Erizipel

Erizipel hastalığı; deride kızarıklık, yanma ve ağrıya neden olan bir deri hastalığı olup genellikle antibiyotik tedavisi uygulanmaktadır.

Erizipel Nedir?

Erizipel veya Yılancık hastalığı, deride ağrı, şişlik, ısı artışı ve kızarıklıkla karakterize bir deri hastalığıdır. Genelde bacaklarda görülürken, vücudun geri kalan kısımlarına da yayılabilmektedir. Bu yüzden erken tedavi oldukça önemlidir. Her yaşta görülebilmesine rağmen, en sık 60-80 yaşlarında görülen yılancık hastalığı, bakterilerin deri altına yerleşmesi sonucu oluşmaktadır. Özellikle deri bütünlüğünün bozulduğu travma, yanık, yara ve çatlak gibi durumlarda yılancık hastalığının görülme ihtimalinde artış gözlenir. Deride görülen ağrı, ısı artışı ve kızarıklık gibi durumların da temel sebebi, deri altına giren bakterinin yarattığı enfeksiyona, vücudumuzun karşılık göstererek, kendini koruma altına alma çabasıdır.

Doğru bir tedaviyle oldukça kolay bir şekilde tedavi edilebilen yılancık hastalığında erken tanı oldukça önemlidir. Erken tanı konulmadığı takdirde, enfeksiyon bütün vücudu sararak, ölüme kadar giden istenmeyen bir sürece neden olabilmektedir.

Erizipel benzeri eritem (kızarıklık) ile karakterize olan Ailesel Akdeniz Ateşi hastalığıyla klinik karışabilmektedir. Bu hastalıkta ateş ile kemik-kas ağrısı atakları sık sık gözlenirken, erizipelde kas ağrısı nadir görülür. Ailesel akdeniz ateşi hastalığında ek rahatsızlıklar da görülmektedir.

Yılancık hastalığına en sık sebep olan bakteri Streptokok Pyogenes isimli bakteridir. Aynı zamanda H. İnfluenza, S. Aureus, S. Pnömoni gibi bakteriler de erizipel hastalığına neden olan bakteriler arasındadır. Erizipel ile selülit isimli deri enfeksiyonu, klinikte birbirlerine benzemektedirler. Aralarındaki farklar, ayırıcı tanı için önemlidir.

Erizipel ve Selülit Farkları

Erizipel, derimizin ortanca katmanı olan dermisi etkileyen bir deri enfeksiyonu iken selülitte deri altı yağ dokusu da etkilenir. Dolayısıyla selülit, derinin daha derinlerinde görülür.

  • Erizipel hastalığında sınırlar oldukça belirgindir. Hızla ilerleyen bu deri lezyonları, deriden kabarık haldedir.
    • Selülitte ise sınırlar belirgin olmamakla beraber, deri lezyonları deriyle aynı yüzeydedir. Yani deriden kabarık halde değildir.
  • Erizipel hastalığına en sık neden olan bakteri S. Pyogenes’tir. Ek olarak H. İnfluenza, S. Pnömoni gibi bakteriler de erizipele neden olabilmektedir.
    • Selülite en sık neden olan bakteri S. Aureus ve S. Pyogenes’tir. Ayrıca midye kabuklarında bulunan Vibrio Vulnificus isimli bakteri de selülite neden olabilmektedir.
  • Erizipel hastalığı yüz ve bacaklarda sık görülürken, selülit hastalığında yüz tutulumu daha nadirdir ve tek taraflı bacak tutulumu sıktır.

Derimizin Yapısı Nasıldır?

Vücudumuzun en büyük organı olan deri, vücut ağırlığımızın yaklaşık %15’ ini oluşturmaktadır. Erişkinlerde 1.2 ile 2.3 metre karelik alan kaplamaktadır.

Derimiz 3 katmandan oluşmaktadır ve her bir katmanın farklı görevleri bulunmaktadır.

Üstten alta doğru:

  1. Epidermis: En üstte, dış ortamla temas halindedir. Temel görevi vücudumuzu dış etkenlere karşı korumaktır.
  2. Dermis: Ortada yer alan dermişin içerisinde bağ doku hücreleri bulunmaktadır. Derinin elastik olma özelliği ve dirençli olmak özelliği dermis tarafından sağlanır.
  3. Deri Altı Dokusu: Derinin altta kalan bileşenleriyle bağlanma bölgesidir.

Epidermis Yapısı

Epidermis esas olarak 4 tabakadan oluşmaktadır fakat ayak tabanı ve avuç içinde ekstradan bir tabaka daha bulunmaktadır.

Üstten alta doğru tabakalar:

  1. Korneum Tabakası: Birbirinin üzerine binmiş çekirdeksiz hücrelerin oluşturduğu tabakadır. En dışta yer alan bu tabakadaki hücreler 14 günde yenilenir ve eskiyen hücreler dışarıya atılır.
  2. Granulosum Tabakası
  3. Spinosum Tabakası
  4. Bazal Tabaka
  5. Lucidum Tabakası: Eleidin isimli protein içeren bu tabaka, sadece avuç içi ve ayak tabanında bulunur.

Dermis Yapısı

Epidermisin altında kalan bu tabaka, epidermisi destekler. Dermis de kendi içerisinde “papiller dermis ve retiküler dermis” olarak 2’ ye ayrılmaktadır. Dermisin içerisinde lenfositler, vücudumuzun savunmasında görevli mast hücreleri ve salgı işleminden sorumlu langerhans hücreleri gibi çeşitli hücreler bulunmaktadır.

Erizipel Belirtileri Nelerdir?

Yılancık hastalığı esasen derinin belli bir bölgesinde kızarıklık, şişlik ve ısı artışı ile karakterizedir. Bölgesel belirtiler ile tanı konulurken, ateş, halsizlik gibi sistemik belirtiler de erizipele eşlik edebilmektedir.

  • Küçük bir kızarıklık olarak başlar. Bu kızarıklık yamaya benzetilmektedir.
  • Kızarıklık zamanla büyüme başlar ve kabarık olur.
  • Enfeksiyonun şiddeti arttıkça, vezikül olarak bilinen içi su dolu kabartılar görülebilmektedir.
  • Enfeksiyonun olduğu bölgeye yakın olan lenf bezinde şişlikler görülebilir. Bu şişlikler ağrılı olabilmektedir.
  • Ateş, halsizlik, bulantı-kusma, üşüme, titreme gibi bulgular deri altına giren enfeksiyonun deride bulgular vermesiyle de başlayabildiği gibi deri belirtileri görülmeden de başlayabilmektedir.
  • Kas ağrısı
  • Eklem ağrısı
  • Baş Ağrısı

Erizipel Nedenleri Nelerdir?

Yılancık hastalığının yaş ve cinsiyete göre çeşitli nedenleri bulunmaktadır. Yeni doğan bebeklerde bakterinin giriş yeri göbek deliği olabilirken, yaşlı bireylerde ameliyat sonrasında bakterilerin deri altına girmesi durumuna rastlanabilir.

Nedenleri:

  • Yeni doğan bebeklerde, göbek bağının kirlenmesiyle beraber göbek çevresine yayılan bir hastalık tablosu oluşturabilir.
  • Erişkinlerde ise sivilcelerle oynamak veya burun kıllarının çekilmesi gibi durumlarda yüz ve boyun bölgelerinde yılancık hastalığı oluşabilmektedir.
  • Yetişkinlerde aynı zamanda ayak çatlakları varsa, bu bölgeden deri altına giren bakteri, bu bölgede yılancık hastalığına neden olabilmektedir.
  • Yetişkinlerde ayak mantarları da sık görülmektedir. Ayak mantarlarının bulunduğu yerden deri altına bakteri girmesi de yılancık hastalığı ile sonuçlanabilmektedir.
  • Dolaşım bozukluğunun bir sonucu olarak da gelişebilmektedir.
  • Egzamaları olan hastaların çok kaşınmasından ve yaraları soymasından dolayı yılancık hastalığı gelişebilmektedir.
  • Böcek, sinek gibi hayvanların sokmasıyla deri bütünlüğü bozulabilir. Deri bütünlüğü bozulan bu yerden bakterilerin girmesi de yılancık hastalığına neden olabilir.
  • Şeker hastalığı, hareketsiz yaşam, kortizon ilacını kullanmak gibi durumlarda da yılancık hastalığı gelişebilmektedir.
  • Alkol bağımlılığı

Erizipel Teşhisi

Erizipel hastalığının teşhisi, tedavisi gibi kolaydır. Uzman hekim deriden kabarık, sınırları belirgin lezyonu gördüğü vakit, hastadan ek gerekli bilgileri aldıktan sonra tanıyı koyar. Tanı konulması için herhangi bir tetkik istemeye gerek yoktur.

Enfeksiyon hastalıklarında, hastalığa neden olan bakterinin bulunması için yara kültürü adı verilen işlem uygulanmaktadır. Yara kültüründe, ucu steril bir pamukla örtülü olan çubuk yardımıyla, yaradan sürüntü örneği alınır. Fakat erizipel hastalığı için çalışmalar göstermiştir ki hastadan yara kültürünün alınmasının tedaviye herhangi bir katkısı yoktur. Dolayısıyla erizipel hastalığı için, hastadan yara kültürü alınmaz.

Kan TahliliErizipel hastalığı aynı zamanda enfeksiyon hastalığı olduğu için kanda belli değerler yükselebilmektedir. Bu yüzden kan tahlili yapılabilir. Fakat yapılan kan tahlili tanı koymak için değildir.

Yara Kültürü: Yara kültürü tanı koymak için gereksiz bir yöntemdir. Herhangi bir ek hastalığı olmayan hastalarda yara kültürü istenmez. Fakat immün yetmezliği olan hastalarda, kanser olan bireylerde, nötrofil sayısı 500’ den düşük olan bireylerde, hayvan ısırmalarında ve yaralanmalarda yara kültürü istenmelidir.

Erizipel Tedavisi

Ayakta yılancık hastalığı tedavi edilirken, yatış kararı verilerek de yılancık hastalığı tedavi edilebilir. Hasta eğer mental ve hemodinamik açıdan stabil ise ayaktan tedavi sağlanır. Fakat enfeksiyon daha derinlerde ise, sıvı toplayan kabarcıklar varsa, organ yetmezliği varsa, immün sistemi baskılanmışsa, ayaktan tedavi edilmesine rağmen yanıt alınamıyorsa, tansiyon düşüklüğü-nabız artışı varsa, kanda CRP yüksekliği varsa hastanın yatırılarak tedavi edilmesi önerilmektedir.

Erizipel ağrılı bir hastalık olduğundan dolayı, ayaktan veya yatarak tedavide, steroid olmayan antiinflamatuar ilaçlar olarak bilinen ağrı kesiciler kullanılmaktadır. Aynı zamanda ısı artışı olduğu için mutlaka soğuk uygulanması gereken erizipel hastalarında, lezyon eğer ayak bölgesinde oluştuysa mutlaka o bölgenin yüksekte tutulması gerekmektedir. Bu yüzden yılancık hastalığı olanların yatak istirahati yapması gerekmektedir. Bunlar tedavinin olmazsa olmazlarındandır.

Eğer hastalık hafif formda ise, penisilin, klindamisin, amoksisilin-klavunat, sefazolin gibi antibiyotikler kullanılır.

Eğer hastalık ağır formda ise, vankomisin, linezolid, daptomisin, tigesiklin gibi antibiyotikler kullanılır. Hastaların kemoterapi alması, kanser öyküsünün bulunması, hayvan ısırığından sonra erizipel oluşması ve ciddi immün yetmezliğinin olması, hastalığın ağır formda olduğunu gösterir. Ortalama tedavi süresi 10-14 gündür.

Erizipel Tedavi Edilmezse

Erizipel hastalığı kesinlikle tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır. Tedavi edilmesine rağmen %20 tekrar eden bu hastalık, tedavi edilmediğinde apse oluşumuna neden olabilir. Aynı zamanda kalıcı şişliğe neden olabilen erizipel hastalığında, deri altına giren bakterinin kana karışması ile beraber korkulan ve ölümcül olabilen sepsis hastalığı gelişebilir. Kana karışan bakteri beyin zarlarının arasına girerse ölümcül menenjit hastalığına neden olabilir. Damarlarda tıkanıklığa da neden olabilen yılancık hastalığı, emboli adı verilen tabloyu oluşturarak, ölüme neden olabilir.

Erizipel Hastalığına Ne İyi Gelir?

Erizipel hastalarının kesinlikle yatak istirahati yapması gerekmektedir. Yatak istirahati yapılırken, lezyonun olduğu bölgenin havada tutulması, kan dolaşımı için oldukça önemlidir, kesinlikle uygulanması gerekmektedir.

Vücudun bağışıklığını düşüren alkolün bırakılması gerekmektedir. Bağışıklık sistemini tüketmek için ayrıca düzenli olarak sebze ve meyve tüketmek gerekirken, düzenli uyku da gerekmektedir. Tek tip beslenmekten uzak durulması gerekirken, tütün ve tütün ürünlerinden kesinlikle uzak durulması gerekmektedir. Tütün ve tütün ürünleri, damarlarda tıkanıklık oluşturabilmektedir. Yatak istirahatinde olmak da tıkanıklık yaratabildiği için, bu önerilere uyulması gerekmektedir.

Erizipel Hastalığına Ne İyi Gelmez?

Hastaların yatak istirahatine uymayıp, çok fazla hareket etmeleri, tedaviyi güçleştirir. Aynı zamanda düzenli uyku, düzenli beslenme gibi aktiviteler yapılmazsa da tedavi zorlaşır. Örneğin ayak mantarından kaynaklı erizipel gelişmişse, ayak bakımının oldukça iyi yapılması gerekmektedir. Ayak bakımının olmadığı durumlarda, damarların tıkanmasına bağlı lenfödem olarak bilinen fil ayak görüntüsü oluşabilmektedir.

Erizipel İlaçları

Erizipeli tedavi eden ilaçlar antibiyotiklerdir. Antibiyotiklere ek olarak verilen ağrı kesiciler hastanın konforu için verilmektedir. Hafif olgularda verilen antibiyotikler penisilinler başta olmak üzere, klindamisin, amoksisilin – klavunat ve sulbaktam-ampisilindir. Ağır olgularda ise vankomisin, linezolid, daptomisin gibi antibiyotikler kullanılmaktadır.

Penisilinler alerjik reaksiyonlara neden olabilirken, egzama gelişimine de sebebiyet verebilirler. Uzun süreli kullanımda kandaki trombosit seviyesini düşürebilirler. Hafif olgularda en sık kullanılan amoksisilin-klavunat ağız yoluyla tablet halinde kullanılır.

Ağır olgularda verilen vankomisinler ise işitme kaybı, böbrek yetmezliği, kırmızı deri, ateş, titreme ve döküntü gibi istenmeyen yan etkilere neden olabilmektedir. Bu ilaçlar iğne şeklinde verilir.

Erizipel Ameliyatı

Erizipel hastalığının ameliyat tedavisi bulunmamaktadır. Erizipele bağlı gelişen damar tıkanıklığı durumlarında, tıkanıklığı gidermek için, ameliyata gereksinim duyulabilir. Bu işlemde kasıktan girilerek stent takılabileceği gibi, açık ameliyat yapılarak, tıkanıklık giderilebilir.

Hamilelikte Erizipel

Erizipel gebelikte oldukça nadir görülür. Gebelikte çatlaklar, sivilceler ve ayak problemleri sıklıkla karşılaşılan cilt problemleridir. Çatlakların olması veya sivilcelerin soyulması erişkinlerde de erizipel hastalığına zemin hazırladığı gibi gebelerde de bu duruma sebebiyet verir. Bu yüzden gebelik sürecinde, doğru cilt bakım kremleri ve dermatolog onaylı kremler ile sivilceler tedavi etmek gerekirken, ayak bakımının çok iyi yapılması gerekmektedir.

Çocuklarda Erizipel

Erizipel çocukluk çağında da görülür. Yetişkinlere kıyasla daha çabuk iyileşir. Belirtiler ve klinik görünüm erişkin erizipel hastalarıyla aynıdır. 

Tedavide hastalık evrelere ayrılır:

  • Evre 1’de; Sistemik bir bulgusu olmayan çocuklara, ağız yoluyla antibiyotik verilir. Bu antibiyotik genellikle penisilinlerdir.
  • Evre 2’de; Şeker hastalığı, obezite gibi ek hastalıklar mevcutsa, kısa sürede hastanede yatırılabilirken, ayaktan da tedavi verilebilir. Burada da tedavi olarak antibiyotikler verilir.
  • Evre 3’te; Hastanın genel durumu bozuksa, ateşi yüksek, nabzı yüksek ise, yatırılarak tedavi edilirler. Damar yolundan antibiyotik verilir.
  • Evre 4’te; Hayatı tehdit edecek durumda ise, yoğun bakıma yatırılır. Antibiyotik tedavisine başlandıktan sonra, cerrahi müdahale için değerlendirilir.

Bebeklerde Erizipel

Bebeklerde, göbek bağından giren bakteri erizipele neden olabilmektedir. Bu yüzden doğumdan sonraki dönemlerde göbek bağının temiz tutulması büyük önem arz eder. Göbek bakımının günde en az 1 kere olması gerekirken, anti-septik özelliği güçlü olan %70’lik alkol bazlı temizleyiciler, bakım için kullanılabilir. Fakat alkol bazlı temizleyicilerin göbek bağının geç düşmesine sebep olabileceği gibi yayınlar mevcuttur.

Erizipel için Hangi Doktora Gidilir?

Deride ağrı, ısı artışı, hassasiyet ve kızarıklık gibi belirtiler geliştiğinde, derhal Dermatoloji uzmanına görünmeniz gerekmektedir. Tedavisi basit bir hastalık olması, doktora gidişinizin ertelenmesine sebebiyet vermemelidir. Tedavi edilmediği durumlarda ne yazık ki ölümcül sonuçlara yol açabilmektedir.

Makaleyi faydalı buldun mu?
7
0
Makeleyi Paylaşın