Kalp Krizi

Kalp kaslarına oksijen taşıyan damarlarda tıkanıklık meydana gelmesi sonucu kalp krizi olur. Acil tedavi edilmediği takdirde ölümle sonuçlanan çok ciddi bir hastalıktır.

Kalp Krizi Nedir?

Kalp krizi, tıbbi literatürde akut miyokard enfarktüsü olarak isimlendirilir. Koroner arterler, kalp kasına (miyokard) kan ile oksijen taşır. Oksijen olmayınca, tıkalı damar yüzünden beslenemeyen kas hücreleri ölmeye başlar (enfarktüs). Bu nedenle, yaşamı tehdit edici acil bir durumdur. Genellikle kalbi besleyen damarların (koroner arterlerin) bir veya daha fazlasında tıkanmanın sonucunda meydana gelir. Geri dönüşü olmayan hasar, tıkanıklıktan sonraki 30 dakika içinde başlar.

Belirtilerine veya bazı tanıyıcı işaretlerine bakacak olursak;

Göğüs bölgesinde 20-30 dakikadan, hatta bir saatten uzun sürebilen “üstünde biri oturuyormuş gibi” ağırlık, baskı, sıkışma hissi yaratan tarzda ve çoğunlukla omuzlara, boyuna ve kollara yayılan göğüs ağrısı, bazen nefes darlığıyla birlikte huzursuzluk hissi.

Baş dönmesi, bayılma, bulantı, soğuk terlemenin eşlik ettiği göğüs kafesi şikayetleri ile ortaya çıkar. Bazı hastalarda ağrı yakınması olmayabilir. Bu durumda senkop (bayılma) ya da ventriküler aritmi (çarpıntı) ile başvuran hastalarda EKG’deki değişiklikler ile tanı konur.

Sessiz (Gizli) Kalp Krizi

Bazı insanlar herhangi bir belirti göstermeden kalp krizi geçirir (sessiz, gizli miyokard enfarktüsü). Kadınlar ve diyabetli insanlar arasında daha yaygın olmasına rağmen sessiz bir kalp krizi tüm hastalar arasında görülebilir. Rutin bir doktor muayenesi sırasında sessiz bir kalp krizi tanısı konabilir.

Kalp Krizi Risk Faktörleri

  • Yaş: Kalp krizi geçirme riski ileri yaşlarda daha yüksektir. Yapılan çalışmalarda kadınların ilk kalp krizlerini, erkeklerden ortalama 9 yıl sonra geçirdikleri gösterilmiştir.
  • Menopoz sonrası hormon replasman tedavisi almayan kadınlar: Menopoz öncesi kadınlarda nadirdir. Çünkü kadınlarda bulunan östrojen hormonu kalp krizi riskine karşı koruyucudur. Bu nedenle menopoz sonrası kadınlarda kalp krizi riski daha yüksektir. Çünkü östrojen üretimi durmaktadır.
  • Birinci derece akrabalarda (anne, baba, kardeş gibi) kalp krizi geçirme öyküsü olması: Ailede erken kalp hastalığı öyküsü varsa, kalp krizi geçirme olasılığı daha yüksektir.
  • Sigara: Sigara içen erkek ve kadınlarda kalp krizi görülme oranı neredeyse 3 kat daha fazladır.
  • Periferik vasküler hastalık: Kalp ve beyin dışındaki tüm kan damarlarının hastalıkları.
  • Diyabet (şeker hastalığı): Zamanla şeker hastalığındaki yüksek kan şekeri; kalbi, kan damarlarını kontrol eden sinirlere ve kan damarlarına zarar verebilir. Şeker hastalığı düzensiz, tedavisiz devam ettikçe kalp hastalığına yakalanma olasılığı da artar.
  • Hipertansiyon: Yüksek tansiyon atardamarın iç zarındaki hücrelere zarar verebilir. Biriken maddelerle daralan ve yüksek tansiyon nedeniyle hasar gören atardamarlar kalbe kan vermekte zorlanırlar. Kan, kalbe serbestçe akmadığı zaman göğüs ağrısı (anjina), düzensiz kalp ritimleri (aritmi) bunu takiben kalp krizi gelişebilir.
  • Hiperlipidemi (kolesterol): Kanda çok fazla kolesterol olduğunda, atardamarlarının duvarlarında birikir ve bu da bir kalp hastalığı şekli olan ateroskleroz denilen bir sürece neden olur. Arterler daralır ve kalp kasına giden kan akışı yavaşlar, tıkanır.
  • Obezite: Obezite; hipertansiyon, diyabet, insülin direnci ve uyku apne sendromu gibi tıbbi durumları içerebildiğinden dolayısıyla artmış kardiyolojik risk ile de ilişkilidir. Obezite, kalbin yapısal ve işlevsel değişikliklerine neden olarak kalp krizine yol açar.
  • Sedanter yaşam: Düzensiz fiziksel aktivitenin olduğu ya da fiziksel aktivitenin olmadığı yaşam tarzıdır.

Kalp krizi riskinizi artırabilecek diğer faktörler şunlardır:

Stres, kokain ve amfetaminler de dahil olmak üzere bazı yasa dışı uyuşturucuların kullanılması, hamilelik sırasında yüksek tansiyon.

Kalp Krizi Belirtileri

Göğüs ağrısı, kalp krizinin spesifik belirtisidir. Gizli kalp krizi hariç, kalp krizinde göğüste ağrı ve sıkışma hissi yoğun olarak hissedilir. Bu yüzden göğüs ağrısının ne şekilde ortaya çıktığı ve nasıl seyrettiği gibi özellikler iyi takip edilmelidir.

Göğüs ağrısının diğer özellikleri:

  • Çoğunlukla göğüs duvarının arkasında (retrosternal bölge) ağrı olur. Bunun yanında karın bölgesinin üst kısmında (epigastrik bölge) da ağrı olabilir. Çoğunlukla ciddi bir göğüs ağrısı olurken bazı vakalarda ağrı hafif hissedilebilir.
  • Ağrı, çoğunlukla sol omuz, sırt üst orta kısım, boyun, çene ve sol kolun üst iç tarafına yayılabilir. Bu yayılım kişiden kişiye değişiklik gösterebilir.
  • Ağrı çoğunlukla 30 dakika veya daha uzun sürer.
  • Hastaların göğsünde ağırlık varmış hissi, daralma, yanma veya bıçaklanır gibi kesici tarzda ağrı hissi olabilir.
  • Ağrı genellikle sabah saatlerinde başlar. Ancak daha az sıklıkla akşam veya gece de başlama ihtimali vardır.

Kalp krizinin başka belirtileri de vardır. Bunların hepsi aynı anda olmak zorunda değildir. Bazen birkaçı beraber olabilirken, bazen de göğüs ağrısına eşlik eden tek bir belirti bile olabilir:

Kalp Krizi Nedenleri

Kalp krizine neden olabilecek birkaç kalp hastalığı vardır. Çoğu, aterom plağı adı verilen yağ birikintilerinin giderek artması nedeniyle, koroner arterlerden biri veya daha fazlası daraldığı zaman meydana gelir. Bu plağın bir parçası koparsa, arter duvarındaki hasarı onarmak için bir kan pıhtısı oluşur. Bu kan pıhtısı, kalp kasında tıkanmaya sebep olur. Tıkanan damar tarafından beslenen kısmın kan ve oksijenden mahrum kalması sonucu kalp krizi meydana gelir.

Kalp krizinin diğer nadir nedenleri arasında, bir veya daha fazla koroner arterin yırtıldığı spontan koroner arter diseksiyonu (SCAD) bulunur. Daha az yaygın olarak, kalp krizine kan damarı spazmı neden olur.

Kalp Krizi Teşhisi

Tanının erken konulması ve tedavinin hemen başlatılmasıyla, kalp krizi kaynaklı ölüm oranları oldukça azalmaktadır. Kalp krizini teşhis etmek için çeşitli yöntemler kullanılabilir.

Bu yöntemler şu şekildedir;

  • Elektrokardiyogram (EKG): Bugün için, hala kalp krizi tanısına ulaşmada, göğüs ağrısı ile birlikte EKG’deki kalp krizine özel değişiklikler en hızlı sonuç veren yöntemdir. Göğüs ağrısının kalp krizi özelliklerini taşıyan hastalarda ilk yapılacak işlem 12 derivasyonlu bir EKG kaydının yapılması ve anlık yorumlanmasıdır. Ancak kalp krizi geçiren bir kişi ya monitörize edilerek sürekli EKG takibi yapılır, ya da belirli zaman aralıklarıyla tekrar tekrar EKG çekilmelidir.
  • Kan Değerleri: Ağrının ilk başladığı anda serum değerlerinde belirgin bir değişiklik görülmez. Ancak tanıyı kesinleştirme de değerli birkaç kardiyak marker dediğimiz kan testleri vardır.

Bu kan testleri şunlardır;

  • Troponin I ve Troponin T: Kalp krizi sırasında veya başka bir kalp hasarında kan dolaşımına salınan bir kas proteinidir. Yapılan kan tahlilinde, bu proteinin olup olmadığına bakılır.
  • CK-MB: En çok kalp kasında bulunur. Kalp kası hücrelerinde hasar olduğunda düzeyleri yükselir .Göğüs ağrısı olan kişilerde, kalp krizi olup olmadıklarını belirlemek için total CK (kreatinin kinaz adlı enzim), ile birlikte CK-MB düzeyleri ölçülür. Total CK yüksekliği kalp veya diğer kasların hasarını gösterdiğinden, CK -MB bu iki hasarlı bölgenin ayırt edilmesine yardımcı olur.
  • Miyoglobin: Hastaya kalp krizi teşhisi koymak için ya da hastada meydana geldiği düşünülen kalp krizinin gerçek olup olmadığını kanıtlamak için yapılan tetkiktir. Bu test damardan alınan kan ile yapıldığı gibi idrar numunesi ile de yapılabilir.

Kalpte gelişen hasarın büyüklüğünü ortaya koymak için (genellikle kriz dönemi atlatıldıktan sonra) kullanılan testler:

  • Ekokardiyografi: EKG'si tanısal olmayıp, ağrısı tipik olan ve yüksek koroner riski taşıyan hastalara çekilebilir. Kalbin duvar hareketlerini değerlendirmede yardımcı olur.
  • Koroner Anjiyografi: Kalp krizinin erken tanısında yeri yoktur. Bilinen koroner arter hastalarında, kalp krizi geçirmiş olanlarda tedaviyi yönlendirmek için kullanılır.

Kalp Krizi Tedavisi

Kalp krizi acil tedavi gerektirir. Bu yüzden tedavi genellikle acil serviste veya ambulansta başlar. Kalp krizi sırasında hasar görmüş kalp kasına kan akışını sağlamak için acil olarak genellikle şu teknikler kullanılır:

  • Hastane öncesi bakım (ambulans içinde): Oksijen, asetilsalisilik asit, nitrat tedavisi ve uygun bir tıp merkezine ulaşım sağlanmalı. Güvenilir bir damar yolu açılmalı, göğüs ağrısını hafifletmek ve kan akışını iyileştirmek için nitrogliserin, oksijen verilerek hasta monitörize edilmelidir. Acil tıbbi personelin hastane öncesi müdahaleleri, ölüm ve komplikasyon riskini azaltabilir.
  • Hastaneye yatış yapıldıktan sonra: Acil servise varışta, hastanın teşhisi doğrulanır. İlaç tedavisi ve revaskülarizasyonun (tıkalı damardan tekrar kan akışını sağlama) zamanlaması klinik tabloya ve tanıya bağlıdır.

İlaç Tedavisi

  • Atardamarları tıkayan pıhtıları çözmek ve kan pıhtılarını önlemek için antiplateletler,
  • Kalbin iş yükünü azaltmak ve kan basıncını kontrol etmek için ACE inhibitörleri, beta blokörler, aldosteron antagonistleri
  • Kolesterolü düşürmeye yardımcı statinler

Reperfüzyon Tedavisi

  • Tanısal anjiyografi ile kalbe giden kan akışı incelenebilir ve kalbin ne kadar iyi kan pompaladığı gösterilebilir. Bu işlemin sonuçlarına bağlı olarak, hasta üç tedaviden birine yönlendirilir. Bu tedaviler; sadece ilaç tedavisi, balon anjioplasti tedavisi veya koroner arter bypass cerrahisi (CABG) olarak sıralanabilir.
  • Perkütan koroner girişim (PKG, balon anjioplasti): Koroner arter hastalığında kalbin koroner arterlerinin daralmasını tedavi etmek için kullanılan cerrahi olmayan bir prosedürdür.
  • Koroner arter bypass cerrahisi (KABG): Daralmış veya tıkalı koroner arterler etrafında yeni yollar oluşturarak ve kalp kasına oksijen sağlamak için kan akışını artıran bir kalp damar ameliyatıdır.

Kalp Krizi Tedavi Edilmezse

Kalp krizi geçiren bir hasta acil tedavi edilmezse kalp kasındaki hasar kalıcı olabilir. Ölümcül ritim bozuklukları (ventriküler taşikardi, ventriküler fibrilasyon) gelişebilir, solunum durabilir ve bu da ölüme sebep olabilir. Bu yüzden kalp krizi yaşanması halinde hemen 112 aranmalıdır. İlk yardım bilen birisi varsa ilk yardım yapabilir. Ancak ilk yardım bilen birisi yoksa hiçbir şey yapmamak, yanlış bir şey yapmaktan daha doğrudur.

Kalp krizi geçiren bir hasta için özellikle ilk bir saat hayati fonksiyon açısından çok önemlidir.

Kalp Krizine Ne İyi Gelir?

Kalp krizi riskini minimumda tutmak için alınabilecek temel önlemler vardır. Bunlar aynı zamanda diğer kalp ve damar hastalıkları riskini de minimuma indiren önlemlerdir.

  • Eğer kişi risk faktörlerinden çoğunu taşıyorsa mutlaka bir kardiyoloji doktoruna başvurup düzenli sağlık kontrolünü yaptırmalıdır.
  • Kan değerlerini, kan basıncını, kilosunu, kan şekerini düzenli aralıklarla takip ettirip, gereken aralıklarda tutulmasına dikkat etmelidir.
  • Kişide yüksek tansiyon varsa, diyabet (şeker hastalığı) varsa veya başka bir kronik hastalığa sahipse, doktoru tarafından önerilen ilaçların düzenli kullanımına ek, belli yaşam tarzı değişikliğine gitmelidir.
  • İlaçların tam olarak belirtildiği şekilde kullanılması gerekmektedir.
  • Doktor, fizyoterapist veya kardiyak rehabilitasyon ekibinden egzersiz hakkında tavsiyeler alınabilir. Düzenli, orta şiddette fiziksel aktivite, özellikle koroner kalp hastalığını varsa faydalı olacaktır.
  • Kilo verilmesi gerekiyorsa, bunu sağlıklı bir şekilde yapmayı planlamak gerek. Normal vücut ağırlığında olunca kalp hastalığı riskini azaltır ve kan basıncını, kolesterolü dengelemede yardımcı olur.
  • Tansiyonu düzenli olarak kontrol ettirmek çok önemlidir. Eğer sürekli yüksekse tedavi edilmesi gerekir.
  • Kolesterolü dengede tutmak için doktorun verdiği ilaçların düzenli kullanımına ek olarak, doymuş yağ oranı düşük, sağlıklı ve dengeli bir beslenme gerekmektedir.
  • Bazı duygusal ve sosyal faktörler iyileşmeyi ve sağlığı olumsuz etkileyebilir. Fiziksel sağlığın yanı sıra duygusal ve zihinsel sağlığa da dikkat etmek önemlidir. Stresten uzaklaşmak kalp problemi yaşama riskini azaltıp ve sağlıklı yaşamaya yardımcı olacaktır.

Kalp Krizine Ne İyi Gelmez?

  • Sigara içmek, kalbe ve vücudun diğer bölgelerine kan sağlayan damarları etkiler. Kalp krizi riskini arttırır. Bu sebeple hangi yaştan, hangi cinsiyetten olursa olsun sigara kullanan herkes kalp sağlığı için sigarayı acilen bırakmalıdır.
  • Yüksek kolesterol varsa, arterlerin duvarlarında (plak) birikir. Zamanla, bu birikme “arterlerin sertleşmesine” neden olur. Bu göğüs ağrısı ve / veya kalp krizine neden olabilir. Gıdalardaki doymuş ve trans yağlar kötü kolesterolde (LDL kolesterol) çok daha fazla artışa neden olur.
  • Çok fazla alkol almak yüksek tansiyon, felç ve şişmanlığa yol açabilir. Bunların hepsi kalp hastalığı riskinizi artırır.
  • Aktif yaşam tarzı olan insanlara kıyasla, yeterince hareket etmemek ve her gün beş saat veya daha fazla oturmak, bir araştırmaya göre kalp yetmezliği riskini ikiye katlıyor.
  • Stres vücuda adrenalin salgılamasını, bu da kalp atış hızını ve kan basıncını yükseltebilir. Zamanla, çok fazla stres, kalpteki kan damarlarına zarar verebilir ve kalp krizi riskini artırabilir.
  • Aşırı tuz tüketimi kalp hastalıkları için risk faktörü olan yüksek tansiyona yol açar.
  • Yeterince uyku alamamak, kardiyovasküler sistem üzerinde olumsuz etkilere sahiptir.

Kalp Krizi İlaçları

Kalp krizi için kullanılan ilaçların, yoğun bakım koşullarında görevliler tarafından uygulanmalıdır ve diğer ilaçlar kesinlikle doktor tarafından önerilmeden kullanılmamalıdır.

Tedavinin asıl amacı, kalbe giden kan akışını arttırmak veya korunmasına yardım etmektir.

Kalp krizini tedavi etmek ve kardiyovasküler riski azaltmak için verilen ilaçlar şunlardır:

  • Kalbe kan akışını engelleyen pıhtıyı eritmek için alteplaz etken maddeli gibi trombolitik ilaçlar.
  • Yeni pıhtıların oluşmasını engellemeye yardımcı olmak için klopidogrel, ASA (asetil salisilik asit) veya heparin etken maddeli gibi diğer ilaçlar.
  • Göğüs ağrısını azaltmak için morfin sülfat gibi ağrı kesiciler.
  • Kan damarlarını geçici olarak gevşetip kalbe giden kan akışını artırmak ve göğüs ağrısını (anjina) tedavi etmek için nitrogliserin etken maddeli ilaçlar.
  • Kalp hızını yavaşlatarak ve kalbin kasılma gücünü azaltarak kalbi rahatlatan carvedilol gibi beta blokerler.
  • Kan basıncını düşüren ve kalp üzerindeki stresi azaltan, kaptopril gibi anjiyotensin dönüştürücü enzim (ACE) inhibitörleri.
  • Kandaki istenmeyen kolesterol seviyesini düşürmek için statin grubu kolesterol düşürücü ilaçlar.

Kalp Krizi Ameliyatı

Balon anjioplasti (perkütan koroner girişim-PKG: Kalbe kan akışı sağlayamayan dar veya tıkalı kan damarlarını açmak için stent adı verilen küçük bir yapının yerleştirildiği cerrahi olmayan bir prosedürdür.

Cerrahi (Koroner Arter By‐pass Greft ‐ KABG): Medikal tedaviyi geçemeyen ve anjiyoplasti için iyi aday olmayan hastalarda yapılır. KABG ameliyatı ile daralmış ve tıkalı arterlerin çevresinde; bacaktan veya uygun olan herhangi bir bölgeden alınan başka bir damar (greft) ile yeni yollar oluşturulur (bypass). Böylece oksijen ve besin maddelerini kalp kasına iletmek için yeterli kan akışı sağlanır.

Hamilelikte Kalp Krizi

Kalp krizi, gebeliğin tüm dönemlerinde görülebilir, ancak üçüncü trimesterde (gebeliğin son 3 ayı) ve 33 yaşından büyük hamile kadınlarda daha yaygındır. Gebelikte kalp krizi, en sık birden fazla gebelik geçirmiş kadınlarda görülür ve çoğunlukla kalbin ön duvarında yerleşmiştir. Ateroskleroz (damar sertleşmesi) gebelikte en sık görülen kalp krizi sebebidir.

Bir çalışma, gebelikte kalp krizi geçiren hastaların %58'inin kardiyak risk faktörleri olduğunu göstermiştir. Sigara içme (%20) ve hipertansiyon (%25) en sık görülen risk faktörleridir ve şeker hastalığı riski gebelik veya gebelik öncesi % 3-5'dir.

Gebelikte kalp krizinin zamanında teşhisi ve etkili tedavisi için geçerli olan belli başlı konular şunlardır:

  • Rutin koroner anjiyografinin rolü,
  • Bebeğin radyasyona maruz kalmasını en aza indirme stratejileri,
  • Doğum öncesi kanamayı önlemek için en uygun antitrombotik ve antiplatelet tedavi rejimi,
  • Revaskülarizasyon stratejisi,
  • Emzirme döneminde güvenli ilaçların belirlenmesi.

Kesin bir tanı ancak koroner anjiyografiden sonra yapılabilir.

Doğum eylemiyle ilişkili artan stres nedeniyle, doğum eyleminin veya planlanmış sezaryen doğumun mümkünse en az iki ila üç hafta ertelenmesi önerilmiştir. Sonuç olarak, kalp krizi hamilelik sırasında nadir görülür. Ancak anne ve bebek için hayati tehlike arz eden bir durumdur. Bu nedenle acil serviste erken dönemde fark edilmeli, anne ve bebek sağlığı için en uygun tedavi tercih edilmelidir.

Gebelerin ise belirtilen risk faktörlerine karşı kendilerini korumaları gerekmektedir. Bu; düzenli beslenme, sigara alkol kullanmama, düzenli normal eforla yürüyüş veya egzersiz yapmak gibi yaşam tarzı düzenlenmesiyle sağlanabilir. Önceden kalp krizi geçirmiş veya önceden beri kalp hastalığı olan bir kadın gebe kaldıysa mutlaka doktor kontrolünde olmalıdır.

Çocuklarda Kalp Krizi

Çocuklarda kalp krizi son derece nadirdir. Farklı sebeplerden dolayı ortaya çıkabilir.

Yaygın olarak tanımlanmış sebepler arasında şunlar bulunur:

  • Kawasaki hastalığı (bebeklerde ve çocuklarda nispeten yaygın bir hastalık olan arterlerin iltihaplanması),
  • Miyokardit (kalp kasının iltihaplanması),
  • Ailesel hiperkolesterolemi,
  • Sebebi belirsiz veya kalıtsal kardiyomiyopati (kalp kasının yapısının anormal olması),
  • Kollajen vasküler hastalığa bağlı koroner arterit (kalp atar damarının iltihabı),
  • Madde kullanımı (kokain, tutkal koklama),
  • Travma,
  • Doğumsal kalp hastalığı,
  • Nefrotik sendrom (böbreklerde hasar oluşmasına bağlı olarak gelişen durum),
  • Sepsis (kanda mikrop karışması) ve diğer bazı nadir durumlar.

Çocuklarda kalp krizi, yüksek kolesterol için genetik yatkınlığın olduğu nadir durumlarda ortaya çıkabilir. Bu gibi durumlarda, ailede yüksek kolesterol öyküsü, çocuğun bu tür bir sorun için risk altında olabileceğinin en iyi göstergesidir.

Kalp krizinin diğer bir nedeni; kalbin veya damarların doğuştan var olan yapısal bir anormalliği olabilir. Ne yazık ki bu sorunlar için, ortaya çıkan ilk belirti genellikle kalp krizi veya ani kalp ölümü olabilir.

Bir Ebeveyn Çocuğunu Ani Kalp Ölümüne Karşı Korumak İçin Ne Yapabilir?

Çocuk özellikle egzersiz sırasında göğüs ağrısı çekiyorsa veya egzersiz sırasında bayılıyorsa, bu bir kalp hastalığının belirtisi olabilir.

Çocuğunun herhangi bir genetik yatkınlığı olup olmadığını bilmesi ve bu konuda bir hekimden destek alması bir ebeveynin yapabileceği en önemli şeylerden biridir. Kalp krizi meydana geldiğinde; acil yardım gelene kadar çocuğa CPR (kalp masajı) yaparak temel yaşam desteği vermek esastır. Bu konuda ebeveynlerin eğitimli olması gerekmektedir.

Bunların dışında çocukları ve gençleri kalp krizinden korumak için; hareketsiz yaşamdan uzaklaştırmak (yürüyüş, egzersiz, yüzme, spor gibi), dengeli ve düzenli bir beslenme sağlamak (paketli hazır gıdalar yerine organik sağlıklı gıdalarla beslenme), özellikle ergenlik dönemindeki çocukların sigaraya başlamaması ve zararları konusunda bilgilendirilmesi, kilo kontrolü sağlanması kalp sağlığını korumak adına çok önemli hususlardır.

Bebeklerde Kalp Krizi

Bebeklerde kalp krizi olması çok nadirdir. Ancak bebeklerde kalp krizi dışında çeşitli yapısal veya konjenital (doğumsal) kalp hastalıkları oluşabilir. Doğumsal kalp rahatsızlıkları genetik bazı faktörlere bağlı oluşabilir. Yenidoğan bebeklerde görülen kalp hastalıklarının yaklaşık %9'u kromozom bozukluklarına bağlıdır. Örneğin Down sendromlu hastaların %40'ında doğumsal kalp anomalisi görülür.

Şeker hastalığı gibi çeşitli metabolik hastalıklara sahip annelerin bebeklerinde kalp hastalığı bulunma riski %2-6 arasındadır.

Anne adayının gebelik esnasında sigara, alkol, uyuşturucu, X ışınları, kimyasallara maruz kalması veya bazı teratojenik ilaçları kullanması, bebeklerde doğumsal kalp rahatsızlıklarına sebep olabilir.

Bazı durumlarda doğumsal kalp rahatsızlıkları şu belirtileri gösterebilir:

  • Morarma
  • Sık nefes alıp verme
  • Sıkıntılı solunum
  • Sıkça görülen solunum yolu enfeksiyonu
  • Kalpte üfürüm duyulması
  • Çarpıntı
  • Çabuk yorulma
  • Bayılma
  • Kilo alamama
  • Gelişme bozukluğu

Bu gibi belirtileri fark ediliyor veya şüpheleniliyorsa mutlaka bir çocuk kardiyololoji uzmanına danışılması gerekir.

Kalp krizi için Hangi Doktora Gidilir?

Kalp krizi, hayati sonuçlara yol açabilecek çok ciddi bir durumudur. Belirtiler başladıktan sonraki her dakika dahi, kalpteki hasarın ilerlediği çok kıymetli zaman dilimidir. Bu yüzden acil müdahale ne kadar erken yapılırsa, hastanın yaşama şansı o kadar artar. Asla önemsememezlik yapılmamalı.

Hemen 112 acil aranmalı veya yakınlara, etraftaki diğer insanlara haber verip yardım istenmelidir. Hastanedeki acil müdahalelerden sonra acildeki uzman doktor, hastayı mutlaka bir kardiyoloji uzmanına sevk edecektir.

Makaleyi faydalı buldun mu?
3
0
Makeleyi Paylaşın

Kalp krizi ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular

Kalp krizi ne kadar sürer?

Tam bir tıkanıklık ile gelişen ciddi bir kalp krizi, bazen 20-30 dakikadan daha uzun sürebilir. Ancak bu süre kesin değildir ve bazen çok daha az bir sürede ölüm meydana gelebilir. Bu yüzden kalp krizi başladığı ilk anda hemen müdahale edilmelidir. Erken edilen müdahale hayat kurtarıcı olabilir.

Int. Dr. Aycan Karagöz

Stent takılan hasta tekrar kalp krizi geçirir mi, nelere dikkat etmelidir?

Stent takılan hastanın tekrar kalp krizi geçirme ihtimali vardır. Stent sonrası beslenmeye dikkat etmek, ilaçları düzenli kullanmak, sigara bırakmak gibi dikkat edilmesi gerekenleri yapmazsanız tekrar darlık oluşmasına bağlı kalp krizi geçirme ihtimali % 5-10 kadardır. İlk bir yılda düzenli olarak (her üç ila altı ayda bir) birinci basamak doktorları tarafından takip edilmelidir. 

Duygusal yönler (depresyon, anksiyete, endişeler, hayal kırıklığı) ve hastanın psikososyal durumu da kalp sağlığını korumak adına çok önemlidir.

Int. Dr. Aycan Karagöz

Kalp krizi sonrası iyileşme süresi ne kadardır?

Bir kalp krizinden sonra iyileşme şansınız, kalbinizde ne kadar hasar oluştuğuna ve ne kadar erken acil yardım aldığınıza bağlıdır. Ne kadar erken tedavi görürseniz, hayatta kalma olasılığınız o kadar artar. Tedavi sonrası verilen ilaçları düzenli kullanmak ve sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek tedavinizi güçlendirecektir.

Int. Dr. Aycan Karagöz

Kalp krizi nasıl önlenebilir?

Sigarayı bırakmak, kilo vermek ya da daha sağlıklı besinler yemek gibi yaşam tarzı değişiklikleri yapmak için hedef ve öncelikleri belirlemek üzere sağlık profesyonelleriyle birlikte çalışın.

Doktorunuz veya kardiyak rehabilitasyon ekibi üyesi öncelikleri belirlemenize yardımcı olacaktır.

Yaşam tarzı değişikliği yapmak, özellikle de bir çok şeyi aynı anda değiştirmek istediğinizde zordur. Bunu kendiniz için bir evrim olarak düşünün.

Sağlıksız davranışlar zamanla gelişir, bu yüzden sağlıksız davranışları sağlıklı davranışlarla değiştirmek de zaman gerektirir.


Int. Dr. Aycan Karagöz

Kalp krizi geçirildiği sonradan anlaşılır mı?

Bazen küçük çaplı bir kalp krizi geçirilebilir ve bu hissedilmez. Rutin kontrollerde EKO, EKG veya MRI testleri, kalp kasının hasar görüp görmediğini veya kalp krizi geçirildiğini gösterebilir.

Int. Dr. Aycan Karagöz

Kalp krizi geçirdiğimi düşünüyorum ne yapmalıyım?

En kısa sürede 112 acil yardım hattını arayın. Siz arayamıyorsanız bir başkasından yardım isteyin.

Güvenli bir yere oturun veya uzanın, elinizden geldiğince derin nefes alıp verin ve sakin olmaya çalışın.

Int. Dr. Aycan Karagöz

Kalp krizi geçiren birine nasıl müdahale edilir?

Kişinin yere oturmasını ya da uzanmasını sağlayın.

Boyun, göğüs ve beldeki giysilerini gevşetin.

Hemen 112 acil yardım hattını arayıp bir ambulans çağırın.

Ambulansı beklerken kişiyi sakin tutmaya, rahatlatmaya çalışın. Ona güven verin.

Kişi nefes almıyorsa, siz veya bir başkası hemen CPR (kalp masajı) yapmaya başlamalıdır. Kalp masajı bilmiyorsanız, 112 operatörü ambulans gelene kadar size yardımcı olabilir.

Int. Dr. Aycan Karagöz

Kalp krizi geçirdiğimi nasıl anlarım?

Kalp krizi geçiren kişilerde genel olarak bazı belirtiler görülmektedir. Bu belirtileri hissediyor ve kalp krizi geçirdiğinizi düşünüyorsanız, mutlaka 112'yi arayarak yardım isteyin.

Bu belirtiler şu şekildedir;

Basıcı ezici tarzda, sanki “göğsünde biri oturuyormuş gibi” ağırlık hissi uyandıran ve göğüs kemiğinin arkasında hissedilen, özellikle sol kola veya nadir olarak sağ kola, boyuna, çeneye, omuzlara yayılan göğüs ağrısı. Bu tip ağrıya; nefes darlığı, solukluk, bir anda gelen terleme, halsizlik, mide bulantısı, kusma, belki hazımsızlık, ölüm korkusu veya anksiyete eşlik ediyor olabilir veya hiçbiri olmayabilir.

Yalnız, bazı hastalarda (yaşlı, şeker hastası, obez kişiler gibi) bu belirtiler olmadan da kalp krizi geçirme ihtimali olduğu unutulmamalıdır.

Int. Dr. Aycan Karagöz

Kalp krizine anında ne olur?

Zamanla bir koroner arter, kolesterol dahil olmak üzere çeşitli maddelerin birikmesinden dolayı plak oluşturup daralabilir. Koroner arter hastalığı olarak bilinen bu durum çoğu zaman kalp krizine neden olur. Kalp krizi sırasında, bu plaklardan biri yırtılabilir, kolesterol ve diğer maddelerin kan dolaşımına geçmesine sebep olabilir. Yırtılma bölgesinde bir kan pıhtısı oluşur. Yeterince büyükse, pıhtı koroner arterden kan akışını tıkayarak, o bölgede kalp kasının beslenmesini bozarak işlev kaybına, kalbin kasılma gücünün kaybına sebep olabilir.

Int. Dr. Aycan Karagöz

Kalp krizi oluşmasına neler sebep olur?

Kalp krizinin meydana gelme riskini arttıran bazı etkenler vardır. Bu etkenler arasında; sigara içmek, yüksek yağlı diyet, diyabet (şeker hastalığı), yüksek kolesterol (LDL kolesterol artması, HDL kolesterol azalması), yüksek tansiyon, fazla kilolu veya obez olmak, uyuşturucu kullanımı sayılabilir.

Int. Dr. Aycan Karagöz

Panik atak ve kalp krizi nasıl ayırt edilir?

Panik atak ve kalp krizi belirtileri çok benzer olabilir ve bu da farkı açıklamayı zorlaştırır. Ayrıca kalp krizi geçirmek kişinin paniklemesine neden olabilir ve bu durumu daha kafa karıştırıcı hale getirebilir. 

Göğüs ağrısı, hem panik atak hem de kalp krizi için yaygın olmasına rağmen, ağrının özellikleri genellikle farklıdır. Panik atak sırasında, göğüs ağrısı genellikle keskindir veya bıçaklanır gibi hissedilir ve göğsün ortasına yerleşirken; kalp krizinden kaynaklanan göğüs ağrısı, baskıya veya ağırlık hissine benzeyebilir.

Değişebilmesine rağmen, çoğu panik atak 20-25 dakika içinde sona erer. Kalp krizi sırasında semptomlar daha uzun süre devam eder ve zamanla kötüleşir.

Int. Dr. Aycan Karagöz