Periferik Arter Hastalığı

Bacaklara giden atardamarların tıkanıklığında meydana gelen Periferik Arter Hastalığı; medikal ve cerrahi yöntemler ile tedavi edilmektedir.

Periferik Arter Hastalığı Nedir?

Periferik Arter Hastalığı; vücutta bacaklara giden atardamarlarda tıkanıklık olması durumudur. Bu tıkanıklık bacaklarda yeterli kan beslenmesi olmamasına neden olur. Bacak atardamarlarındaki bu tıkanıklık %50’den fazla oranlara ulaşır.

Bacak atardamar tıkanıklığı ile meydana gelen periferik arter hastalığının toplumda görülme sıklığı %3-10 kadardır. Bu sıklık yaşla birlikte artar. 40’lı yaşlarda %3 iken 70’li yaşlarda görülme sıklığı %30 kadar olur. 

Yaşlanma ile beraber kişide periferik arter hastalığına ek başka hastalıklar da görüleceğinden periferik arter hastalığına bağlı belirtiler gizlenebilir. Periferik arter hastalığına kalp ve beyin damarlarının tıkanıklıkları eşlik edebilir. 

Hastaların yaklaşık yarısında kalp damarlarında, yaklaşık 3 hastadan 1’inde de beyin damarlarının tıkanıklığı görülebilir. 

Periferik arter hastalığı tedavisi yapılmazsa oldukça tehlikeli sonuçlar meydana getirebilecek bir hastalıktır. Çoğu kanser hastalığından daha yüksek öldürücülüğe sahiptir. 

Periferik Arter Hastalığı Belirtileri Nelerdir?

Periferik arter hastalığının kişide belirti oluşturup oluşturmamasında yaş oldukça önemlidir. Yaşlanma ile beraber periferik arter hastalığına ek olarak kas hastalıkları, eklem hastalıkları, hareket kısıtlılığı da sık görüleceğinden hastalığa özgü belirtiler gizlenebilir. 

Bu da hastalığın uzun süre fark edilmemesine neden olabilir. Yaşlı hastaların yaklaşık olarak yarısında belirti görülmez. Gençlerde belirtisiz hastalık oluşması ihtimali oldukça azdır. 

Periferik arter hastalığında görülebilecek bulgular içerisinde en önemli bulgu İntermittan Kladikasyo adı verilen kesik topallama şikâyetidir. Bu şikâyette; bacak damarlarında tıkanıklık olan kişi yürümeye başladığında belli bir yürüme mesafesi sonrasında bacak damarlarına daha az oksijen iletimi olur. 

Bu da kasların yeterli enerjiyi üretememesine neden olur. Bu da bacaklarda ağrı oluşumuna sebebiyet verir. Kişi bu ağrı ile yürümeyi durdurup istirahat eder. Bu istirahat sonucu bacaklarda yeterli enerji sağlanır. 

Ağrı sonlanır. Fakat yine belli bir mesafe yürümeden sonra ağrı oluşur. Bu belirtiye vitrin hastalığı da denmektedir. Hastalık ile ilgili en önemli ipucu bu belirtidir. 

Aralıklı topallama belirtisi dışında bacak damarlarının yeterli kan taşınamaması ile yara oluşumları veya oluşan yaraların geç iyileşmesi, bacak dokularının yeterli beslenememesi sonucu doku kaybı, kıllarda dökülmeler, kaslarda zayıflamalar, bacaklarda solukluk gibi belirtiler de görülebilir. 

Bacaklardaki klinik durum için Rutherford Evrelendirmesi kullanılır. 

Bu evrelendirmeye göre;

  • Evre 0: Hastalığa ait belirti yok
  • Evre 1: Hastada kesik topallama şikâyeti hafiftir
  • Evre 2: Hastada orta derecede kesik topallama şikâyeti var
  • Evre 3: Hastada ileri derecede intermittan kladikasyo şikâyeti var
  • Evre 4: Hastada istirahatte de ağrı devam eder
  • Evre 5: Hastanın bacaklarında az miktarda doku kaybı var
  • Evre 6: Hastada yoğun doku kaybı var

Bu evrelendirmede yürüme mesafesi, ağrının ne kadar sürede geçtiği, ağrının dinlenince geçip geçmediği, hastada dokularda beslenememeye bağlı şikâyetlerin şiddeti ölçüt olarak alınır. 

Periferik Arter Hastalığı Nedenleri Nelerdir?

Periferik arter hastalığının en temel nedeni aterosklerotik plakların damarlara yerleşimidir. Damarda tıkanmaya neden olan bu maddelerin birikimi ile damarlarda yeterli kan akışı olmaz. Atardamarlarda enfeksiyon sonucunda meydana arteritler (atardamar iltihabı) de periferik arter hastalığına neden olmaktadır. 

Periferik arter hastalığı riskini arttıran durumlar;

  • Sigara, damarlarda ateroskleroz plakları oluşma ihtimalini arttırır. Bu da damarlarda tıkanıklıkların görülmesini arttırır. Bu da periferik arter hastalığına neden olur.
  • Kişide hipertansiyon (yüksek tansiyon) olması da yine damarlarda zedelenmelere neden olacaktır. Bu da arter hastalık ihtimalini arttırır.
  • Şeker hastalığı periferik arter hastalığı riskini arttırır.
  • Obezite, yüksek yağ oranı, LDL kolesterol miktarının yüksek olup HDL kolesterol oranının düşük olması da damar tıkanıklığı ihtimalini arttırarak periferik arter hastalığına neden olur.
  • Yaşlanma ile damarlar elastikliğini kaybeder. Buna ek olarak damarlarda birikimlere bağlı tıkanıklıklar da sıklaşır. Bu sebeple periferik arter hastalığı riski de artar.
  • Damarsal hastalıklara genetik yatkınlığı olan kişilerde de periferik arter hastalığı riskinde artış görülür.

Periferik Arter Hastalığı Teşhisi

Periferik arter hastalığının teşhisi yapılırken öncelikle hastadan uygun ve ayrıntılı bir hasta hikâyesi (anamnez) alınmalıdır. Burada kişiden anamnez alınırken 50 yaş üstünde hastalık şikâyetlerinin gizlenebileceği unutulmamalıdır. 

Hasta hikâyesinde özellikle 50 yaş üstü hastalar için sorulması gereken noktalar;

  • Ek hastalıklarının olup olmadığı, varsa bu hastalığının hareket kısıtlamasına neden olup olmadığı,
  • Ayağında iyileşmeyen yaralar oluşup oluşmadığı,
  • Dinlenmekle geçen bacak ağrıları mı olduğu,
  • Bacaklardan her ikisinde mi yoksa tekinde mi ağrı olduğu sorulmalıdır.

Genç hasta grubunda belirti ihtimali daha fazla olduğundan genç gruba özellikle kesikli topallama şikâyetinin olup olmadığı sorulmalıdır. Kişiden ayrıntılı anamnez alındıktan sonra fizik muayeneye geçilir. 

Fizik muayenede;

  • Bacak derisinde renk ve ısı değişiklikleri,
  • Kaslarda erimeler,
  • Bacak tüylerinde dökülme, azalma ve uzamama,
  • Tırnaklarda şekil bozuklukları ve güçsüzleşme,
  • Ayakta yara ve kangrenleşme,
  • Nabız kaybı veya azalması,
  • Bacak atardamarları stetoskopla dinlenince üfürüm duyulması
  • ABI<0,9 olması gibi durumlar göze çarpar.

ABI; ayak bileği basıncının kol basıncına oranıdır. Normalde bu oran için ayak bileği basıncı kol basıncından büyükken periferik arter hastalığında bacak damarlarındaki tıkanıklığa bağlı olarak bu oran azalmıştır. ABI ölçümüne göre damar tıkanıklığının derecesi belirlenir. 

ABI Ölçümü;

0,9-1,2:  Normal

0,7-0,89: Hafif damar hastalığı

0,4-0,69: Orta damar hastalığı

<0,4: Şiddetli damar hastalığını akla getirir. 

Laboratuvar bulgularında; şeker ölçümü için HbA1c, hiperlipidemi yani yüksek yağ oranı olup olmadığına bakmak için Lipid profili, damar tıkanıklığına kan birikiminin neden olup olmadığını anlamak için de koagülasyon profili istenir. 

Görüntüleme için; damarlardaki kan dolaşımını gösteren Doppler USG istenebilir. MR Anjiografi ile de damarların durumuna bakılır. 

Periferik Arter Hastalığı Tedavisi

Periferik arter hastalığı geciktirilmeden tedavisinin yapılması şart olan hastalıklardan biridir. Hastalık 50 yaş öncesi yaş grubunda belirtiler ortaya çıkarırken daha ileri yaş gruplarında olabilecek ek hastalık ihtimali arttığı için hastalık gizlenebilir.

Belirti görülen hastalardaki en yaygın bulgu İntermittan Kladikasyo (kesikli topallama) şikâyetidir. Bu şikâyette hareketle oluşan dinlenme ile geçen bacak ağrısı vardır. 

Ayrıca bacakta renk ve ısı değişikliği, kaslarda küçülmeler, kangren ve yaraların görülmesi ile kişinin yaşam kalitesi etkilenir hale gelir. Periferik arter hastalığının tedavisinde çok yönlü tedavi programı uygulanır. 

Bu tedavi programında kişide risk faktörü oluşturan durumların tedavisi planlanmalıdır. Kişiyi egzersize teşvik etmek de hastalığın ağırlığını azaltacaktır. Yaşam tarzı değişikliği ile daha sağlıklı yaşamın önü açılmalıdır. 

Bu tedavi etkili olmazsa sonraki aşamada ilaç tedavisine geçilir. İlaç tedavisi ile hem ek sağlık sorunları çözümlenir hem de periferik arter hastalığının belirtilerine çözüm sunulmuş olur. İlaç tedavisi ile de istenilen sonuç alınmazsa sonraki aşamada girişimsel tedavi ve cerrahi tedavi planlanması yapılmalıdır. 

Periferik Arter Hastalığı Tedavi Edilmezse

Periferik arter hastalığı tedavisi olabilecek en erken dönemde yapılması gereken hastalıklardandır. Bacakta atardamar tıkanıklığı sonucunda ayakta oluşacak ve ilerleyici olabilecek bir yara dokusu kangrenleşebilir. Bu da ileri aşamalarda bacağın kesilmesine (amputasyon) kadar gidebilir. 

Periferik arter hastalığında sağkalım oranları oldukça kötüdür. Hastaların 5 yıllık sağ kalım oranı tehlikeli sayılabilecek kanserlerden daha düşük olabilmektedir. Bu sebeple teşhisi yapılan bir kişide geç kalmadan tedavi planlanması oldukça önemlidir. Aksi halde kişinin yaşam kalitesi oldukça azalır.

Periferik Arter Hastalığına Ne İyi Gelir?

Periferik arter hastalığında risk faktörü oluşturan durumların düzeltilmesi tedavide oldukça faydalıdır. Kişinin uygulayabileceği bazı yaşamsal düzenlemeler ile hastalığın şiddeti azaltılabilir. 

Bu düzenlemeler;

  1. Sigara sadece bacak atardamar tıkanıklığında değil hemen tüm damarların tıkanmasında etkili olan oldukça tehlikeli bir maddedir. Kişinin sigara içiyorsa bırakması, içmiyorsa da hiç içmemesi hastalığın seyrini pozitife çevirebilecek çok olumlu bir durumdur.
  2. Kişide yağ oranının özellikle de tehlikeli kolesterol denilebilecek LDL kolesterolün seviyesinin düşürülmesi oldukça önemlidir.
  3. Periferik arter hastalığının bir diğer risk faktörünü oluşturan şeker hastalığının kontrol altında tutulması da kişide olumlu sonuçlar oluşturur. Bunun için yeme düzeni oluşturulmalı, kişiye göre düzenlenmiş şeker ilacı kullanılmalıdır.
  4. Yüksek tansiyon damar hastalıklarında oldukça tehlikeli durumlardan biridir. Bu sebeple periferik arter hastalığı olan kişinin tansiyon kontrolü düzenli olarak yapılmalıdır. Kişide yüksek tansiyon hastalığı varsa bunun için düzenlenmiş tansiyon ilaçlarını kullanmalıdır. Stres, sağlıksız yaşam, hareketsizlik gibi durumlarda kaçınılmalıdır.
  5. Periferik arter hastalığında kişilerdeki en sık yakınma hareketle artan ve dinlenme ile geçen bacak ağrısıdır. Hareket ağrıyı arttıran bir durum olmasına rağmen hareketsizlik de kesinlikle önerilmez. Kişiye kontrollü olarak mesafe arttırıcı bir biçimde yürüyüş yapması önerilir.
  6. Belirtilerin gizlendiği, risk faktörü olan ve ek hastalıkları olan yaşlı hasta grubunda kontrol amacıyla doktora gidilmesi önerilir.

Periferik Arter Hastalığı İlaçları

Periferik arter hastalığında ilaç kullanılırken risk faktörlerinin azaltılmasına yönelik ilaç tedavisi planlanması yapılır. 

Sigara içicilerinde sigarayı bıraktıracak nikotin bantları veya nikotin sakızı hastaya tavsiye edilebilir. Yüksek tansiyon hastalığında ACE İnhibitörleri içeren, antihipertansif ilaçların, şeker hastalığı periferik arter hastalığına eşlik ediyorsa antidiyabetik ilaçların doktora danışılarak kullanılması gerekmektedir. 

Yüksek yağ oranına sahip hiperlipidemili hastalarda statin gibi anti-hiperlipidemik ilaçlar kullanılabilir. Kalp hastalığı olan hastalarda Beta Bloker ilaçlar kullanılabilir. Kan pıhtılaşasına bağlı damar tıkanıklığı riski artmış hastalarda ise antikoagülan ilaçlar faydalı olmaktadır. 

Periferik Arter Hastalığı Ameliyatı

Periferik arter hastalığında damarın tıkalı kısmının açılması planlanırken hastada aranan belli kriterler vardır. 

Bunlar;

  • Hasta istirahatte de bacakta ağrı hissediyorsa,
  • Bacakta uzun zamandır olan ve iyileşmeyen, açık yara olması,
  • Hastanın günlük yaşamsal aktivitelerini kısıtlayacak kadar şiddetli semptomlarının (belirti) olması

Durumlarında tıkalı damarların açılması için ameliyat yapılır. Buna revaskülarizasyon denir. Hastada kısa bir damar bölgesinde meydana gelen damar tıkanıklığını açmak için balon anjiyoplasti ve stent uygulamaları yapılabilir. 

Daha uzun bir damar bölgesi için de bypass cerrahisi uygulanabilir. Balon anjioplasti ve stentlemede temel mekanizma aynıdır. İkisi de tıkalı damar bölgesinde genişleme sağlar. 

Bypass cerrahisinde ise kişinin vücudunun başka bir bölgesinden alınan damarın (otogreft) veya yapay bir damar (vücuda uyumlu bir madde ile yapılmış sentetik damar) kullanılabilir. 

Alınan bu yeni damar tıkanık olan damara dikilip kan akımı için yeni damar oluşturulmuş olur. Ameliyat anestezi şartları altında gerçekleştirilir. Cerrahi sonrası başarı oranı %90’dan fazladır.  

Geri dönüşsüz etkilenmiş bacaklarda bacağın uygun olan bölgeden kesilmesi (ampütasyon) yapılmalıdır. 

Periferik Arter Hastalığı için Hangi Doktora Gidilir?

Periferik arter hastalığında kişide hareket ile görülen bacak ağrıları vardır. Bazen, özellikle yaşlı hasta grubunda hiçbir belirti olmayabilirken genç yaş grubunda yürüme ile artan dinlenme ile azalan ağrı tarifi vardır. 

Hastalığın daha da ilerlemesi ile kişi dinlenirken de bacaklarında ağrı hissedebilir. Belirti göstermeyen kişilerde özellikle periferik arter hastalığı riskini arttırıcı faktörlerin (sigara içmek, ileri yaş, Obezite, şeker hastalığı, yüksek tansiyon, yüksek kolesterol) varlığı kişide alarm verici olmalıdır. 

Bacaklarda yürüme ile ağrı, bacak kıllarında dökülme, ayak tırnaklarında dökülme ve renk değişiklikleri, bacak kaslarında zayıflama gibi şikâyetleri olan kişide hastalığın tayini ve tedavisi için Kardiyoloji Bölümüne başvurulabilir. Kalp ve Damar Cerrahisi Bölümü de hastalıkla ilgilenen bölümlerden biridir. 

Makaleyi faydalı buldun mu?
2
0
Makeleyi Paylaşın

Periferik arter hastalığı ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular

Periferik Arter Hastalığı Belirtisiz Olur Mu?

Periferik arter hastalığında hastaların bir kısmında semptomlar(belirti) görülürken bir kısmında da semptomlar özellikle yaşa bağlı olarak kişide olabilecek ek hastalıklar tarafından gizlenebilir. Bu durum özellikle yaşlı hasta grubunda olur.

Dr. Gülen Bozyiğit

Periferik Arter Hastalığı Geçici midir?

Periferik arter hastalığı kendiliğinden geçebilecek bir hastalık değildir. Mutlaka kişinin yaşam tarzında sağlıklı düzenlemeler yapmasıyla başlayıp gerekli görülürse medikal ve cerrahi tedavinin de eklenmesi gereken bir süreç sonunda iyileşme olur.

Dr. Gülen Bozyiğit

Periferik Arter Hastalığı Öldürür mü?

Kişide tedavi geciktirilirse veya hiç tedavi edilmezse öldürücülüğü olan oldukça ciddi bir hastalıktır. Bu sebeple risk faktöründe olan genç grupta kesikli topallama görülürse ve risk faktöründe olup ek hastalığı olan hastalarda belirti görülmeden de doktora başvurulmalıdır. 

Dr. Gülen Bozyiğit

Periferik Arter Hastalığının Tedavisi Nedir?

Periferik arter hastalığında çok aşamalı tedavi programı uygulanır. İlk aşamada risk faktörlerinin tedavisi yapılmalıdır. Egzersiz programlanmalıdır. Bu aşamadan yeterli fayda görülmezse ilaç tedavisine geçilir. Bu aşama da yeterli gelmezse revaskülarizasyon girişimi ve cerrahi tedavi yapılır.

Dr. Gülen Bozyiğit