Gizli Şeker

Gizli şeker, normal değerler ile diyabet kan şekeri değerleri arasındaki değerlere sahip olunmasıdır. Yaşam tarzında değişikliklerle başka hastalıkları engellemesi gerekmektedir.

Gizli Şeker Nedir?

Diyabet (şeker hastalığı) vücudumuzun kandaki glikoz miktarını istediği gibi kontrol edemediği durumlarda oluşan bir hastalıktır. Normal insanlarda kandaki glikoz direkt olarak insülin (kan şekerini azaltan hormon) ve glukagon (kan şekerini arttıran hormon) hormonlarıyla kontrol edilir. İnsülin hormonunun üretilememesi veya üretilip vücuttaki dokularda bu insülin hormonuna karşı cevap alınamaması sonucunda diyabet hastalığı oluşur.

Diyabet hastalığının teşhisi kandaki glikoz miktarının açken veya herhangi bir zamanda ölçülmesiyle konur. Bu teşhis konulduğu zamanda kan şekerleri normal insanlara göre oldukça yüksektir. Gizli şeker dediğimiz diyabet öncesi dönemde ise kan şekerleri normal seviyelerine göre yükselmiştir ancak bu yükselme diyabet hastalığı tanısı alacak  kadar yüksek değildir.

Yani normal kan şekerlerine sahip kişiler ile diyabet hastalığına sahip olan birinin kan şekeri değerleri arasındaki bazı değerlere sahip olan kişiler tıpta pre-diyabet (diyabet öncesi) adı verilen ve halk arasında ise gizli şeker olarak nitelendirilen durumdadır. Bu duruma aynı zamanda bozulmuş açlık glukozu veya bozulmuş glikoz toleransı da denir.

Pre-diyabet teşhisi konulmuş kişilerde eğer gerekli önlemler alınmaz ise diyabet gelişebilir. Bununla birlikte olarak bu kişilerde kalp damar hastalıklarına yatkınlık vardır. Normal insanlara göre bu hastalıklara yakalanma riskleri belirgin olarak arttığı kaydedilmiştir.

Diyabetin insülin üretilememesi veya hücrelerin insüline direnç oluşturmasına bağlı olarak çeşitleri vardır.

Tip 1: olarak sınıflandırılan diyabette pankreas adı verilen organımızda normalde üretilmesi gereken insülin üretilemez. Bu diyabet çeşidi görülen hastalar genelde zayıf ve gençtir.

Tip 2: olarak sınıflandırılan diyabette ise pankreas insülin üretebilir. Ancak üretilmiş insülin hücrelere etki edemez. Bunun sebebi ise hücrelerin üzerinde bulunan insülin reseptörlerinin (alıcı) insüline karşı direnç geliştirmesidir.  Pre-diyabet denilen gizli şeker dönemi tip 2 diyabet tanısı almadan önce genellikle görülür. 

Gizli Şeker Belirtileri Nelerdir?

Gizli şekerin belirtileri tam olarak net değildir. Hatta gizli şeker teşhisi doktora başka bir sebeple gidildiğinde rastgele konulabilir.. 

Bununla birlikte bazı kişilerde aşağıdaki belirtiler olabilir.

  • Polidipsi adı verilen ve son zamanlarda eskiye oranla artan fazla su ihtiyacı hissetme ve su içme ihtiyacı.
  • Poliüri adı verilen ve eski zamanlar ile karşılaştırıldığında artan işeme sıklığı.
  • Eski zamanlarla karşılaştırıldığında artmış görme şikayetleri. Bu şikayet genelde bulanık görmedir.
  • Cildin belirli bölgelerinde eskiden olmayan kara lekelerin görülmesi de pre-diyabet sebebiyle olabilir. Bu kararma şu bölgelerde olabilir: boyun bölgesi, koltuk altları, dirsekler, diz eklemleri
  • Son zamanlarda artmış veya azalmış iştah olabilir.
  • Son zamanlarda herhangi bir iş yapmak istememe hissi, yorgunluk ve halsizlik gibi şikayetler

Gizli Şeker Risk Faktörleri

Bazı durumlarda kişilerin diyabete yatkınlığı oluşabilir.  Bu diyabet hastalığına gidişte de pre-diyabet görülür. 

Bu risk faktörleri aşağıdaki gibi olabilir.

  • Fazla kilo: Beden kitle indeksi (BKİ) bir kişinin  kilosunun değerlendirilmesi amacıyla  yapılan bir hesaplama yöntemidir. Bu hesaplamada sonucu 25 ve üzeri çıkan kişiler fazla kilolu olarak değerlendirilir. Bu fazla kilolu kişiler diyabet ve gizli şeker için risk altındadır. Bu riskin sebebi ise artmış kiloya bağlı olarak vücutta yağ depolamasıdır. Karın ve çevresinde depolanmış bu yağ hücreleri çok miktarda insülin tutar. Bu sebeple insülin kandaki gerçek görevini yerine yeteri kadar getiremez. Bu sebeple de pre-diyabet ve hatta diyabet gelişir.
  • Sedanter (egzersiz içermeyen tembel)  bir yaşam tarzına sahip insanlarda buna ek olarak genelde aşırı kilolu olmakta görülür. Fiziksel olarak aktif olmayan ve egzersiz yapmayan kişilerde pre-diyabet gelişme olasılığı normal insanlara göre daha yüksektir.
  • Aile öyküsü: Pre-diyabetin kalıtsal bir yönü vardır. Aile yakınlarının birinde eğer prediyabet veya diyabet tanısı varsa ilgili kişide de prediyabet veya diyabet görülme riski vardır.
  • Irk: Araştırmalara göre bazı etnik grupların: Afro-Amerikalılar, İspanyol Amerikalılar ve Asyalı Amerikalılar da dahil olmak üzere pre-diyabet geliştirme olasılığı diğer ırklara oranla daha yüksektir.
  • İnsanlar yaşlandıkça vücudu ve dokuları insülini yeterli derecede etkin olarak kullanamazlar. Gizli şeker görülme riski de artan yaşa bağlı olarak artabilir.
  • Gebelik süresince gelişebilen ve hem bebek hem de anne için son derece tehlikeli olabilecek bir diyabet türü vardır ve bu diyabet türüne gestasyonel diyabet denir. Gestasyonel diyabet geliştirmiş kişiler daha sonra pre-diyabet geliştirme açısından risk altındadır.
  • Hipertansiyon: Kan basıncı kontrol altında olmayan yüksek tansiyon seviyelerine  sahip kişilerde yani hipertansiyon hastalarında pre-diyabet gelişebilir.
  • Yükselmiş  kolesterol seviyeleri: Yapılan kan testlerinde LDL kolesterolü normal seviyelerden yüksek olan kişilerde pre-diyabet gelişme riski vardır.
  • Polikistik over sendromu kadınlarda görülen genellikle over’de kistler, obezite, adet düzensizliği ve insülin direnci ile seyreden bir sendromdur. Bu sendromda  pre-diyabet riski artar. Bunun sebebi ise bu hastalıkta  oluşan insülin direncidir. Bu hastalığa sahipseniz eğer, insüline direncine sahip olabileceğiniz ve bu nedenle de pre-diyabet geliştirme riski altında olduğunuz unutulmamalıdır. Bu sebeplerden dolayı polikistik over sendromunun tedavi edilmesi gereklidir.

Gizli Şeker Nedenleri Nelerdir?

Pre-diyabet denilen ve diyabet olmayacak kadar artmış kan şekerleri vücudun pankreastan salgılanan ve kan şekerini düşürme görevi bulunan insülin adı verilen hormonu kullanırken etkili olamaması sonucu oluşur.

İnsülin, vücudumuzun enerji için yemek yedikten sonra sindirip açığa çıkardığı glikozları kana verdikten sonra hücrelere yollayabilmek için salgılanan bir hormondur. 

Pre-diyabet döneminde, vücudumuz yeterli insülin üretemez ya da ürettiği bu insülini hücreler için etkin olarak kullanamaz. Hücrelerin üzerinde bulunan reseptörlerin insülini tanıyamaması ya da hücrelerdeki insülin reseptörlerinin sayısının azalmasına insülin direnci denir.

Vücudumuz yeterli miktarda insülini üretemiyorsa veya insüline hücrelerimizde direnç varsa, kanımızda yemek yedikten sonra ve tokluk zamanlarında olması gerekenden  fazla miktarda glikoz bulunabilir. Bu da normal olarak kabul edilen kan şekerinden daha fazla bir değer olarak ölçülür.  Belki de pre-diyabete yol açılmış olabilir.

Gizli Şeker Teşhisi

Diyabet ve prediyabet yani gizli şeker teşhisleri kan şekerinin ölçülmesi ile yapılır. Kan şekerini ne zaman ölçüldüğü açlık veya tokluk açısından son derece önem taşır. Bu sebeple kan şekeri ölçümünün bazı teknikleri vardır. Bu test yapıldıktan sonra tanı konmadan önce mutlaka ikinci kere tekrarlanıp tekrar değerlendirme yapılmalıdır.

Açlık Plazma Glukozu

Açlık plazma glukozu testi yapılacağı zaman hastanın son yediği yemeğin veya içeceğin üzerinden 10-12 saat gibi bir sürenin geçmesi istenir.  Hastadan alınan kan laboratuvara yollanır ve açlık halinde ki kan plazma glukozuna bakılır.

Eğer bu kan şekerinin ölçüldüğü test sonucunda

Glukoz değerleri: 100-125 mg / dL arasında ise bu kişiler pre-diyabet, bozulmuş açlık glukozu veya gizli şeker olarak değerlendirilir.

Oral Glukoz Tolerans Testi (OGTT)

Eğer bir kişinin açlık plazma glukozu 100-125 arasında ise bu kişiye bir sonraki aşama olan oral glukoz tolerans testinin de yapılması gerekiyor. Yani bu hasta pre-diyabet için araştırılmalıdır. 

Oral glukoz testi 2 basamakta yapılır.

  1. Basamak: Hastanın 10-12 saat boyunca hiçbir şey yememesi ve içmemesi gerekmektedir. Bu süre sonunda hastanın kan şekeri değerlendirilir.
  2. Basamak: Bu basamakta ise özel olarak hazırlanmış bir içecek olan ve 75 gram glukoz içeren bir sıvı test yapılacak kişiye içirilir. 2 saat sonra hastadan tekrar kan alınır ve tekrar kan şekeri değerlendirilir.

İlk basamakta ölçülen açlık glukoz değerlerinin 100-125 mg / dL arasında olması bozulmuş açlık glukozu olarak değerlendirilir.

İkinci basamakta ölçülen tokluk glukoz değerlerinin de 140-199 mg / dL arasında olması bozulmuş glukoz toleransı olarak değerlendirilir.

Bu test sonucunda bozulmuş açlık glukozu ve bozulmuş glukoz toleransı tanısı koyulan kişiler pre-diyabetik yani gizli şeker sahibi olarak kabul edilir.

Hemoglobin A1C Testi

Bu test aracılığıyla eritrositlerin glukoz kullanımı incelenir. Eritrosit ömrü üç ay olduğu için ancak son üç aydaki ortalama kan şekeri değeri ölçülebilir. 

Kan şekeri seviyesinin yüksekliği ile bu değer sıkı bir ilişki içindedir.

Bu testin yapılabilmesi için hastadan herhangi bir anda alınan kan laboratuvara yollanır ve değerlendirilir.

Bu test sonucunda 

HgA1c seviyesi % 5.7 nin altında ise normal

HgA1c seviyesi % 5.7 ile 6.4 arasındaysa pre-diyabet

HgA1c seviyesi % 6.5 ve üzeri ise diyabet  tanıları konur.

Gizli Şeker Tedavisi

Gizli şeker teşhisi konulan kişilerin önlemler alınmazsa diyabet hastalığına gidişi olasıdır. Ancak gerekli önlemler alınırsa ve hayat tarzında kalıcı, etkili bir değişiklik yapılırsa pre-diyabet teşhisinin diyabete dönüşmesi engellenebilir veya çok uzun zamanlar boyunca geciktirilir. Yani gizli şeker doğru tedbirler ile geçebilir. 

Yaşam tarzı değişikliği, beslenmenin düzenlenmesi ve hipertansiyon, kolesterol gibi diğer hastalıkların kontrol edilmesi gibi ilaç dışı tedaviler ön plandadır. Ama nadiren de olsa bazı hastalarda ek hastalıklar olarak hipertansiyon gibi metabolik rahatsızlıklar varsa ilaç tedavisi de önerilmektedir.

Sağlıklı yaşam tarzına yönelik seçimler ile  kan şekeri seviyeleri normale döndürülmeye çalışılır.  Eğer normal dönmese bile en azından tip 2 diyabet  tanısı alacak seviyede olması önlenebilir. Gizli şeker hastalığı olanların  tip 2 diyabete dönüşmesini önleyebilmek için aşağıdaki öneriler yapılabilir: 

Daha aktif, spor ve egzersiz ile geçen bir yaşam tarzına geçilmelidir. Haftanın bir çok gününde en az 150 dakika orta tempoda veya 75 dakika aerobik aktiviteler yapmak önerilmektedir. 

Fazla kilolardan kurtulmak demek vücuttaki fazla miktardaki yağ dokusundan kurtulmak demektir. Bu yağlardan kurtulmak ile insülin direnci azaltılır ve buna bağlı olarak kan şekeri kontrol altına alınabilir. Pre-diyabet teşhisi almış kişilerin vücut kitlelerinden en az %5 kayıp etmeleri önerilmektedir.

Sigara içmeyi bırakmak tip 2 diyabet riskini azaltabilir.

Yüksek diyabet riski altında olan ve bununla birlikte obezite, hipertansiyon ve kolesterol tarzında sistemik hastalıkları olan kişilere doktor diyabet tedavisinde kullanan ve kan glukoz seviyesinin kontrolünde kullanılan bazı ilaçları önerebilir. 

Gizli Şeker Tedavi Edilmezse

Gizli şeker yani pre-diyabet tedavi edilmezse ve kan şekeri kontrol altına alınmazsa görülebilecek en ciddi sonuç tip 2 diyabet hastası olunmasıdır.

 Tip 2 diyabet kronik bir hastalıktır ve bir çok hastalığa zemin hazırlar.

Tip 2 diyabet sonucu oluşan diğer hastalıklar:

  • Yüksek tansiyon tip 2 diyabetin makrovasküler (büyük damarları etkilemesi sonucu oluşan) adı verilen komplikasyonlarındandır. (bir hastalığa ek olarak çıkan etki). Tip 2 diyabet ve yüksek tansiyon birleştiği zaman kalp rahatsızlıkları geçirme ve buna bağlı ölüm riski normal insanlara göre 4-6 kat artmıştır. Tip 2 diyabet gelişmiş bir kişide kontrol altında olması ve hedeflenmesi gereken tansiyon 130/85 mmHg olarak önerilmektedir.
  • Yüksek kolesterol seviyeleri de yüksek tansiyon gibi diyabetin makrovasküler komplikasyonları sonucunda oluşur. İyi kontrol edilmeyen kan şekerleri sonucunda vücudun yağ metabolizması bozulur.
  • Kalp hastalıklarına yatkınlık
  • İnme
  • Diyabetik Nefropati: Diyabete bağlı olarak gelişen son dönem böbrek yetersizliği böbrek yetersizliklerinin en sık sebebidir.
  • Diyabetik Nöropati:  Diyabet ve kontrol edilemeyen yüksek kan şeker seviyelerine bağlı olarak sinirlerin işlevinin bozulacak derecede zarar görmesidir.
  • Diyabetik Retinopati: Dünyada körlüğün önde gelen sebeplerindendir.  Görme problemleri ve kontrol altına alınmayan ciddi olgularda körlük diyabetin mikrovasküler (küçük damarları etkilemesiyle oluşan) komplikasyonları arasındadır.
  • Amputasyonlar: Amputasyon işlevini kaybetmiş sağlıksız uzuvların kesilmesidir.  Sinir hasarı ve damar tıkanıklığı olarak diyabetik ayağı olan kişilerde sağlıklı doku kalmaması üzerine yapılabilir.

Yapılan bazı araştırmalar sonucunda gizli şekerin bazı kişilerde sebebi belirlenemeyen kalp krizi ile bağlantılı olduğunu düşündürüyor.

Gizli Şekere Ne İyi Gelir?

Gizli şekerin risk faktörlerinin hepsini önlemek mümkün değildir. Ancak elimizde kontrol edebileceğimiz ve kan şekerini kontrol altında tutmamızı sağlayacak bazı tedbirler, davranışlar ve yemek kültürü değişiklikleri vardır. Bu davranış ve yemek kültürü değişiklikleri gizli şekeri olan kişilerin hem kan şekeri kontrolünü hem de kilosunu belirli bir seviyede tutabilmesine imkan tanır.

Bu davranışlar ve tüketilmesi gereken gıdalar aşağıdaki gibi olabilir:

  • Gizli şekeri olan kişilerin kilo kontrolü yapabilmesi için kalori hesabı yapmaları gereklidir. Kalori hesabında gün içinde besinlerden alınan kalorinin harcanan günlük enerjiden fazla olmaması gereklidir.  Fazla kilosu olan kişilerin aldığı kalorinin gün içinde harcadığı enerji miktarından daha az olması gereklidir.  Bu hesap sayesinde hasta kilo kaybeder. Pre-diyabetin diyabete dönüşmesi gecikir veya engellenebilir.
  • Glisemik indeks kan şekerini yükseltme hızının değerlendirildiği bir birim olarak kabul edilebilir. Buna göre glisemik indeksi yüksek olan besinler kan şekerini hızlıca yükseltir. Bu besinler tüketildiğinde kan şekerini hızlıca yükselteceği için gizli şekeri olan kişilerin glisemik indeksi düşük gıdalar tercih etmesi önemlidir. Glisemik indeksi düşük besinler kan şekerini zamanla yavaş yavaş yükselttiği için gizli şekeri olanlar için kan şekeri kontrolü sağlar.

Glisemik indeksi düşük yiyecekler: Tam tahıllı ekmek, doğal yulaf ezmesi, kahverengi pirinç, yağsız süt, elma, şekersiz elma suyu, kepekli makarna, kuru fasulye olabilir. 

  • Fiber (lif) açısından zengin olan besinleri yedikten sonra normal besinlere oranla daha geç acıkırız.  Lif içeriği ile bağırsak hareketlerinin kolaylaşmasını ve düzen kazanmasını sağlar. Liften zengin yiyecekler ile beslenmek  aşırı yemek yemeyi önleyerek kalori alımının azaltmasına yardımcı olur.

Yüksek fiberli gıdalar: yeşil fasulye ve baklagiller, meyveler, sebzeler, tam tahıllı ekmekler, kinoa, arpa benzeri tahıllar,  tam tahıl gevreği olabilir.

  • Tarçın: Tarçın üzerine yapılan bazı çalışmalarda insülin duyarlılığını arttırabildiği gösterilmiştir.
  • Chia tohumu: fiber açısından zengin olan bu besin kan şekeri kontrolüne yardımcı olabilir. Fiber açısından zengin olmasının yanı sıra içerisinde porsiyon açısından düşünüldüğünde düşük karbonhidrat bulunması da önem arz eder.
  • Zerdeçal: Yapılan araştırmalara göre zerdeçal tüketilmesi kan basıncını kontrol etmeye yardımcı olur. Bununla birlikte kalp rahatsızlıkları riskini de azaltmaktadır.
  • Keten tohumu: İçerdiği lifler ile  bağırsak hareketlerini düzenleyebilen insülin duyarlılığını arttırabilen ve doygunluk hissi veren bir besindir.

Gizli Şekere Ne İyi Gelmez?

  • Yapılan araştırmalara göre düzenli olarak kola, gazoz ve meyve suları gibi ilave şeker içeren içecekleri tüketen kişilerin bazı metabolik hastalıklara yatkınlığı olduğu tespit edilmiştir. Bu metabolik hastalıklar: yüksek tansiyon, yüksek kan şeker seviyeleri ve kalp rahatsızlıkları riskleri olabileceği gösterilmiştir.
  • Rafine karbonhidratlar adı verilen ve midede hızlıca sindirilen bazı besinler vardır. Bunları tükettikten birkaç saat sonrasında normal yiyeceklere göre açlık hissi daha erken ortaya çıkar. Bu rafine karbonhidratlara örnekler: beyaz ekmek, patates, beyaz pirinç ve içecek olarak da soda, meyve suyu  gibi içeceklerdir.
  • Hazır pastane ürünleri kan şekeri kontrolünü zorlaştırır. İçerdiği yoğun kalori, trans yağlar ve doymuş yağlar ile kilo almaya da yatkınlık oluşturur. Kek ve pasta gibi hazır pastane ürünleri kesinlikle tüketilmemelidir.
  • Ambalajlı atıştırmalık yiyecekler: Simit, kraker, ve diğer paketlenmiş gıdalar  rafine unlar ile yapılırlar ve kan şekerini hızla arttırabilirler. Bununla birlikte glisemi indeksleri yüksektir ve tokluk hissiyatı vermezler. Çabuk acıkmaya sebep olurlar.
  • Diyabet riski olan kişilerin kesinlikle patates kızartması tüketmemesi gerekir. Sadece kan şekerini arttırması sebebiyle değil yüksek miktarda kızartılmaya bağlı olarak zehirli madde bulunabilmesinden dolayı patates kızartılması gizli şekeri olanlara önerilmez.

Gizli Şeker İlaçları

Kılavuzlara göre genellikle pre-diyabet teşhisi konmuş kişilere ilaç tedavisi yerine yaşam tarzı değişiklikleri önerilir. Ancak yaşı ilerlemiş, tip 2 diyabet risk faktörleri ciddi olan ve yaşam tarzı değişiklikleriyle kan şekerini kontrol edemeyen kişilere doktorun gerekli görmesi halinde ilaç tedavisi yapılabilir.

Amerikan Diyabet Derneğinin hazırladığı kılavuzda pre-diyabet teşhisi almış kişilerin yüksek diyabet geliştirme riski olduğu durumlarda kullanılması için önerdiği ilaç Metformindir. Bu ilaç bağırsaklardan şeker emilimini azaltarak etki gösterir.

Hamilelikte Gizli Şeker

Gebelik süresince gelişebilen ve hem bebek hem de anne için son derece tehlikeli olabilecek bir diyabet türü vardır ve bu diyabet türüne gestasyonel diyabet denir. 

Hamilelikten önce pre-diyabet teşhisi konulan kişilerde gestasyonel diyabet gelişebilir. Bununla birlikte gebelik öncesi normal kan şekerleri seviyelerinde olup gebelik ile birlikte bozulmuş glukoz toleransı geliştiren kişilerde olabilir.

Normal insanlarda yapılan gizli şeker testi hamilelerde farklı olarak yapılır ve değerlendirilir.

Hamilelerde Oral Glukoz Tolerans Testi

Bu testin insülin direncinin zirve yaptığı 24 ve 28. hafta aralığında yapılması tavsiye ediliyor

Gebe kişinin günün herhangi bir süresinde 50 gramlık şeker içeren bir sıvı içirilir. 1. Saat sonunda kanı alınır ve kan şekeri değerleri ölçülür.

  • 1.saat sonunda plazma glukozu < 140 mg / dL ise  normal olarak kabul edilir.
  • 2.saat sonunda plazma glukozu 140 - 180 mg / dL arasında ise 2. aşamaya geçmelidir.
  • 3.saat sonunda plazma glukozu > 180 mg / dL ise gestasyonel diyabet tanısı konulur.

Eğer plazma glukozu 140-180 arasında ise hastanın ertesi gün gelmesi istenir. 

Ertesi gün aç karnına gelen hastanın kanı alınır ve ölçülür. Daha sonra 100 gramlık şeker içeren bir sıvı içirilir. 

Açlık plazma glukozu 95 mg / dL den fazlaysa

  • 1.saat sonunda Plazma glukozu 180 mg / dL üzerinde ise
  • 2.saat sonunda plazma glukozu 155 mg / dL üzerinde ise
  • 3.saat sonunda plazma glukozu 140 mg / dL üzerinde ise değerler pozitif kabul edilir.

Bu değerlerden 2 tanesi pozitif ise gestasyonel diyabet tanısı konulur.

Bu değerlerden 1 tanesi pozitif ise gebelikte bozulmuş glukoz toleransı tanısı konulur.

Kontrol Edilemeyen Yüksek Şekerin Bebeğe Etkisi

Eğer annede gestasyonel diyabet veya gizli şeker varsa bebek risk altındadır.

Annedeki yüksek kan şekeri bebeğe de yansır ve bebekte de yüksek kan şekeri olur. Bu sebeple bebek fazla miktarda insülin salgılar. Bu da sonrasında bebeğin kanındaki şeker miktarının azalmasına sebep olur.

Bu şekerler yağ olarak depolanır ve bebeğin vücut yağı artar. Buna bağlı olarak da bebeğin fazla kilolu doğması ve doğum güçlükleri meydana gelir. Fazla yağ miktarı aynı zamanda bebeğin akciğerinin gelişmesine engel olabilir. 

Hamilelerde Tedavi Planı

Hamilelerdeki gizli şeker ve gestasyonel diyabet tedavilerinin planlanmasında beslenme takibi, düzenli kan şeker takibi ve egzersiz yer almaktadır. Beslenme takibinde gebenin ihtiyacına yetecek minimum kalori planlanır. İki haftalık uygun beslenme tedavisine rağmen açlık kan şekeri 105 ve üzeri olan kişiler veya 1. Saat tokluk kan şekeri 140 ve üzeri olanlarda insülin tedavisi önerilmektedir.

Çocuklarda Gizli Şeker

Çocuklarda son yıllarda eskiye oranla ciddi şekilde artmış Tip 2 diyabet hastalığının sebebi olarak çocukluk obezitesindeki artıştan kaynaklandığı düşünülmektedir. Amerikan Diyabet Derneği, aşırı kilolu olan ve tip 2 diyabet risk faktörleri olan çocuklar için gizli şeker açısından test etmeyi önerir

Çocuklarda Prediyabet Risk Faktörleri

  • Ailede anne veya babada tip 2 diyabet bulunması
  • Bazı ırklardaki çocuklar gerek yaşam koşulları gerek beslenme özellikleri ile prediyabet ve diyabet için risk altındadır. Bu ırklar: Afrika kökenli Amerikalı, İspanyol, Kızılderili ve Asyalı Amerikalı olan çocuklar daha yüksek risk altındadır.
  • Doğduğu zaman uzmanlara kabul edilen bazı kilolardan daha düşük ağırlıklar ile doğan bebekler gizli şeker ve diyabet açısından risk altındadır.
  • Gestasyonel diyabet öyküsü olan bir anneden dünyaya gelmek hem obezite hem prediyabet hem de diyabet için ciddi risk faktörüdür.

Normal kan şekeri, gizli şeker ve diyabetik olarak kabul edilen kan şekeri seviyeleri, çocuklar ve yetişkinler için aynıdır.

Gizli şeker kan glukoz seviyelerine sahip çocuklar her yıl tip 2 diyabet açısından test edilmelidir. Her yıl test dışında bir çocukta ciddi kilo artışı, polidipsi ve poliüri, yorgunluk, bulanık görme gibi bazı şikayetler gelişirse mutlaka kan glukoz seviyeleri değerlendirilmelidir. 

Gizli şeker seviyelerine sahip çocuklar, tip 2 diyabete sahip yetişkinler gibi bazı yaşam tarzı değişiklikleri ile kan şekeri seviyelerini kontrol edebilir.

Bu yaşamsal değişiklikler aşağıdaki gibi olabilir.

  • Fazla kiloya sahip çocuklarda kilo vermek insülin direncini azaltıp kan şekerinin düzenlenmesine yardımcı olur.
  • Doğallığı bozulmuş ve uzun raf ömrü gibi bazı sebeplerden dolayı işlenen karbonhidratlar içeren gıda ürünleri kesinlikle tüketilmemelidir..
  • Tam tahıllı ekmekler ve rafine edilmemiş tahıllar gibi bazı besinler lif açısından  çok önemlidir. Bu gıdalarla beslenmek kan şekeri kontrolü sağlayabilir.
  • Gün içinde parça parça, fazla sayıda ve farklı sürelerde yemek yeme alışkanlığı olan çocuklar bunu kontrol altına almalıdır. Bu sayı azaltmalıdır.  Bununla beraber sabah kahvaltısı kan şekeri kontrolü için çok değerlidir.
  • Her gün düzenli olarak fiziksel aktivite yapılması kan şekeri kontrolü için yetişkinlerde olduğu gibi çocuklarda da eşittir.

Yaşam tarzı değişiklikleriyle çocuklarda eğer kan şekeri düzeyleri normal seviyelere gelmezse önerilmemesine rağmen medikal tedavi denenebilir.  Doktor eğer ciddi risk faktörü görüyorsa ve kan şekeri seviyelerini kontrol edemiyorsa genelde metformin önerilen ilaçtır.

Gizli Şeker için Hangi Doktora Gidilmeli?

Gizli şeker belirtileri her zaman net olmayabilir.

Rastgele yapılan kan şeker ölçümleri sonucu teşhis edilebilir iken bazı kişilerde ise aşağıdaki gibi belirtiler olduğu zaman gizli şeker açısından şüphelenilmelidir.

Bu belirtiler:

  • Polidipsi (fazla susama ve su içme isteği)
  • Poliüri (fazla işeme)
  • Bulanık görme
  • Artmış ya da azalmış iştah
  • Yorgunluk ve halsizlik

Eğer bu şikayetleriniz yeni yeni başlıyorsa veya artmış yaşla birlikte bu şikayetleriniz varsa bir iç hastalıkları uzmanına gitmek gerekiyor. 

Makaleyi faydalı buldun mu?
4
0
Makeleyi Paylaşın

Gizli şeker ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular

Gizli Şeker Nasıl Bakılır, Ölçülür, Tespit Edilir?

Gizli şeker ölçümü kişiden kan örneği alınarak laboratuvarda plazma glukoz seviyesinin yani kan şekeri ölçülmü ile yapılmaktadır.  Bu kan alımı ilk olarak hastanın 10-12 saat gibi bir açlık sonrasında yapılır. Bu kan alımının sonunda kan şekeri: 100-125 mg / dL arasında ise bu kişiler pre-diyabet, bozulmuş açlık glukozu veya gizli şeker olarak değerlendirilir.

Eğer bir kişinin açlık plazma glukozu 100-125 arasında ise bu kişiye bir sonraki aşama olan oral glukoz tolerans testinin de yapılması gerekir. Oral glukoz testi 2 basamakta yapılır.

1.Basamak: Hastanın 10-12 saat boyunca hiçbir şey yememesi ve içmemesi gerekir ve bu süre sonunda hastanın kan şekeri değerlendirilir. Ölçülen açlık glukoz değerlerinin 100-125 mg / dL arasında olması bozulmuş açlık glukozu olarak değerlendirilir.

2.Basamak: Bu basamakta ise özel olarak hazırlanmış bir içecek olan ve 75 gram glukoz içeren bir sıvı test yapılacak kişiye içirilir. 2 saat sonra hastadan tekrar kan alınır ve tekrar kan şekeri değerlendirilir. Ölçülen tokluk glukoz değerlerinin de 140-199 mg / dL arasında olması bozulmuş glukoz toleransı olarak değerlendirilir.

Bu test sonucunda bozulmuş açlık glukozu ve bozulmuş glukoz toleransı tanısı koyulan kişiler pre-diyabetik yani gizli şeker sahibi olarak kabul edilir.

Bu testin dışında yine kan tahlilinden bakılabilen Hemoglobin A1C Testi adı verilen ve eritrositler aracılığıyla ölçülebilen ve 3 aylık kan şekerinin ortalamasını gösteren bir test daha vardır. HgA1c seviyesi % 5.7 ile 6.4 arasındaysa pre-diyabet kabul edilir.

Ass. Dr. Samet Töken

Gizli Şeker Değerleri Kaç Olmalı?

Açlık plazma glukozunun ölçümü sonucu 100-125 mg / dL arasında olan kişilere bozulmuş açlık glukozu teşhisi konur. Bu değer aralığında gelen kişiler için Oral glukoz tolerans testi yapılır. 75 gram şekerli sıvı içildikten 2 saat sonra ölçülen tokluk plazma glukozu ise 140-199 arasında ise bozulmuş glukoz toleransı teşhisi konur. Bu değerler pre-diyabet tanısı için yeterlidir.

Ass. Dr. Samet Töken

Gizli Şeker Kaşıntı Yapar Mı?

Gizli şekerin belirtileri çok net değildir. Bazen hiçbir belirti vermeden hastaneye başka bir sebeple gidildiğinde teşhis edilebilir.  Bunun dışında bazen bazı kişilerde görme problemleri, iştah artışı veya azalışı, polidipsi(çok su susama ve su içme isteği), poliüri (fazla işeme) şikayetleri görülebilir. Şikayetler arasında kaşıntı yoktur. 

Ass. Dr. Samet Töken

Gizli Şeker Geçer Mi?

Bazı tedbirler alınarak ve yaşam tarzı değişiklikleriyle gizli şeker geçebilir. Egzersiz yapma, kilo verme ve uygun diyetsel değişiklikler yapılmalıdır. Ancak bu süreçte yapılması gerekenler hayat boyunca devam ettirilmelidir. Devam ettirilmeyen yaşam tarzı değişiklikleri sonucu tekrar gizli şeker ve hatta diyabet hastalığı görülebilir.

Ass. Dr. Samet Töken

Gizli Şeker Nasıl Düşer?

Gizli şeker yaşam tarzı değişiklikleri,  uygun diyetsel değişiklikler ve düzenli egzersiz ile düşürülüp kontrol altına alınabilir. Kilo vermeye bağlı olarak insülin direnci azalır ve kan şekeri düşebilir. Bununla birlikte kan şekerini fazla arttırmayan tarza yiyecekler tüketmek kan şekerinin uzun vadede düşmesine yardımcı olabilir.

Ass. Dr. Samet Töken

Gizli Şeker Testi Nerede Yapılır, Nasıl Yapılır?

Gizli şeker testi hastanelerde, laboratuvarı olan aile sağlık merkezlerinde ve sağlık ocaklarında yapılabilir.  Bu test  kandaki glukoz miktarını ölçmek amacıyla yapılır. Hasta 10-12 saat açken yapılır.  Bu açlık sonucunda açlık plazma glukozu değerlendirilir. Bu değerlerde sorun varsa 2. Aşama olan oral glukoz tolerans testi yapılır. Hasta içerisine 75 gram şeker takviyesi yapılmış sıvıyı içer ve 2 saat  sonra plazma glukoz tekrar değerlendirilir.

Ass. Dr. Samet Töken