Pterjium

Pterjium, gözün dış kısmındaki saydam tabakada etli bir dokunun oluşması olup ilaç ve cerrahi tedavi yöntemleri ile tedavi edilmektedir.

Pterjium Nedir?

Gözün dış kısmında yer alan ince saydam tabakaya konjonktiva adı verilir.

Konjonktiva üzerinde pembe, etli bir dokunun büyümesine ise pterjium denir.

Halk arasında kuş kanadı veya göz eti büyümesi olarak da bilinir. İyi huylu bir durumdur, kanser değildir.

Genellikle gözün burundan taraftaki kısmında başlayıp göz bebeğine doğru uzanır.

Tek gözü etkileyebildiği gibi her iki gözde birden meydana gelebilir. Bu duruma bilateral pterjium adı verilir.

Pterjium çoğu zaman bir sağlık problemi teşkil etmez. Görme problemlerine yol açmadığı sürece tedavi gerektiren bir durum değildir.

Pterjium Belirtileri Nelerdir?

Pterjium çoğu zaman bir şikayete neden olmaz. Semptomatik hastalarda ise bu semptomlar oldukça hafif seyreder.

Nadir görülse de pterjiumda aşağıdaki belirtiler meydana gelebilir:

Pterjium Neden Olur?

Pterjiumun ortaya çıkış mekanizması tam olarak anlaşılabilmiş değildir. Ancak bazı risk faktörleri üzerinde durulmaktadır.

Büyük olasılıkla pterjiumun, gözde herhangi bir nedenle kronik inflamasyon (tahriş) ve doku iyileşmesini sağlama amacıyla hücre çoğalması sonucu meydana geldiği düşünülmektedir. Kronik tahrişe neden olan birden fazla uyaran olabilir.

Pterjium için en olası risk faktörünün ultraviyole (UV) ışınlar olduğu düşünülmektedir. Fazla güneş alan bölgelerde yaşayanlar veya çiftçiler başta olmak üzere güneş ışığına çok miktarda maruz kalan meslek gruplarında pterjium daha sık görülür.

Güneş ışığının yanı sıra polenler, kum, sigara dumanı ve rüzgar gibi uyaranlar da pterjium riskini arttırır.

Kalıtsal nedenlerin de pterjium açısından risk faktörü olduğu düşünülmektedir.

Direkt olarak genetik kodlamayla geçen bir hastalık olmasa da genetik yatkınlığın olduğu bireylerde, çevresel etkenlerin de katkısı ile pterjium riski artmaktadır.

Pterjium Teşhisi

Pterjiumda göz eti büyümesinin süresi önemlidir. Tipik olarak aylar veya yıllar içinde gelişir. Daha kısa sürede gerçekleşen durumlar tanıyı başka hastalıklara yaklaştırır.

Bazı olgularda konjonktivadaki büyüme devamlı iken bazılarında ise belli bir noktadan sonra büyüme durur.

Göz eti büyümesine eşlik eden kızarıklık, tahriş, yanma, batma, bulanık görme veya görüş kaybı gibi şikayetler sorgulanır.

Muayenede ise hekim, hastayı görme keskinliği ve göz hareketleri açısından değerlendirdikten sonra ışık yardımı ile göz muayenesi yapar.

Pterjiumun neden olabileceği diğer göz hastalıklarının değerlendirilmesi için retinoskopi yapılabilir. Retinoskopi; gözün kırma kusurlarını (miyop, hipermetrop) tespit etmede kullanılan bir tanı yöntemidir.

Pterjium Tedavisi

Pterjiumda ilk yaklaşım gözlemdir. Hasta bir süre izlenerek semptomların şiddeti, göz etinin büyüyüp büyümediği, hastanın hayat kalitesinin nasıl etkilendiği gibi etkenler göz önünde bulundurularak tedavi edilir veya tedavisiz bırakılabilir.

Pterjium tedavisi temel olarak ilaç tedavisi veya ameliyattan oluşur.

Göz kliniklerinde sık karşılaşılan bir durum olmasına rağmen tedavi konusunda hala kesin bir fikir birliği yoktur. Tedavi planlaması hasta bazında yapılır.

İlaç Tedavisi

Dipiridamol: Kanın pıhtılaşmasını önlemek için kullanılan bir ilaçtır. Ancak çalışmalarda pterjiuma olumlu etkileri olduğu gösterildiği için tedavide yeri vardır. Tahrişi azaltma, hücre bölünmesini durdurma, virüs çoğalmasını önleme gibi etkileri olduğu bilinmektedir. Göze damla şeklinde uygulanır.

Pterjiumun gözde kuruma, batma, yanma gibi semptomlarını hafifletmek amacıyla göz damlası şeklinde suni gözyaşı veya kortikosteroid (kortizol) tedavisi uygulanabilir.

Cerrahi Tedavi

Pterjium, ameliyatla tedavi edilebilen bir hastalıktır. İlaç tedavisi ile semptomların hafiflemediği hastalarda ameliyat düşünülür.

Ancak her hastaya ameliyat yapılmaz. Hastanın durumuna göre hekim ve hastanın birlikte vereceği karara bağlıdır.

Kesin ameliyat gerektiren durumlar şunlardır:

  • Görme kaybı
  • Astigmatizm
  • Göz hareketlerinin kısıtlanması
  • Kanser düşündüren durumlar
  • Göz etinin gittikçe büyüdüğünün hekim tarafından onaylanması

Ameliyat gerektiren daha az önemli durumlar şunlardır:

  • Göz etinin gittikçe büyüdüğünün hasta tarafından belirtilmesi
  • Tahriş, kızarıklık gibi şikayetler
  • Kozmetik kaygılar

Pterjiium ameliyatı oldukça basit, hastayı yormayan bir ameliyattır. Ortalama 30-45 dakika sürer.

Ameliyat lokal anestezi altında yapılır ancak hastanın rahatlaması için sakinleştirici ilaçlar (sedatif) verilir.

Pterjium ameliyatında önceleri farklı teknikler uygulanmış olsa da ameliyat sonrası nüks oranlarının yüksek olması nedeniyle yeni teknikler geliştirilmiştir.

Günümüzde pterjium ameliyatı temel olarak anormal büyüyen dokunun çıkartılıp (primer eksizyon) yerine hastanın kendi konjonktivasının koyulması (konjonktival otogreft) işlemlerini kapsar.

Bu yöntem nüks oranlarının düşük olması nedeniyle daha çok tercih edilir. Nakil edilen dokuya dikiş atılabileceği gibi fibrin yapıştırıcı denilen bir yöntemle de sabitlenebilir.

Pterjium tedavisinde ameliyat kesin çözüm değildir. Hastalığın ameliyat sonrası %5-10 oranında nüks ettiği bilinmektedir. Nükslerin tamamına yakını ameliyattan sonraki ilk bir ay içerisinde gelişir.

Yani ilk bir ay içerisinde nüks etmeyen olguların sonrasında nüks etme olasılığı oldukça düşüktür. Nüks eden olgular tedaviye daha dirençlidir.

Pterjium Tedavi Edilmezse

Pterjium çoğu zaman tehlikeli bir durum değildir. Her hasta için tedavi gereksinimi olmayabilir.

Bazı hastalarda ise tedavi edilmediğinde kronik tahrişe bağlı olarak gözde yanma, batma, kızarıklık, doku büyümesi ve dokunun göz bebeğine doğru gittikçe büyümesine bağlı olarak görme kaybı meydana gelebilir.

Pterjium iyi huylu bir doku büyümesidir, tedavi edilmediğinde kansere dönüşmez.

Pterjiuma Ne İyi Gelir?

  • Gözün, güneş ışığı ile direkt temasını engellemek için güneş gözlüğü ve şapka kullanılmalıdır. Güneş ışığına maruziyet mümkün olduğunca azaltılmalıdır.
  • Rüzgar, toz, kum, sigara dumanı gibi uyaranlar da göz ile temas ettiğinde göz sağlığını olumsuz etkileyen faktörlerdir. Hem hastalıktan korunmak hem de hastalığa eşlik eden semptomları azaltmak için bu uyarıcılardan uzak durulmalıdır.

Pterjium İlaçları

  • Prednizolon-oftalmik: Kortikosteroid (kortizol) grubu ilaçtır. Gözdeki tahriş, kızarıklık, yanma ve batmayı önlemek için iltihabı engelleyen ilaçlar göz damlası şeklinde uygulanır.
  • Suni gözyaşı damlaları: Pterjiumda kornea yüzeyi pürüzlü ve düzensizdir. Göz yaşı filmi denilen, göz yüzeyini örten belli bir kalınlıktaki gözyaşı tabakası bozulmuştur. Tedavi için suni gözyaşı damlaları kullanılır.
  • Dipiridamol: Kanın pıhtılaşmasını önlemek için kullanılan bir ilaçtır. Ancak çalışmalarda pterjiuma olumlu etkileri olduğu gösterildiği için tedavide yeri vardır. Tahrişi azaltma, hücre bölünmesini durdurma, virüs çoğalmasını önleme gibi etkileri olduğu bilinmektedir. Göze damla şeklinde uygulanır.
  • Mitomisin C: Fibroblast proliferasyon inhibitörü grubu kemoterapötik ilaçtır. Kanser tedavisinde de kullanılır. Pterjium ameliyatının en istenmeyen komplikasyonu hastalığın tekrarlamasıdır. Nüksleri en aza indirmek için ameliyat öncesinde, sonrasında veya ameliyat esnasında göze mitomisin C damlası yapılır. Mitomisin C uygun dozlarda uygulandığında yan etki gözlenmez. Arttırılmış dozlarda kullanılması nüks riskini azaltmasının yanında bazı yan etkilere neden olabilmektedir. Mitomisin C’nin literatürde bildiren sklerada (göz akı) ülserasyon, kornea ve iriste incelme gibi olası yan etkileri vardır.

Pterjium Ameliyatı

İlaç tedavisi ile düzelmeyen ve hastanın ek şikayetlerinin olduğu durumlarda ameliyat gerekebilir.

Her hastaya ameliyat yapılmaz. Hekimin muayene bulguları ve hastanın şikayetleri göz önünde bulundurularak ameliyat kararı verilir.

Kesin ameliyat gerektiren durumlar şunlardır:

  • Görme kaybı
  • Astigmatizm
  • Göz hareketlerinin kısıtlanması
  • Kanser düşündüren durumlar
  • Göz etinin gittikçe büyüdüğünün hekim tarafından onaylanması

Ameliyat gerektiren daha az önemli durumlar şunlardır:

  • Göz etinin gittikçe büyüdüğünün hasta tarafından belirtilmesi
  • Tahriş, kızarıklık gibi şikayetler
  • Kozmetik kaygılar

Konjonktival otogreft: Büyüyen dokunun çıkarılarak yerine gözün sağlam tarafındaki konjonktiva tabakasından bir parçanın çıkarılan doku yerine konulmasıdır. Lokal anestezi altında yapılır.

Amniyotik membran transplantasyonu: Yaygın uygulanan bir ameliyat tekniği değildir. Otogreft tekniğinde olduğu gibi büyüyen doku çıkartılır. Ancak yerine konulan doku hastanın kendi konjonktivası değil plasentadır. Plasental dokuyu sabitlemek için fibrin yapıştırıcı veya dikiş kullanılır.

Fibrin yapıştırıcılar ameliyat süresini kısaltması ve daha kolay uygulanabilmesi açısından avantajlıdır. Ancak ameliyat sonrası ağrı riski daha fazladır. Her iki yöntemde de ameliyat sonrası nüks riski hemen hemen eşittir.

Ameliyatın en sık görülen komplikasyonu hastalığın tekrar etmesidir. Konjonktival otogreft tekniği sonra nüks oranı %5-10 arasındadır.

Nükslerin tamamına yakını ilk bir ay içerisinde gerçekleşir. Nüks eden olguların tedavisi daha zordur.

Ameliyata ait diğer komplikasyonlar ise şunlardır:

  • Konjonktiva ödemi
  • Enfeksiyon
  • Epitel kistleri
  • Astigmatizm
  • Kanama
  • Nakledilen doku ile ilgili komplikasyonlar
  • Çift görme (diplopi)

Ameliyat sonrası hafif ağrı, ışık hassasiyeti, yanma, kızarıklık ve göz yaşarması normal olarak kabul edilir.

Çocuklarda Pterjium

Pterjium bebeklerde ve çocuklarda da görülebilir. Ancak yetişkinlere göre daha nadir rastlanan bir göz hastalığıdır.

Çocuklarda pterjium genellikle tedavi gerektirmez. Ancak bazı hastalarda gözde yanma, batma, kızarıklık gibi şikayetler nedeniyle tedavi gereksinimi doğar.

Nadiren de olsa doku büyümesinin fazla olduğu durumlarda astigmatizm gelişir ve buna bağlı olarak bulanık görme ve hatta görme kaybı bile meydana gelebilir.

Astigmatizm geliştiğinde bulanık görmeye ek olarak baş ağrısı şikayeti de tabloya eklenebilir.

Tedavi yetişkinlerde olduğu gibidir. Başta steroid ve suni gözyaşı reçete edilir. Gerekli durumlarda ise ameliyat edilir.

Pterjium için Hangi Doktora Gidilir?

Pterjium için Göz Hastalıkları uzmanına gidilmelidir.

Gözün saydam kısmında;

  • Pembemsi ete benzer leke görülmesi,
  • Gözde yanma,
  • Batma, sulanma,
  • Özellikle sıcak duş sonrası kızarıklık veya görme bozukluğu

olduğunda doktora gidilmelidir.

Makaleyi faydalı buldun mu?
0
0
Makeleyi Paylaşın

Pterjium ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular

Pterjium Kanser Midir?

Pterjium kansere benzer mekanizma ile meydana gelir. Hücrelerin anormal çoğalması ve sonuçta doku büyümesi ile oluşur ancak pterjiumun kanserden farklı iyi huylu ve kontrollü büyümesidir. Nüks riskini azaltmak için ameliyat öncesi, sonrası veya ameliyat esnasında kanser ilacı olan mitomisin C kullanılır. Bu da hastaların aklına kanseri getirebilir ancak pterjium kanser değildir.

Stj. Dr. İrem Dilan Erdem

Pterjium Ameliyatsız Tedavi Edilir Mi?

Pterjiumda en etkin tedavi ameliyat olmakla beraber son yıllarda dipiridamol isimli ilaç da tedavide kullanılmaktadır. Dipiridamol, kanın pıhtılaşmasını engellemek için kullanılan bir ilaçtır. Yeni damar oluşumunu engellemesi, tahrişi azaltması ve antioksidan etki göstermesi gibi etkileri nedeniyle bazı göz hastalıklarında kullanılır. 

Dipiridamol tedavisinin pterjiumda uygulanması yeni gündeme gelen bir yöntem olduğundan çalışmalar kısıtlıdır ancak bazı olgularda dipiridamol ile hastalığın ameliyatsız iyileştiği görülmektedir.

Stj. Dr. İrem Dilan Erdem

Pterjium Ameliyattan Sonra Tekrarlar Mı?

Pterjium nüksü (rekürren pterjium) ameliyat sonrası en sık görülen komplikasyondur. Nüks riski %10’dan %80’e kadar çıkabilmektedir. 

Ameliyat sonrası nüks eden pterjium olguları tedaviye dirençli ve ameliyatın daha zorlu olmasından dolayı istenmeyen bir durumdur. Bunun için yıllar içerisinde yeni cerrahi teknikler ve ilaç tedavileri geliştirilmiştir. Günümüzde ameliyat sonrası nüks riski yaklaşık olarak %5-10 arasındadır.

Stj. Dr. İrem Dilan Erdem