Histeri

Kişinin kendi iç dünyasındaki çatışmanın, fiziksel olarak dış dünyaya yansıması hastalığı olan Histeri'nin tedavisi, klinik tedavi ve psikoterapilerle gerçekleşmektedir.

Histeri Nedir?

Histeri, bireyin iç çatışmalarından doğan ve kendini bazı fiziksel göstergelerle ortaya çıkaran ruhsal bir hastalıktır. Diğer adı konversiyon bozukluğu olan histeri, genelde yetişkinliğin ilk çağlarında ve 30 yaş altı bireylerde ortaya çıkar. Ama her yaş aralığında görülebilir. Bu bireylere histrionik kişilik bozukluğu tanısı konur. Amerikan Psikiyatri Birliği tarafından tanımlanmış olan hastalık, bazı nevrozlarla anlaşılabilir. Nevroz terimi, kişinin toplum normlarına aykırı hareketleri ve aşırıya kaçan duygulanım süreci olarak tanımlanabilir. 

Histeri de kendini bu gibi nevrozlarla gösterir. Histrionik kişilik bozukluğu olan birey, bu tinsel bozukluğunun farkında değildir. Bireyin bilinçaltı ve çevresi arasındaki çatışmalardan doğan histeri, psikolojik bir rahatsızlıktır. Ama bir çok fiziksel belirti de birliktedir. Bu fiziksel belirtilerin gerçek bir fizyolojik altyapısı yoktur. Bu durumlar, genelde bedenin ve bilincin kendini ifade etme şekline dayanır. Bu ifade biçimi birçoklarına göre bilinçaltında yatan bir dürtü ve bu dürtünün, bireyin çevresiyle olan yüzeysel çatışmalarından kaynaklanır.

Histrionik kişilik bozukluğu, toplumun yaklaşık %3'ünde görülebilir. Kadınlarda, erkeklerden 2-3 kat fazla görülen histrionik kişilik bozukluğu, bazen aşırı stres, travma, geçirilen ağır hastalıklar sonrası da görülebilir. Binlerce yıldır bilinen bu hastalık, Freud tarafından konversiyon bozukluğu olarak literatüre sokulmuştur. İlk tanımlamalar genelde bilinçaltında yatan bir dürtü veya baskılanmış bir güdünün fiziksel belirteçlere dönüşümü şeklindedir. Konversiyon kelimesinin anlamı da dönüşümden köken alır. Histrionik kişilik bozukluğunun belirteçleri genel olarak nörolojik patolojileri taklit eder. Bazen ani krizlerle de kendini gösteren histeri, psikanalitik kurama göre cinsellik ve korku gibi temel güdüleri kaynak alır. 

Histeri Belirtileri Nelerdir?

Çok çeşitli belirtilerle ortaya çıkan histeri, genel anlamda nörolojik sorunlar ve aşırıya kaçan davranışlarla ortaya çıkar. Burada bahsedilen nörolojik sorunların temelinde gerçek anlamda bir patoloji yatmaz. Bu sorunlar, psikolojik rahatsızlığın bedensel dışavurumu şeklinde düşünülebilir. Aşırıya kaçan davranışların ise çok geniş bir yelpazesi vardır. 

Belirtileri genel anlamda şöyle sıralayabiliriz;

  • Dramatik ve aşırıya kaçan davranışlar
  • Abartılı duygulanım
  • Öykülerinde gereksiz ayrıntıların bolluğu
  • Abartılı jest ve mimikler
  • İlgi odağı olmak adına kullanılan ve sürekli hale gelmiş kelime vurguları
  • Sosyal ilişkilerindeki yüzeysel etkileşim ve iletişim
  • Kişiliklerindeki ani ve istikrarsız değişimler
  • Sinir krizleri
  • Görme bozukluğu ve kaybı
  • İşitme bozukluğu ve kaybı
  • Duyu kaybı
  • İnme, felç ve kas spazmı
  • Cinsel yönden ayartıcı, aşırıya kaçan davranışlar
  • Korku krizleri
  • Sara nöbetleri
  • Tepkilerdeki istikrarsızlık
  • Hafıza kayıpları
  • Yalancı gebelik
  • Konuşma bozukluğu
  • Mitomani
  • Uyku problemleri
  • Kol ve bacaklarda uyuşma
  • Tremor (titreme)
  • Postür (duruş) bozukluğu
  • Bireyin kendi hastalığını önemsemeyen davranışları ve kayıtsızlığı
  • Bayılma rutinleri

Yukarıda sayılan belirtiler, ruhsal bir sorunu olmayan bireylerde de görülebilir. Bu gibi durumlar, kişilik özelliği seviyesinde kalan ve patolojik olmayan durumlardır. Sorun diyebilmek için, yaşamın normal sürekliliğini ciddi derecede aksatması beklenir.

Histeri Nedenleri Nelerdir?

Histerinin tam olarak belirlenmiş bir nedeni olmamakla birlikte bazı görüşler ortaya atılmıştır. Bazılarına göre; bilinçaltına itilmiş iç yaşantılarla çevresel etkileşimin birlikte ortaya çıkardığı çatışmaların fiziksel ve duygusal yansıması gibi nedenler ortaya atılır. Bu iç yaşantılar, herhangi bir duygusal travmadan, gerçek bir hastalığa kadar geniş bir spektrumu kapsar. Başka görüşlerde ise bu durumu; sözel ifade ile söylenememiş şeylerin beden diliyle söylenmesi ve bundan dolayı ortaya çıktığı gibi nedenlere bağlayanlar olmuştur. Bu şekilde hareket ederek bilincin, kişi üzerindeki kontrolü sağladığı düşünülebilir. 

Somut nedenlerle ortaya çıktığı da gösterilmiştir. Bunlardan bazıları; çocuklukta geçirilen fiziksel ve ruhsal travmalar, yakınların ölümü gibi duygusal travmalar, ağır bir fiziksel hastalık gibi durumlardır. Yukarıda tanımlanan nedenlerle birlikte düşünürsek, histeriye şu şekilde bir çerçeve çizebiliriz: Kişi, kaldıramayacağı zihinsel ve ruhsal durumları bilinçaltına baskılayarak, bu durumlardan kaçmaya çalışır. Kabullenilemeyen bu durumlar, çevresel etkileşimlerle tekrar önüne geldiğinde (bu bir ses, bir imge, bir koku ile olabilir) bilinç bastırılmış olan gerçeklik üzerinden kontrolü sağlamaya çalışır. 

Bunun nedeni bilincin dış dünyayla her an etkileşim halinde olmasından kaynaklanır. Bilinç, etkileşimlerinin sağlıklı olabilmesi için bu şekilde davranıyor olabilir. Tüm bunlardan kaynaklanan çevre ve bilinçaltı çatışması, kişinin histrionik bir hal almasına sebep veriyor olabilir.  

Yukarıda sayılan nedenlerin dışında daha nadir görülebilen uç sebepler olabilir. Bu uç sebeplerin altında da temelde bilincin savunma mekanizması yatmaktadır. Bu savunma, bireye anlık kazançlar sağlar. Birey, hem temelde yatan stresten uzaklaşmış olur hem de bu fiziksel belirtilerle dikkatleri üzerine çekerek, kaybedilen ilginin tekrar kazanımını sağlar. 

Kaybedilen ilgiden kasıt; çevresel etkileşimden kaynaklanan durumlardan ve stresten kaçıldığı için, çevresindekilerin kendisine karşı oluştuğuna inandığı ilgisizliktir. Bu ilgi, yalancı fiziksel belirtilerle tekrar kazanıldığı için, semptomlar her defasında şiddetlenerek sıklaşır. 

Histeri Teşhisi

Histeri teşhisinin konulabilmesi için fiziksel belirtilerin altında yatabilecek tüm gerçek nedenlerin dışlanması gerekir. Belirtilerin türüne ve sıklığına göre gerekli tetkikler yapılır. 

Yapılan tüm tetkikler şu şekilde sıralanabilir: 

Bu tetkiklere başlamadan önce uzman doktor, gerekli öyküyü, ayrıntılı bir şekilde kişiden alması zorunludur. Alınan bilgiler ve gözlenen semptomlardan yola çıkarak öncelikle gidilmesi gereken uzman doktorlara gidilir. Örneğin; duyma problemi yaşayan biri öncelikle KBB uzmanına ve nöroloji uzmanına başvurmalıdır. Bunların sonucunda, altında yatan gerçek bir sebep bulunmadığı takdirde psikiyatriste görünmelidir. 

Psikiyatrist, histeri teşhisini koyarken, altta yatan travma veya stres durumunu öncelikle belirlemeye çalışır. Bunu yaparken belli bir süreci izleyerek, dışarı yansıyan fiziksel belirtiyle stres durumu arasındaki bağlantıyı çözmeye çalışır. Bu süreçte kişi, yaşadığı fiziksel belirtileri önemsiz olarak atfeder. Yani, fiziksel semptomları önemsemez ve ilgisizdir. Görülen fiziksel belirtiler, kişiyi bir kazanç durumuna sokuyor ise teşhis konulabilir. Buradaki kazanç, stresten ve çevresindekilerin ilgisizliğinden kaçma durumudur. 

Histeri Tedavisi 

Histerinin tedavi süreci, kişinin uzman ile olan ilişkisine büyük oranda bağlıdır. Histrionik kişilik bozukluğu tanısı alan kişi, öncelikle hastalığını kabul etmesi ve ciddi bir şekilde yaklaşması gerekir. Histerik birey, ailesini ve çevresini de bilgilendirmeli, gerekiyorsa doktoruyla etrafındakileri işbirliği içine sokmalıdır. Çünkü histeri tedavisi, uzun bir süreç gerektirebilir. Bu süreci uzatan ve zorlaştıran ana sebep, histrionik kişilik bozukluğu tanısı almış kişinin, tedavi sürecinden de kaçma eğilimi göstermesidir. 

Tedavi süreci klinik bir süreçtir. Bu klinik tedavi sürecinde birey, hastalığından kaynaklanan kazanç durumlarına sokulmamaya çalışılır. Tedavi temel olarak psikoterapi ile yapıldığı için, bu kazanç durumlarına girmek; kişiyi tedavi sürecinin tekrar başına dönmesine sebebiyet verebilir. Bu noktada aileye ve çevreye çok iş düşmektedir. Çünkü kişi yaşadığı fiziksel durumları bilinçli bir şekilde yapmadığı için, çevresindekiler bu kazanç durumlarını her defasında tekrarlayabilir. Bu durum, psikoterapi sürecine zarar verir. 

Bilincin, ilgi çekmek ve stresten kaçmak adına yarattığı fiziksel belirtiler, kişiye kazanç sağlar. Bu kazançlardan ne kadar uzak durulursa, tedavi süreci ve semptomların atlatılması o derece kolaylaşır. Uzman doktorun, kişinin ailesini, çevresini bilgilendirmesi ve bu kişilerle birlikte hareket etmesi; kazanç durumlarının yaşanmaması için de son derece önemlidir.  

Tedavinin ana hattını oluşturan psikoterapinin amacı, bireyin histrionik hal almasına sebep veren stres durumunu ve bu durumu yaratan güdüyü belirlemektir. Kaynak neden belirlenirken, histerik bireyin doktoruna olan yaklaşımı çok önemlidir. Çünkü histrionik kişilik bozukluğu tanısı almış kişi, tedavi sürecinde de histerik refleksler gösterir.

Öykülerinde ve altında yatan sebeplerde samimi ve doğrucu olmayabilir. Bu durum, histerinin daha da derinleşmesine sebep verebilir. Böyle bir pekişmenin yaşanmaması için de aile ile iletişim çok önemlidir. Tedavi sürecinde belirlenen ana kaynak sebebin, hasta birey tarafından da iyi anlaşılması gerekir. Hasta tarafından ana stres kaynağının kabulü amaçlanır. Kişi, zaten zorlu bir sürecin içinde olduğunun farkındadır. Sadece gerçek nedenini bilemez. Uzman doktor, kişinin yaşadığı sıkıntıları, psikoterapi sürecinde anlatmaya ve anlaşılır kılmaya çalışır.  

Sürecin devam edebilmesi için histerinin derinliğine bağlı olarak bazı ilaçlar ve hipnoz kullanılabilir. Bu, uzman doktorun kararına ve sürecin ne gösterdiğine bağlı olarak değişebilir. Bu süreçlerin sonunda tedavi, fiziksel semptomların atlatılması ve kişinin kendi iç dengesini yakalaması ile olur. Yani, kaynak stresten kaçmak yerine bu durumlarla yüzleşmesi amaçlanır.

Histeri Tedavi Edilmezse

Histeri tedavi edilmezse, yaşanılan fiziksel belirtiler derinleşir. Farklı tipte ve şiddette yeni belirtiler ortaya çıkabilir. Halihazırda yaşanılan semptomlar, kişinin aile hayatını, iş hayatını, sosyal çevresiyle olan ilişkilerini ve eğitim hayatını kesintiye uğratır. Kişi sebebinin farkında olmadığı için, fiziksel semptomları başka birtakım nedenlere bağlayabilir. Bu durum, yaşanan belirtileri önemsizmiş gibi algılatabilir. 

Histrionik kişilik bozukluğu olan birey; fiziksel belirtileriyle, yaşadığı çevresel sorunlar arasında bir bağ olmadığını düşünür. Bireyin böyle düşünmesi, her defasında kişinin aynı stres ve kazanç durumlarına girmesiyle sonuçlanır. Fiziksel semptomların daha da derinleşmesine sebebiyet veren bu durumlar, kişiyi başka psikolojik patolojilere sokma ihtimalini doğurabilir. Bunun yanında histeri, krizler ve bayılmalar eşliğinde yaşanıyorsa, bu durumlar sıklaşabilir. Böyle bir durumda kişinin kendini toplumdan tamamen soyutlama ihtimali artar.

Çevresiyle ve ilişkileriyle olan temel düşünceleri derinden sarsılacağı için, histerik birey; normal şartlarda yaşamaması gereken başka fiziksel belirtilerle de yüz yüze kalabilir. Bu, histerinin ağırlaşabileceği bir durum yaratır. Yaşamın normal düzeni tamamen bozulacağı için, birey belli bir noktadan sonra tüm ilişkilerinde histerik refleksler gösterebilir. Güven duygusunu yitirme ihtimali de artar.  

Histeriye Ne İyi Gelir?

Histeri, bireyin stres durumlarından kaçmak için oluşturduğu bir savunma mekanizmasıdır. Bu savunma mekanizması, histerik bireye yukarıda da bahsedildiği gibi iki türlü kazanç sağlar. Tedavinin de bir parçası olan amaç; kişiyi bu stres ve kazanç durumlarına sokmamaktır. Bu yüzden, histrionik kişilik bozukluğu tanısı almış bireye en iyi gelen şey, kişinin bu hastalığının farkında olmasını sağlamaktır. 

Bu sayede birey, uzman doktorla birlikte kendi durumunun farkında olarak kendini yönlendirebilir. Hastanın ailesine ve çevresine de bu farkındalığı vermek önemlidir. Hastanın çevresi de bu farkındalıkla, histerik kişiyi kriz ve fiziksel belirti anlarında; kazanç sağlamayacak şekilde hareket ederek, kişiye yarar sağlar. 

Histeriye Ne İyi Gelmez?

Histeriye, hastanın fiziksel semptomlar gösterdiği anlarda gösterilen ilgi iyi gelmez. Çünkü bu semptomları daha da kötüleştirme ve derinleştirme ihtimali vardır. İyi gelmeyen bir diğer durum ise, hastanın doktorla olan iletişimindeki aksamalar ve belirsizliklerdir

Bu belirsizlikler genelde yalan bilgi vermek ve doktoru iyileştiğine inandırmaya çalışmaktır. Bu durum tedavi sürecini bozma ihtimali taşır. Ailenin ve çevrenin hastalık hakkında ayrıntılı bir şekilde bilgilendirilmesi gerekir. Aksi durumda bilgisi olmayan kişi, hastanın bilinçli bir şekilde semptom verdiğini düşünerek yanlış yargılamalara girişebilir. Böyle durumlarda da histeri derinleşebilir. 

Histeri İlaçları

Histeri, temel olarak psikoterapi yöntemleri ile tedavi edilmeye çalışılır. Uzman doktor gerekli gördüğü takdirde, antipsikotiklere ve antidepresanlara başvurabilir. Bu ilaçların kullanım amacı, histerinin ağırlığını ve stres durumlarının yarattığı fiziksel semptomları hafifletmek adınadır. Tam tedavi hemen hemen her zaman psikoterapi ile yapılır.

Toplumsal Histeri

Toplumların da bellekleri vardır. Bu belleği canlı tutan toplumsal bilinç; tıpkı bireylerde olduğu gibi bazen stres ve travma durumlarından sonra, böyle durumları bir daha yaşamamak adına bazı histerik refleksler gösterebilir. Altında yatan gerçek bir sebep olmaksızın oluşan bu refleksler, toplumun kendi iç dengesine ve düzenine derin zararlar verebilir. 

Toplumsal histeri diye adlandırılan böyle durumlar, histrionik kişilik bozukluğu olan bireylerin aşırı hayal gücü ile zihinsel savunma mekanizmaları arasındaki dengenin çözülüşüne çok benzerdir. Toplumsal histerinin yıkımı, bireysel histerinin çok ötesinde olabilir.  

Histeri için Hangi Doktora Gidilir?

Histeri, bireyin varlığından habersiz olduğu bir hastalık olduğu için öncelikle fiziksel semptomların olması gerekir. Bu fiziksel belirtilerin altında yatan gerçek bir sebep olmadığı anlaşıldığı takdirde gidilecek uzmanlar, psikiyatristler ve psikologlardır. Histeri gibi psikolojik hastalıklarda önemli nokta, bireyin hastalığını kabul edebilmesidir. Çünkü tedavi ancak bireyin uzman doktor ile birlikte hareket etmesi ile sağlanabilir. Aksi durumda, bu tarz psikolojik hastalıklarda, kişi hastalığıyla birlikte yaşamak zorunda kalabilir.

Makaleyi faydalı buldun mu?
6
0
Makeleyi Paylaşın

Histeri ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular

Histeri Tamamen İyileşir Mi?

Histeri, altta yatan ana sebep kavranıldığı takdirde tamamen iyileşme ihtimali vardır. Asıl önemli nokta, histrionik kişilik bozukluğu olan bireyin hastalığını kabul etmesidir. Bu hastalığına hangi durumların sebebiyet verdiğini, uzman doktorla birlikte bulmaya çalışır.

Doktor, psikoterapi sayesinde kişiye hastalığının temel sebebini kavratmaya ve anlatmaya çalışır. Bu sayede kişi, histeriyi oluşturacak nedenlerin üstesinden gelebilir. 

Stj. Dr. Nurşahal Ertekin

Histerinin Belirtileri Nelerdir?

Histerinin belirtilerini şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Dramatik ve aşırıya kaçan davranışlar
  • Abartılı duygulanım
  • Öykülerinde gereksiz ayrıntıların bolluğu
  • Abartılı jest ve mimikler
  • İlgi odağı olmak adına kullanılan ve sürekli hale gelmiş kelime vurguları
  • Sosyal ilişkilerindeki yüzeysel etkileşim ve iletişim
  • Kişiliklerindeki ani ve istikrarsız değişimler
  • Sinir krizleri
  • Görme bozukluğu ve kaybı
  • İşitme bozukluğu ve kaybı
  • Duyu kaybı
  • İnme, felç ve kas spazmı
  • Cinsel yönden ayartıcı, aşırıya kaçan davranışlar
  • Korku krizleri
  • Sara nöbetleri
  • Tepkilerdeki istikrarsızlık
  • Hafıza kayıpları
  • Yalancı gebelik
  • Konuşma bozukluğu
  • Mitomani
  • Uyku problemleri
  • Kol ve bacaklarda uyuşma
  • Tremor (titreme)
  • Postür (duruş) bozukluğu
  • Bireyin kendi hastalığını önemsemeyen davranışları ve kayıtsızlığı
  • Bayılma rutinleri

Yukarıda sayılan belirtiler, ruhsal bir sorunu olmayan bireylerde de görülebilir. Bu gibi durumlar, kişilik özelliği seviyesinde kalan ve patolojik olmayan durumlardır. Sorun diyebilmek için, yaşamın normal sürekliliğini ciddi derecede aksatması beklenir.

Stj. Dr. Nurşahal Ertekin

Yaşlılarda Ve Çocuklarda Histeri Nasıldır?

20 yaş altı bireylerde ve 35 yaş üstü kişilerde histeri nadir görülür. Bu kişilerde histerinin oluşumu çoğunlukla başka patolojileri takiben oluşur. Bu patolojiler genelde uzun süreli hastalıklar ya da ağır travmalardır. Ayrıca 65 yaş üstü bireylerde histeri sıklığının arttığı görülmüştür. Bunun nedeni tam olarak bilinmemektedir.

Stj. Dr. Nurşahal Ertekin