyonlardan, zatürre veya menenjit gibi ciddi tablolara kadar değişen klinik görünümlere yol açabilir.
Adenovirüs Nedir?
Adenovirüsler, 100’den fazla serotipi bulunan ve insanlarda çeşitli dokulara tutunabilen bulaşıcı etkenlerdir. En sık üst solunum yolu enfeksiyonlarına neden olmakla birlikte göz (konjonktivit), bağırsaklar (gastroenterit) ve mesane (sistit) tutulumu da sıktır. Bağışıklık sistemi zayıf bireylerde ölümcül seyredebilen sistemik enfeksiyonlara yol açabilir.
Bulaşma Yolları
Virüs, enfekte kişilerin solunum salgılarıyla (hapşırık, öksürük) veya dışkı-ağız yoluyla bulaşır. Havuz suları, kontamine yüzeyler ve ortak eşya kullanımı önemli bulaş kaynaklarıdır. Kreşlerde oyuncaklar, okullarda sıralar ve toplu taşıma araçlarındaki tutacaklar bulaşmayı kolaylaştırır. Bulaşıcılık semptomlar başlamadan 1 gün önce başlar ve iyileşme sonrası 2 haftaya kadar devam eder.
Belirtiler ve Klinik Tablolar
Enfeksiyonun tipine göre değişen belirtiler görülür. Solunum yolu enfeksiyonlarında ateş, boğaz ağrısı ve öksürük ön plandayken, adenovirüs konjonktivitte gözlerde kızarıklık, kaşıntı ve sulanma şikayetleri baskındır. Gastroenterit formunda ise şiddetli ishal, kusma ve karın ağrısı gelişir. Bağışıklığı baskılanmış hastalarda hepatit veya ensefalit gibi hayatı tehdit eden komplikasyonlar ortaya çıkabilir.
Teşhis Yöntemleri
Klinik bulgular tanıda yol gösterici olsa da kesin tanı için laboratuvar testleri gereklidir. Nazofaringeal sürüntü, balgam veya dışkı örneklerinde PCR ile viral DNA tespiti altın standart yöntemdir. Hızlı antijen testleri ve viral kültür de kullanılabilir. Kan testlerinde lökositoz ve karaciğer enzim yüksekliği organ tutulumunu gösterebilir.
Tedavi Yaklaşımları
Spesifik antiviral tedavisi bulunmayan adenovirüs enfeksiyonlarında destekleyici tedavi uygulanır. Solunum sıkıntısında oksijen desteği, dehidratasyonda sıvı replasmanı ve yüksek ateşte parasetamol kullanılır. Bağışıklığı baskılanmış hastalarda intravenöz immünoglobulin (IVIG) veya cidofovir gibi antiviral ilaçlar tercih edilir. Antibiyotikler sadece bakteriyel süper enfeksiyon gelişirse kullanılmalıdır.
Komplikasyon Riskleri
Kronik akciğer hastalarında bronşiolit obliterans, bebeklerde persistan wheezing gelişebilir. Adenovirüs konjonktivitte korneal ülserasyon, gastroenteritte ciddi sıvı kaybı ve böbrek yetmezliği görülebilir. Nadiren Guillain-Barré sendromu veya miyokardit gibi otoimmün komplikasyonlar bildirilmiştir.
Korunma Stratejileri
Ellerin sabunla en az 20 saniye yıkanması en etkili önlemdir. Havuz kullanımı sonrası duş almak ve kontamine yüzeylerin çamaşır suyuyla temizlenmesi bulaşmayı azaltır. Askeri personel gibi yüksek risk grupları için canlı atenüe aşılar mevcuttur. Bağışıklığı zayıf hastaların kalabalık ortamlardan kaçınması önerilir.
Hangi Durumlarda Acil Müdahale Gerekir?
Nefes darlığı, bilinç bulanıklığı veya şiddetli dehidratasyon bulguları (idrarda azalma, gözlerde çöküklük) acil tıbbi yardım gerektirir. Yenidoğanlarda 38°C üzeri ateş, yetişkinlerde 3 günden uzun süren 40°C ateş ve ense sertliği gibi menenjit bulgularında vakit kaybedilmemelidir. Çocuklarda çocuk enfeksiyon hastalıkları uzmanı, yetişkinlerde iç hastalıkları veya enfeksiyon hastalıkları bölümlerine başvurulmalıdır.