Göz Tansiyonu

Göz tansiyonu, göz sıvısının artması ya da dışarı akışında bozulma olmasıyla göz içi basıncının yükselmesidir. İlaç tedavisi, lazer tedavisi ve cerrahi tedavi yapılabilmektedir.

Göz Tansiyonu (Glokom) Nedir?

Göz tansiyonu hastalığı, glokom veya karasu adlarıyla da bilinmektedir. Ancak sıklıkla karıştırılan bir nokta vardır ki glokom ve göz tansiyonu yüksekliği eş anlamlı değildir. Göz tansiyonu yüksekliği, gözde üretilen göz sıvısının (aköz humor) üretiminin artması veya dışarı akışının bozulması sonucu göz içi basıncının artmasıdır. Glokom ise görme siniri (optik sinir) hasarı ile seyreden bir hastalıktır.

Dünyada glokomlu hasta sayısı 70 milyondur. 40 yaşın üzerinde görülme ihtimali %2’dir. Dünyada 7 milyona yakın insan glokom yüzünden görmesini kaybetmiştir. Glokomun Türkiye’de görülme sıklığı %2-2.5’tur.

Glokom görmenin sessiz hırsızı olarak ünlenmiş bir hastalıktır. Her yaşta görülebilir, 40 yaşın üzerinde görülme olasılığı artar. Ciddi görme kayıplarına ve körlüğe neden olabileceği için erken teşhis çok önemlidir.

Göz tansiyonu yüksekliği glokom için risk faktörüdür ancak glokomun tek ve asıl nedeni değildir. Göz tansiyonu yüksek olan herkeste glokom olmayacağı gibi, göz tansiyonu normal olan kişilerde ise glokom hastalığı ortaya çıkabilir.

Glokom çeşitleri 3 ana başlık altında toplanabilir.

  • Primer (Birincil) Glokom: Açık açılı glokom (kronik basit glokom) ve açı kapanması glokomu (glokom krizi) olarak ikiye ayrılır. Açık açılı glokom en sık rastlanılan tiptir. Genellikle ileri yaşlarda rastlanır, sinsidir. Açı kapanması glokomu ise ani gelişir ve hastanın şikayetleri vardır. Açı kapanması glokomu acil müdahale gerektirir. Açık açılı glokom: normal basınçlı glokom, pigment glokomu, neovasküler glokom, soyulma (eksfolyiatif) glokumu gibi alt sınıflara ayrılır.
  • Konjenital (Doğumsal) Glokom: Anne karnındaki gelişim bozukluklarına bağlı olarak ortaya çıkabilir.
  • Sekonder (İkincil) Glokom: Gözdeki başka bir hastalığa bağlı olarak gelişir.

Göz Tansiyonu (Glokom) Belirtileri

Glokom sinsi bir hastalıktır, birçok tipi erken evrelerde hiçbir şikayete yol açmazken ileri evrelerde ise görme alanı kayıplarına ve körlüğe neden olabilir. Tedavisi mümkün olan bir hastalıktır. Optik sinir hasarı ve görmede bozukluk oluştuysa durdurulabilir fakat bu hasarların geriye dönüşü mümkün değildir. Bu sebeple erken teşhis çok önemlidir.

Erken evrelerde bazen baş ağrısı, göz ağrısı görülebilir. Görme ile ilgili bozukluklar genelde ilerleyen zamanlarda ortaya çıkar. Görme ile ilgili ilk şikayetler görüntülerin silikleşmesi, birbirine yakın tondaki renklerin ayırt edilememesi olabilir. Erken teşhis konulmadığı takdirde görme ile ilgili daha ciddi problemlere yol açar. Görme alanında daralma ve hatta körlük görülebilir.

Açı kapanması glokomunda şikayetler belirgindir. Gözde ani basınç artışı ile şiddetli baş ve göz ağrısına, göz çevresinde ışıklı halkalar görülmesine, göz kapaklarında şişliğe neden olabilir. Bazen mide bulantısı, kusma ve görmede azalma eşlik edebilir.

Konjenital glokomda ise gözde büyüklük (öküz gözü), ışığa karşı hassasiyet ve gözde sulanma mevcuttur.

Göz Tansiyonu (Glokom) Nedenleri Nelerdir?

Glokom hastalığının asıl nedeni henüz bilinmemektedir. Hastalığa ait çeşitli risk faktörleri tanımlanmıştır. Bunlar arasında en önemli risk faktörü göz tansiyonunun artmasıdır. Göz tansiyonu kişiden kişiye göre değişir. Normal aralık 9-22 mm Hg olarak kabul edilmiştir. Ancak bu normal sınırlar aralığında dahi glokom görülebilir. 22 mm Hg’yi aşan her durumda da glokom olacak diye bir kaide yoktur.

Glokom oluşumunda etkili olan diğer faktörler:

  • Kornea (gözün önündeki saydam tabaka) tabakasının ince olması
  • Optik diskin (göz sinirinin göz içindeki kısmı) yapısal özellikleri
  • Miyopi
  • İleri yaş
  • Genetik faktörler
  • Diabetes Mellitus (Şeker Hastalığı)
  • Dolaşım bozuklukları
  • İlaç kullanımı (kontrolsüz kortizon kullanımı)
  • Diğer risk faktörleri

Göz Tansiyonu (Glokom) Teşhisi

Göz tansiyonunun teşhis edilmesi için birkaç yöntem bulunmaktadır. Muayene yapan doktor hastanın durumuna ve hastanenin imkanlarına göre hangi yöntemin kullanılacağına karar verir.

Teşhis yöntemleri şu şekildedir:

  • Optik disk (papilla) muayenesi: Oftalmoskop adı verilen aletle doktorun hastanın gözünün içine bakması işlemidir. Optik diskte yapısal hasar meydana gelmiş ise bu muayene ile ortaya koyulabilir.
  • Görme alanı muayenesi: Perimetre adı verilen cihazla yapılır. Görme alanı, karşıda, sabit bir noktaya bakarken görülebilen alanlar bütünüdür. Görme alanında herhangi bir kayıp olup olmadığını tespit etmek için yapılır. Her göz için ayrı muayene yapılmalıdır.
  • Retina (görme hücrelerinden oluşan göz tabakası) sinir lifleri incelemesi: HRT veya OCT adı verilen görüntüleme cihazları ile retina sinir lifi tabakası değerlendirilir. Erken glokom teşhisinde yararlıdır.
  • Göz tansiyonu ölçümü: Tonometre adı verilen cihazla ölçülür. Hastanın şikayeti olmasa dahi ölçüm yapılmalıdır. Göze temas eden ve etmeyen 2 metodla ölçüm yapılabilir. Göze temas edilerek ölçülen yöntemde göze anestezik bir madde damlatılarak göz uyuşturulur göze temas sağlanarak ölçüm yapılır. Göze temas etmeden ölçülen yöntemde ise göze hava üflenerek karşı basınç oluşturulur ve dolaylı yoldan ölçüm yapılır. Göz teması olan ölçüm yöntemi daha güvenilirdir. Göz tansiyonunun normal değeri kişiden kişiye değişmekle birlikte, normal değer aralığı 9-22 mm Hg olarak belirlenmiştir.
  • Gonyoskopi: Gözün ön kamara açısının değerledirilmesi için yapılır. Glokom tipini belirlemeye yardımcı olur.
  • Fundus floresein anjiografisi: Retina damarlarını ve dolaşımını görüntülemeye yarayan bir yöntemdir.
  • Pakimetri: Kornea kalınlığı ölçümüne verilen addır. Kalın kornea göz tansiyonunun yüksek, ince kornea düşük çıkmasına neden olur. Bu nedenle kornea kalınlığı ölçümü göz tansiyonunun doğru yorumlanması için gereklidir.

Göz Tansiyonu (Glokom) Tedavisi

Glokomun tamamen iyileşmesi, zarar gören optik hasarın düzeltilmesi söz konusu değildir. Bu hasarların geriye dönüşü mümkün olmamaktadır. Bu nedenle hastalığın erken teşhisi çok önemlidir.

Glokomda herkese uygulanan genel bir tedavi prensibi yoktur. Kişiye göre planlanan tedavi yöntemleri ile en önemli risk faktörü olan göz tansiyonunun kontrol altına alınması amaçlanmaktadır.

Bu tedavi seçenekleri; ilaç tedavisi, lazer tedavisi ve cerrahi tedavidir. Tedavi seçenekleri için izlenmesi gereken doğru bir sıra veya en etkili tedavi gibi bir şey yoktur. Tedavi planının seçilmesinde glokom tipi, hastanın yaşı, mesleği, eşlik eden diğer hastalıklarının olup olmaması, göz siniri ve retinanın durumu gibi birçok faktör etkilidir.

İlaç Tedavisi

Öncelikli tedavi seçimi ilaç tedavisidir. İlaç tedavisinin amacı; göz içi basıncını azaltmaktır. Bu iki farklı şekilde olabilir. İlaçlar ya göz içi sıvısının yapımı azaltırlar ya da göz içi sıvısının dışarı akımını kolaylaştırırlar.

Tedavide En Sık Kullanılan İlaç Preparatları

Beta blokerler, prostaglandin analogları, karbonik anhidraz inhibitörleridir. Çoğunlukla göz damlası formunda kullanılırlar. Bu ilaçların birden fazla ilacı bünyesinde barındıran kombine tipleri de mevcuttur. Kombine tipler kullanım kolaylığı açısından hastaya avantaj sağlar.

Bu ilaçlar kesinlikle tavsiye niteliğinde değildir. Mutlaka doktor kontrolünde kullanılmalıdır.

İlaç tedavisinin göz içi basıncını düşürmede yetersiz kalması, yan etkilerinin görülmesi ve hasta tarafından düzenli kullanılmaması gibi dezavantajları vardır.

Lazer Tedavisi

Lazer tedavisi bir ameliyat tipi değildir. 15-20 dakika süren genel anestezi verilmeden sadece göz uyuşturularak yapılan bir işlemdir. Hasta işlem sonrası günlük hayatına dönebilir. Lazer tedavisi göz içi basıncını düşürme veya koruyucu maksatla yapılabilir. Tüm glokom tiplerinde etkili değildir. Lazer tedavisinin de çeşitleri vardır. Açık açılı glokomda kullanılan en sık lazer tedavisi tipi lazer trabeküloplastidir. Tedavinin amacı göz içi sıvısının dışarı akışını kolaylaştırmaktır.

Periferik lazer iridotomi açı kapanması glokomunda koruyucu amaçlı veya glokom krizine girmiş hastada krizin kontrol altına alınmasından sonra yapılabilir.

Siklofotokoagülasyon özellikle ileri evre glokom hastalarında kullanılan tedavi seçeneklerinden biridir. Amaç göz sıvısı yapan dokuda tahribat oluşturarak göz sıvısı yapımının azaltılmasıdır.

Cerrahi Tedavi

Genellikle tıbbi tedavi ve lazer tedavisi ile sonuç alınamayan hastalarda başvurulan tedavi şeklidir. Glokomun tipi ve şiddeti cerrahi tedavi seçiminde önemli kriterlerdir. Konjenital glokomda ve bazı durumlarda cerrahi ilk seçenek olarak uygulanabilir. Cerrahi tedavinin de farklı tipleri mevcuttur.

  • Trabekülektomi: En sık uygulanan cerrahi yöntemdir. Tıkanan göz kanallarını açmak için göze bıçakla yarık açılır. Ancak vücudun yarayı iyileştirmesiyle bu yarık zaman içinde kapanabilir ve buna bağlı olarak göz içi basıncı tekrar artabilir.
  • Non penetran: Cerrahi trabekülektomiye göre daha güvenlidir. Yan etkileri ve komplikasyonları trabekülektomiye göre daha azdır fakat birçok çalışmada uzun dönemde trabekülektomiye göre daha az etkili olduğu gösterilmiştir.
  • Glokom Drenaj İmplantları: Göz içerisinde üretilen fazla sıvının dışarı akışını sağlamak için göze tüp yerleştirilmesi işlemidir. Diğer tedavi seçeneklerinin yetersiz kaldığı hastalara uygulanır.

Göz Tansiyonu (Glokom) Tedavi Edilmezse

Glokom tedavi edilmezse körlük kaçınılmazdır. Dünyada körlüğün ikinci en sık nedeni glokomdur. Hasar gören yapıların ve oluşan görme kayıplarının tekrar eski haline döndürülmesi mümkün değildir. Ancak ilerlemesi durdurulabilir. Tedavi edilmediği takdirde giderek artan göz içi basıncı göz sinirine ve göz içindeki yapılara zarar verir. Zamanla görme alanında daralmalar, görmede azalma ve hatta körlük meydana gelebilir.

Göz Tansiyonuna (Glokom) Ne İyi Gelir?

Glokomda esas tedavi seçenekleri tıbbi tedavi, lazer tedavisi ve cerrahi tedavidir. Önemli olan hastalığın önlenmesidir. Bu sebeple sağlıklı yaşam önerileri dikkate alınmalıdır. Düzenli egzersiz, sigaradan kaçınma ve dengeli beslenme önerilmektedir. Ancak bu önerilerin tedaviye katkısı yönünden kesin bir klinik kanıta ulaşılamamıştır. Düzenli doktor kontrolüne gidilmesi gerekmektedir. Tedavi planının doktor tarafından oluşturulması ve takibi çok önemlidir.

Göz Tansiyonuna (Glokom) Ne İyi Gelmez?

Ağır sporlar, dalış, nefesli müzik aletleri, uçak yolculuğu ve araba kullanımı hakkında mutlaka doktorunuza danışmanız gerekmektedir. Bazı glokom tiplerinde bu tip durumlar sakıncalı olabilir ve bu tip durumlardan kaçınılması gerekebilir.

Göz Tansiyonu (Glokom) İlaçları

5 ana grupta incelenmektedir.

  • Beta blokerler: Günümüzde ilk seçenek olarak kullanılan ilaç grubudur. 
  • Kolinerjik agonistler
  • Karbonik anhidraz inhibitörleri
  • Prostaglandin (PG) analogları
  • Alfa agonistler

Yeni geliştirilen ilaçlar:

  • Rho-kinaz inhibitörleri
  • Adenozin reseptör agonistleri
  • Kombine mekanizmalı ilaçlar

Bu ilaçlar kesinlikle tavsiye niteliğinde değildir. Mutlaka doktor kontrolünde kullanılmalıdır.

İlaç tedavisine genellikle tek ilaçla başlanır. Bu ilaç göz damlası formundadır. Belirli bir süre kullanımından sonra göz tansiyonu ölçümü yapılır ve düşüp düşmediğine bakılır. Yeterli düşüş elde edildiyse kontrollü bir şekilde bu ilaca devam edilir. Yeterli düşüş sağlanamaz ise tedaviye başka bir ilaç ilave edilebilir.

Göz Tansiyonu (Glokom) Ameliyatı

Glokomda ameliyat yöntemi glokom tipine, şiddetine ve hastaya göre seçilir. Cerrahi tedavi genellikle ilaç ve lazer tedavisine yanıt vermeyen hastalara uygulanır.

  • Trabekülektomi: Bu ameliyatta göze yapılan bir kesi ile gözdeki ağsı tabakanın ve komşu yapıların bir kısmı kaldırılır. Bir kanal açılarak göz içi sıvısının dışarı akışı sağlanır bu şekilde göz tansiyonun düşürülmesi amaçlanır. Ameliyat bitiminde kesilen yerlere dikiş atılır. En sık tercih edilen, uzun süre etkili olan ve uzun yıllardır kullanılan bir ameliyat yöntemidir. Non penetran yöntemlere nazaran daha risklidir. Genellikle ileri evredeki veya tedaviye uyumu yetersiz hastalarda tercih edilir.
  • Non penetran: Cerrahi kelime anlamı olarak delici olmayan cerrahi anlamına gelmektedir. Ameliyatta yapılan kesiler trabekülotomide yapılan kesilere göre daha yüzeyel olduğu için bu şekilde adlandırılmıştır. Non penetran cerrahinin de derin sklerektomi, implantlı derin sklerektomi ve viskokanalostomi olmak üzere 3 tipi vardır. Bu ameliyatta da göz içi sıvısının dışarı akışını kolaylaştırmak amaçlanmaktadır. Penetran cerrahiye (trabekülotomi) göre daha az risklidir. Buna karşın uzun dönemde tedavi etkinliği trabekülotomiye göre daha azdır.
  • Mikroinvazyonel glokom cerrahisi: Minimal girişim ile yapılan cerrahi demektir. Daha az travmatik, daha hızlı iyileşen, daha güvenilir bir yöntemdir ancak trabekülotomiye oranla etkinliği daha azdır.
  • Glokom drenaj implantı: Göz içine tüp (seton implant) yerleştirilmesi işlemidir. Bu tüp ile göz içi sıvısının dışarı akışı sağlanır. En sık kullanılan tüp Ahmed glokom tüpüdür. Genellikle diğer tedavi seçeneklerinin yetersiz kaldığı durumlarda tercih edilen bir işlemdir.

Hamilelikte Göz Tansiyonu (Glokom)

Hamilelik döneminde genellikle göz tansiyonunun düşmesine rağmen hamilelikten önce glokom teşhisi olan kadınlarda göz tansiyonu yükselebilir.

Glokom hastalığı olan kadınlar hamile kalması durumunda mutlaka doktoruna bildirmelidir. Uygulanan tedavi protokolü doktor tarafından değerlendirilmeli ve gerektiğinde değiştirilmelidir. Glokom tedavisinde kullanılan bazı ilaçların bebek üzerinde zararlı etkilerinin olabileceği bilinmektedir.

Çocuklarda Göz Tansiyonu (Glokom)

Çocukluk çağında görülen glokom genellikle doğumsal glokomdur. Glokomlu çocuklarda ışıktan rahatsız olma, glokomlu gözde büyüklük ve sulanma vardır. Çocuk sürekli göz kapaklarını kapalı tutmak ister. Görmede azalma olabilir, görmesi azalan çocuk mutlaka doktora götürülmelidir, ihmal edilmemelidir. Çocukların özellikle çevreyi gözlemleyerek öğrendiği yaşlarda ortaya çıkan görme problemleri çok önemlidir. Çocuğun ileri yaşamını olumsuz etkilememesi açısından rutin göz muayenesi büyük önem taşımaktadır.

Bebeklerde Göz Tansiyonu (Glokom)

Anne karnındaki gelişimsel bozukluklara bağlı olarak bebek glokomlu doğabilir. Buna doğumsal glokom denir. Doğuma kadar devam eden yüksek göz içi basıncının etkisiyle göz büyür. Korneadaki gerilmeye bağlı çatlaklardan göz içi sıvısı kornea tabakasının katları arasına girer ve kornea bulanıklaşır. Gözde sürekli sulanma ve ışığa karşı hassasiyet görülür.

Bebekler şikayetlerini ifade edemedikleri için iyi bir gözlem ve muayene gerekir. Erken tanı ve tedavi bebeğin yaşamının ileri dönemleri açısından çok önemlidir.

Konjenital glokomda genellikle öncelikli tedavi seçeneği cerrahidir. Cerrahi tedavide en sık başvurulan yöntem gonyotomidir (açı cerrahisi). Gonyotominin uygulanabilmesi için korneanın saydam olması gerekmektedir. 1 yaşın altında yapılan gonyotomilerde başarı oranı yüksektir.

Gonyotominin başarısız olduğu veya korneanın saydam olmadığı durumlarda trabekülotomi veya trabekülektomi uygulanabilir.

Göz Tansiyonu (Glokom) için Hangi Doktora Gidilir?

Göz tansiyonunun tanı ve takibi için Göz Hastalıkları doktoruna gidilmelidir. 2 yılda bir göz tansiyonu ölçümü önerilmektedir. Şüpheli durumlarda mutlaka glokom uzmanına başvurulmalıdır.

Görme ile ilgili şikayetler ciddiye alınmalıdır. Şikayet varsa vakit kaybetmeden göz hastalıkları doktoruna müracaat edilmelidir. Ani gelişen ve ciddi şikayetlerde acil tıp polikliniklerine başvurulmalıdır. Şikayet yoksa yaşa göre değişen aralıklarda rutin göz muayenesine gidilmelidir. Rutin muayenelerde düzenli göz tansiyonu ölçümü ve takibi çok önemlidir.

Glokom tanısı konmuş yakını olanların yılda bir göz tansiyonu ölçümüne gitmesi önerilmektedir.

Makaleyi faydalı buldun mu?
2
0
Makeleyi Paylaşın

Göz tansiyonu ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular

Göz tansiyonu kaç olmalı?

Göz tansiyonunun normali kişiden kişiye göre değişmekle beraber göz tansiyonu için alt ve üst sınır belirlenmiştir. Alt sınır 9 mm Hg, üst sınır 22 mm Hg’dır. Göz tansiyonunun 22 mm Hg üzerinden olması her zaman glokom olduğu anlamına gelmez.

Int. Dr. Fatma İpek Günaydın

Göz tansiyonu nasıl düşer?

Göz tansiyonunuz doktor kontrolünde ve doktorunuzun önereceği tedavi şekli ile düşürülür. Bu tedavi yöntemleri; ilaç tedavisi, lazer tedavisi ve cerrahi tedavi olarak 3 ana başlık altında incelenebilir.

Int. Dr. Fatma İpek Günaydın

Göz tansiyonu ölçümü nasıl yapılır?

Göz tansiyonu tonometre adı verilen aletle ölçülür. 2 farklı ölçüm yöntemi vardır. İlkinde gözle temas yoktur, göze hava üflenerek karşı basınç oluşturulur ve dolaylı yoldan ölçüm yapılır. İkinci ölçüm yönteminde ise göze anestezik bir madde damlatılarak göz uyuşturulur göze temas sağlanarak ölçüm yapılır. İkinci ölçüm yöntemi daha güvenilirdir.

Int. Dr. Fatma İpek Günaydın

Göz tansiyonu neden yükselir?

Gözün içindeki sıvının dışarı akışının engellenmesi veya göz içi sıvısının yapımının artışı göz tansiyonunun yükselmesine neden olur. Artan basınç retina hücreleri ve optik sinire yansır. Yüksek basınç uzun süre devam ederse görme kaybına neden olur.

Int. Dr. Fatma İpek Günaydın

Glokom baş ağrısı yapar mı?

Glokom başlangıçta genellikle şikayet yaratmaz. Ancak baş ağrısı sebebiyle migren tedavisi görüp sonradan glokom olduğu anlaşılan hastalar vardır. Glokom ve migrenin birlikte görüldüğü hastalar da bulunmaktadır.

Int. Dr. Fatma İpek Günaydın

Göz tansiyonu kör eder mi?

Glokom tedavi edilmediği takdirde görme alanını daraltır ve ilerleyen zamanlarda körlüğe yol açabilir. Dünyada önlenebilir körlük nedenleri arasında 2. sırada yer alan bir hastalıktır. Tedavi ile görmede hasar oluşmuşsa durdurulabilir ancak geriye dönüşü mümkün değildir.

Int. Dr. Fatma İpek Günaydın

Göz tansiyonu normal tansiyonu etkiler mi?

İki hastalık birbirinden bağımsız hastalıklardır. Aralarında doğrudan bir ilişki yoktur. Ancak glokomlu hastaların sistemik tansiyonu normal sınırlar içinde tutulmak istenmektedir. Yüksek veya düşük sistemik tansiyon göz sinirinin beslenmesini olumsuz yönde etkileyebilir.

Int. Dr. Fatma İpek Günaydın

Göz tansiyonu kaç yaşında başlar?

Glokom her yaşta görülebilen bir hastalıktır. Doğumla beraber dahi ortaya çıkabilir. İleri yaşlarda özellikle 40 yaşından sonra glokomun görülme olasılığı artış göstermektedir.

Int. Dr. Fatma İpek Günaydın

Göz tansiyonu nasıl anlaşılır?

Göz tansiyonu genellikle sessiz seyreden bir hastalıktır. Yani hiçbir şikayetiniz yokken rastlantı sonucu glokom teşhisi alabilirsiniz. Özel muayene yöntemleri ile optik sinir üzerindeki hasar erken evrelerde tespit edilebilir.

Int. Dr. Fatma İpek Günaydın