Diş Kisti Ameliyatı Nedir?

Belirli sebeplerden dolayı oluşan diş kistlerinin tedavisinde cerrahlar tarafından farklı türden 4 ameliyat yöntemi bulunmaktadır.

Diş kistleri belirli sebeplerden dolayı gerçekleşebilir. Diş hekimliğindeki amaç bu kistlerin kesin tanısını koymak ve gerekli tedavileri yapmaktadır. Diş kistleri için en önemli tedavilerden olan diş kisti ameliyatları ağız diş ve çene cerrahları tarafından yapılmaktadır. Diş kistleri 4 adet cerrahi ameliyat yöntemi mevcuttur. Bunlar birbirine benzese de amaçlarında farklılıklar vardır. Bunlar;

  • Enükleasyon
  • Marsupyalizasyon
  • Marsupyalizasyondan sonra enükleasyon
  • Enükleasyondan sonra küretaj

Diş kistleri boyutları küçük olduğunda ve diş kökleri ile ilişkili olduğunda direkt diş çekimiyle diş köküne yapışık bir şekilde de çıkarılabilmektedir. Diş çekimi yapıldıktan sonra oluşan boşluk temizlenerek kontrol edilir. Lakin daha büyük kistler ve diş kökleri ile ilişkili olmadığında bu cerrahi ameliyatlara ihtiyaç duyulmaktadır.

Diş Kistleri

Kistler, etrafı epitelle çevrilmiş içinde hava, sıvı veya katı oluşumlar bulunduran patolojik oluşumlardır. Genelde küre ve yuvarlak şeklinde bulunur. Ağrısız şişlik şeklinde hastalar farkına varır. Sınırları iyidir. Tek veya çok loblu görülebilmektedir. Dişlerin yerlerini değiştirebilir ve diş köklerini eritebilmektedir. Diş kistleri 2 grupta incelenir. Bunlar;

  • Odontojenik kistler; diş yapılarıyla ilgili kistlerdir. Odontojenik kistler şunlardır:
  • Radiküler kist; ölü dişlerden kaynaklanan enfeksiyonun diş kökü üzerindeki epitel artıklarını etkileyerek kist formuna dönüşür. Çenelerdeki en sık görülen kisttir. Enfeksiyon olmadığı sürece belirti vermez. Sıklıkla alt çene ön grup dişlerde görülür. Sınırları iyidir.
  • Rezidüel kist; bir kistin tamamen çıkarılmasından sonra oluşan kist çeşididir. Genellikle radiküler kistin yetersiz tedavisi sonucu meydana gelir. Alt çenede daha sıktır.
  • Dentigeröz kist; ağız içerisine sürmemiş diş kronunun etrafında gelişen bir kisttir. En yaygın ikinci kisttir. Diş minesinin epiteli ile dişin kronu arasında meydana gelir. Gelişimsel kabul edilmesine rağmen, inflamasyon kökenli bir kist olarak da kabul görür.
  • Bukkal bifurkasyon kisti; alt çene azı dişlerinin kök birleşim yerlerinde (furkasyon bölgesi) diş periodontal ligament aralığında (PDL) epitel artıklarının etkileşimi sonucu gelişir. İnflamatuar kist sınıflamasındadır. En önemli belirtisi alt çene 1. Veya 2. Azı dişlerinin ağız içerisine geç sürmesidir. Diş canlıdır.
  • Keratokist odontojenik tümör; dünya sağlık örgütü tarafından tümör grubunda yer almasına rağmen epiteli kist özellikleri gösterdiğinden kist sınıflandırılmasında yer alır. Ozmotik basınçla değil, iyi huylu tümör gibi büyür. İçeriği az akıcı ve peynirimsi kıvamlıdır. Diğer kistlerin aksine daha yüksek oranda tekrardan meydana gelme ihtimali vardır. Sıklıkla belirti vermez.
  • Lateral periodontal kist; diş kökünün yan kısmındaki epitel artıklarından gelişir. Tek kist formuna lateral periodontal kisttir. Çoklu kist formu gösterirse botroid odontojenik kist adını alır. Genellikle belirti vermez lakin ikincil bir enfeksiyon gelişirse apselerdeki gibi belirtiler verir.
  • Glandular odontojenik kist; dişin epitelinden kaynaklı, mukus salgılayan hücrelere sahiptir. Bu yüzden tükürük bezi özellikleri gösterir. Sıklıkla kadınlarda görülür. Tekrarlama ihtimali yüksektir.
  • Gorlin kisti (kalsifiye kistik odontojenik tümör); çok nadirdir. Yavaş büyür ve ağrısız iyi huylu lezyonlardır. Lezyon farklı bir dentin türü üretir. Üretilen yapılara odontomalar adı verilir. Bazen kist ilerleyerek kemiği deler ve yumuşak dokuya geçer.
  • Odontojenik olmayan kistler; farklı dokulardan kaynak alan kistlerdir. Bunlar:
  • Nasopalatin kanal kisti; nasopalatin kanal, kokunun birinci organı ve nasopalatin damarların artıklarından gelişir. Erkeklerde 3 kat daha fazla görülür. Sık görülen bir kisttir. Genelde belirti vermez. Kist ağız içerisine açılırsa ağızda tuzlu tat oluşur.
  • Nasolabial kist; sebebi tam olarak bilinmemektedir. Birçok anatomik kanalla ilişkisi vardır. Sıklıkla kadınlarda görülür. Boyutuna göre farklı belirtileri vardır. Yumuşak dokuda bulunur.

Bir de kist benzeri lezyonlar vardır. Bu da basit kemik kistidir. Basit kemik kisti; kemik içerisinde bağ doku ile sarılmıştır. Epitel içermeyen çukurlar içerir. Gerçek kist değildirler. Sıklıkla görülebilir. İkincil bir enfeksiyon görülmedikçe belirti izlenmez. Dişler canlıdır. Büyük boyutlara ulaşabilir.

Diş Kisti Ameliyatı Nasıl Yapılır?

Diş kisti ameliyatları temelde 4 cerrahi teknikle yapılmaktadır. Kistin türü, yeri, boyutu ve prognozu (hastalığın ve tedavi sonrası seyri) cerrahi teknik seçiminde etkilidir. Kist ameliyatları için öncelikle hastalardan ayrıntılı hasta hikayesi alınır. Varsa sistemik hastalıkları (diyabet, kan ve kalp hastalıkları gibi), bulaşıcı hastalığı öğrenilir. 3 boyutlu CBCT ve panoramik röntgenler çekilerek kist yerleşim, komşulukları ve boyutu belirlenir. Hasta lokal ameliyathanede steril bir şekilde hazırlanır. İlgili bölgeye lokal anestezi yapılır. Bisturiler ile yumuşak doku kaldırılır. İlgili bölgeden döner aletler ile kemik kaldırılır. Daha sonra 4 teknikte yapılması gerekenler şunlardır:

  • Enükleasyon (kistektomi); Kistin tamamen çıkarılmasıdır. Etrafında özel bir kapsül olduğundan tek parça şekilde kemikten ayrılır. Özel aletler kullanılır. Tek parça ve yırtılmadan çıkarıldığında kistin tekrarlamasının önüne geçilir. Bu teknik genelde komşu yapılara zarar verme gibi durumların olmadığı her durumda uygulanabilmektedir. Tek seferde çıkarıldığından kist, patoloji bölümüne gönderilir ve yaranın iyileşmesi daha kolay olmaktadır. Bu teknikte kist diş kökü ile ilgili ve ilgili dişin çekimi de gerekli ise diş çekiminden sonra özel aletler ile cerrahi ameliyat olmadan da kullanılabilmektedir. Kist çıkarıldıktan sonra oluşan boşluk iyice temizlenir ve yumuşak doku tekrardan dikilir.
  • Marsupyalizasyon (kistomi); kistin küçültülmesi işlemidir. Kaldırılan kemik kadar kist içeriği boşaltılmaya çalışılır. Kistin geri kalan kısmı kemik içerisinde bırakılır. Bu sayede kistin büyümesi engellenmesi amaçlanır. Daha sonra kist yerini yeni kemiğe bırakır. Bu teknik genelde komşu dokulara (sinir, damar gibi) zarar verme ihtimali yüksek olduğu durumlarda kullanılmaktadır. Cerrahi olarak ilgili bölgeye ulaşımı zor olan durumlarda da uygulanabilmektedir. Bu tekniğin bazı dezavantajları da vardır. Kistin daha agresif ve büyümesine devam edebilme ihtimali mevcuttur. İlgili bölgenin bakımı zordur. Enfeksiyon riski vardır. Kemik iyileşme hızı yavaştır.
  • Marsupyalizasyondan sonra enükleasyon; bu teknikte ilk olarak hastaya marsupyalizasyon ameliyatı yapılır. Çevre dokulara zarar verme ihtimalinden dolayı kist bir miktar küçültülür ve ilk iyileşme dönemi hızlıdır belli bir süre sonra yavaşlar. Bu dönem de ise çevre dokulara zarar verme ihtimali azalacağından tekrardan bir cerrahi ameliyatla kistin tamamı çıkartılır.
  • Enükleasyon ve küretaj; kistin tamamı çıkarıldıktan sonra küret veya döner aletler yardımıyla oluşan boşluk etrafından 1-2 mm kemik kaldırılır. Bu tekniğin amacı kistin tekrardan oluşmasını engellemektir. Kemikten ayrılması zor olan kistlerde de tercih edilir.

Bu teknikler uygulandıktan sonra yumuşak doku tekrardan dikilir ve iyileşme dönemine bakılır. 7-10 gün sonra dikişler alınır.  

Diş Kisti Ameliyatı Kimlere Yapılmaz?

Diş kisti ameliyatları herkese yapılamamaktadır. Bazı risklerinden dolayı sağlık problemi olan kişilerde bu ameliyat mümkün değildir. Hastaların bu ameliyatları olabilmesi için bazı şartların sağlaması gerekmektedir. Diş kisti ameliyatı yapılamayacağı durumlar şunlardır:

  • Genel sağlık durumu kötü olan hastalar
  • Kötü ve kontrolsüz diyabet hastaları
  • Kan hastalıkları olan kişiler öncelikle bazı testleri yaptırması lazımdır. Kan hücreleri sayımı değerleri cerrahi ameliyat için uygun değilse mümkün değildir.
  • Vücutta akut (belirti gösteren) bir enfeksiyon varsa

Bu durumlarda diş kisti ameliyatı yapılmaz ve hastanın sağlığı ve değerleri istenilen düzeye dönene kadar ertelenir.

Diş Kisti Ameliyatı Sonrası İlaç Kullanımı

Diş kisti ameliyatlarından sonra genel sağlığı düşünüleceğinden bazı hastalara ilaç kullanımı gerekebilmektedir. Genel sağlık durumu iyi olmayan ve ilgili bölgenin enfeksiyon kapma ihtimalinden dolayı hastalara Amoksisilin içerikli antibiyotikler önerilmektedir. Diş hekiminiz önermediği sürece kesinlikle antibiyotik kullanmayınız.

Operasyon sonrasında ağrı oluşmaktadır ancak ilerleyen zamanlarda hafiflemesi beklenmektedir. Bu durumlarda diş hekiminiz sizlere dexketoprofen içerikli ağrı kesiciler önerebilmektedir.

Operasyon bölgesinin enfeksiyonlara karşı korumak için diş hekiminiz tarafından klorheksidin içerikli gargaralar önerilebilmektedir. Diş hekiminiz önermediği sürece bu gargaraları kesinlikle kullanmayınız.

Diş Kisti Ameliyatı Sonrası Yapılması Gerekenler

Diş kisti ameliyatı sonrası dikkat edilmesi gereken en önemli şey yara bölgesinin temizliğidir. Ağız hijyenine dikkat edilmesi lazımdır. Diş hekimi ilaç önermiş ise bunların doğru zaman dilimlerinde tüketilmesi gereklidir. Diş kisti ameliyatı sonrasında 2-3 saat herhangi bir şey yenilip içilmemesi lazımdır. İlk gün tükürmek ve emmek kanama ihtimaline karşın yasaktır. Ağız içerisine sızıntı şeklinde kan gelebilir, bunun yutulması lazımdır. İyileşme sürecinde hastalar sert gıdalar, aşırı sıcak ve soğuk gıdalar tüketmemesi lazımdır.

Ağrı oluşumunu azaltmak ve ilgili bölgenin hijyeni için 2. günden itibaren tuzlu su ile gargara yapabilirsiniz. Diş kisti ameliyatı sonrası şişlik ve ağız açmada kısıtlılık olabilir. 1 hafta içerisinde azalmaktadır.

Diş Kistleri Tedavi Edilmezse Ne Olur?

Diş kistleri türü ve yerine göre zaman zaman oldukça agresif olabilmektedir. Zamanında tanı konulmayıp ve tedavi yapılmazsa gitgide büyüyerek olası diş kayıpları hatta çene kemiklerini oldukça büyük bir şekilde kaplayarak kemik kaybına neden olabilmektedir. İleri derecede büyüyen diş kistleri çene kırıklarının oluşmasına sebep olabilmektedir.

Zaman zaman diş kistleri diş kökü ve ağız ortamıyla ilişkili olduğunda ikincil bir enfeksiyon kaynağı olabilmektedir. Bazı diş kistleri türüne göre ileriki dönemlerde tümör oluşumlarına sebep olabilmektedir.

Makaleyi faydalı buldun mu?
3
0
Makeleyi Paylaşın

Diş Kisti Ameliyatı ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular

Diş kisti ameliyatı zor mu?

Diş kisti ameliyatının zorluğu değişebilmektedir. Aşırı büyüyen kistler çene kırıklarına sebep olabilmektedir ve diş hekimi dikkat etmelidir. Kistlerin konumu, komşu damar ve sinirlere zarar verilme ihtimalini arttırabilmektedir. Operasyonun da hastalarında uyumu önemlidir. Uyumsuz hastalarda cerrahi ameliyat oldukça zor olabilmektedir.

Dt. Mehmet Emre Kaya

Diş kisti ameliyatı ne kadar sürer?

Diş kisti ameliyatı tek seansta yapılacaksa (sadece marsupyalizasyondan sonra enükleasyon 2 cerrahi ameliyata ihtiyaç vardır) ameliyat birçok değişkene göre belirlenmektedir. Diş kistinin türü, konumu, komşulukları ve boyutuna ortalama süre 30 ila 90 dakika arasında değişmektedir. Bu sürede hastanın hazırlanması, anestezi ve cerrahi işlemin tamamını kapsamaktadır.

Dt. Mehmet Emre Kaya

Diş kisti ameliyatı sonrası iyileşme süresi ne kadardır?

Diş kisti ameliyatı sonrası iyileşme süresi yapılan cerrahiye ve kistin türüne göre değişebilmektedir. Lakin genelde ilk zamanlarda hızlı iyileşme gözlemlenir. İleriki zamanlarda gitgide yavaşlayan yeni kemik oluşumu vardır. Bu süre kistin büyüklüğü ve konumuna göre değişebilmektedir. İlgili bölgede tam kemik oluşma süresi 2 yıla kadar çıkabilmektedir.

Dt. Mehmet Emre Kaya

Kistli diş çekilir mi?

Kistli dişler de diş çekimi durumu değişebilmektedir. Diş ve kistte herhangi bir enfeksiyona bağlı apse varsa öncelikle apsenin tedavisi yapılmalıdır. Daha sonra kistli diş çekilebilir ve diş kisti çekim sonrası ağız içerisinden temizlenebilmektedir. Tabi bu şekilde yapılabilmesi için diş kistinin türü, konumu ve büyüklüğü önemlidir.

Dt. Mehmet Emre Kaya

Diş kisti ameliyatı acıtır mı?

Diş kisti ameliyatı olanlar işlem sırasında herhangi bir acı ve ağrı hissetmemektedir. Çünkü lokal anestezi altında yapılır. Anestezi altındaki hastalar sadece kullanılan aletlerin kuvvet baskısını hissedebilmektedir. Diş kisti ameliyatları ağrısız ve dikkatli yapıldığında güvenli ameliyatlardır.

Dt. Mehmet Emre Kaya