Damar Hastalıkları

Damarların belirli nedenlerden dolayı tıkanması veya zarar görmesi sonucunda damar hastalıkları meydana gelmektedir. Tedavi hastalığın tipine göre değişmektedir.

Damar Hastalıkları Nedir?

Damar sistemi üç tip kan damarından oluşur. Atardamarlar (arterler) oksijenden zengin kanı kalpten taşır ve vücudun her yerini besler. Toplardamarlar (venler), oksijenden fakir kanı kalbe geri taşır. Bunun tek istisnası, oksijenden fakir kanı kalpten akciğerlere taşıyan ve burada oksijen için karbondioksitin değiştiği pulmoner arterdir. Yani oksijen açısından zengin kan, pulmoner ven yoluyla kalbe geri pompalanır. Kılcal damarlar ise arterleri venlere bağlar.

Vasküler hastalıklar, kan damarlarının (arterler ve venler) herhangi bir anormal durumudur. Vücut, kanı kendi içinde dolaştırmak için kan damarlarını kullanır. Bu geniş damar ağındaki patolojiler ciddi kalıcı bozukluklara ve ölüme kadar giden bir sürece neden olabilir.  

Kalp dışındaki damar hastalıkları belirtilerini her yerde gösterebilir. En sık görülen damar hastalıkları inme, periferik arter hastalığı, abdominal aort anevrizması, karotis arter hastalığı, arteriyovenöz malformasyon, kritik uzuv tehdit eden iskemi, pulmoner emboli (kan pıhtıları), derin ven trombozu, kronik venöz yetmezlik ve varisli damarlar olarak söylenebilir.  

Her insan damar hastalığı riski altındadır. Dünya genelinde obezite ve Tip II diyabetin artması ve nüfus yaşlandıkça damar hastalıklarının da bu hastalıklara etkilenmesi bir salgın gibi artmaktadır. Damar hastalıkları herhangi bir zamanda herhangi birinde ortaya çıkabilir. Bununla birlikte erkekleri ve kadınları eşit derecede etkileyen birçok damar hastalığı vardır. Ateroskleroz gibi rahatsızlıkların ergenlik döneminde başladığı hatta anne karnında bir fetüs iken dahi ateroskleroz plaklarının gelişebildiği kanıtlanmıştır. 

Vasküler hastalıklar genellikle, arterlerdeki kan akışının aniden yön değiştirmesi gibi türbülanslı kan akışının olduğu bölgelerde ortaya çıkar 

Damar Hastalıklarının Tipleri Nelerdir?

Birçok damar hastalığı olabilir. Damar hastalıklarının çeşitleri etkilenen bölge ve damarlar ile ilişkili olarak tiplendirilebilir.  

Bu hastalıklar:

Abdominal Aort Anevrizmaları: Aort duvarının ilerleyici zayıflaması sonucu damarda bir "balonlaşma" oluşmasından kaynaklanır. Çoğu anevrizma asemptomatiktir ve sorunlara neden olmazken, bazıları boyut olarak genişleyebilir ve teşhis ve tedavi edilmezse sonunda yırtılabilir. Anevrizmalar en sık göğüs ve karın ana arteri olan aortta görülür.  

Aort Diseksiyonu: Aort diseksiyonu, aortu etkileyen en yaygın problemlerdendir. Aort duvarının iç tabakası yırtıldığında ve ardından aortun bir sonraki tabakasından sıyrıldığında veya ayrıldığında ortaya çıkar. Bu patoloji sonucunda iki kanal oluşur; kan akışı için orijinal aortik kanal (gerçek lümen) hala mevcutken diseksiyonda dış tabakanın soyulması yeni bir ek akış kanalı (yanlış lümen) oluşturur. Disseke aorttaki bu çift namlulu akış paterni, yırtığın yukarısında veya aşağısında ciddi sorunlara neden olabilir. Diseksiyon veya ayırma, ilgili dallar tarafından sağlanan çeşitli organ ve dokulara kan akışında önemli bir azalmaya neden olabilir. 

Arteriovenöz malformasyon (AVM): Arteriovenöz malformasyon (AVM), arterlerin ve damarların kılcal damarlar yerine doğrudan bağlandığı bir vasküler bozukluktur. Bu doğrudan bağlantı, kan damarlarında yırtılmaya, kanamaya ve felce eğilimli hızlı akış lezyonu oluşturan genişlemiş, karışık kitleler üretir. AVM'ler, akciğerler, böbrek, karaciğer, iris, spermatik kord ve kaburgalar arasındaki alanlar dahil olmak üzere vücudun birçok farklı bölgesinde gelişebilir. AVM'lerin %50'si beyinde veya omurilikte meydana gelir, özellikle vücut üzerinde yaygın etkileri olabilir. 

Ateroskleroz: Ateroskleroz, vücudun belirli bir organına veya bölgesine kan akışını kısıtlayan veya bloke eden arterlerin iç astarında (intima) plak birikmesinin neden olduğu bir vasküler hastalıktır. Plak yüzeyi düzensizleşir veya ülserleşirse, küçük kan pıhtıları ve plak içerikleri birikebilir. Parçacıklar (emboli) dolaşım sisteminde hareket eder ve sonuçta küçük kan damarlarından kan akışını engeller. Beyin gibi hassas organlara akışın engellenmesi organ iskemisine (oksijen yoksunluğu) yol açabilir.  

Buerger Hastalığı: Tromboanjiitis obliterans olarak da bilinen Buerger Hastalığı, küçük ve orta boy atardamar ve toplardamarların iltihaplanması ile karakterize nadir görülen bir hastalıktır. İltihaplanma sıklıkla kolların ve bacakların alt bölümlerinde arterlerin tıkanmasına yol açar ve klodikasyona veya dinlenme ağrısına, yaralara veya ülserlere neden olabilir. İltihaplı arter veya pıhtıların altında kan akışı olmadığından, parmaklar, ayak parmakları ve cilt dokusu yeterli kan alamaz. Bu genellikle istirahatte veya egzersizde şiddetli ağrıya neden olur ayrıca yaralar büyüyebilir ve iyileşmesi çok uzun süreler alabilir. 

Karotis Arter Hastalığı: Karotis arter hastalığı, plak oluşumu nedeniyle arterin daralması veya tıkanması ile tanımlanır. Plakların (arter duvarındaki kolesterol, kalsiyum ve diğer hücrelerin biriktiği) yavaş birikmesine yüksek tansiyon, diyabet, tütün kullanımı, yüksek kan kolesterolü ve diğer değiştirilebilir risk faktörleri neden olur. Karotis arter duvarından bir parça plak veya kan pıhtısı kopar ve beynin daha küçük arterlerine giderse de inme meydana gelebilir. 

Kronik Venöz Yetmezlik: Kronik venöz yetmezlik, bacak ağrısı ve bacaklarda şişmenin yaygın bir nedenidir ve genellikle varisli damarlar ile seyreden bir hastalıktır. Toplardamar kapakçıklarının düzgün çalışmaması ve bacak damarlarındaki kan dolaşımının bozulması ile oluşur. Hastalık damarlardaki hasarlı valflerden veya damar tıkanıklığından kaynaklanabilir.  

Periferik Arter HastalığıPlak birikimiyle ilerleyen ve bu plağın kan damarını daraltarak kanın akışını zorlaştırdığı veya engellediği hastalıktır. Toplumda sık olarak görülür.   

Derin Ven TrombozuBacakların veya pelvik bölgenin büyük damarlarında bir kan pıhtısı veya trombüs geliştiğinde ortaya çıkan bir rahatsızlıktır. Bazen ağrıya neden olmazken bazı durumlarda oldukça ağrılı olabilir. Hızlı tanı ve tedavi ile çoğu yaşamı tehdit etmez. Buna karşın pıhtının kopup emboli haline gelmesi ve embolinin bacaklardan veya pelvik bölgelerden hareket ederek bir akciğer atardamarına yerleşmesi durumunda "pulmoner emboli" adı verilen durum oluşur ve hemen teşhis edilip tedavi edilmezse potansiyel olarak ölümcül bir durumdur. 

Yüksek Tansiyon ve Damar Hastalığı: Yüksek Tansiyon veya hipertansiyon, tüm vücuda kan veren atardamarlardaki basıncın sürekli olarak anormal yükselmesidir. Bu rahatsızlık kronik bir süreç içerisinde damarlara ve organlara kalıcı zararlar verebilir.  

Portal hipertansiyon: Portal hipertansiyon, portal venin yüksek kan basıncıdır. Karın bölgesindeki ana damarlardan biri olan portal ven, bağırsaklardan besin açısından zengin kanı toplar ve onu beslemek üzere karaciğere iletir ve burada vücudun kullanması modifiye eder. Diğer organlar gibi, karaciğerin de çalışması için portal venden aldığı oksijene ve besin maddelerine ihtiyacı vardır. Oksijen bakımından zengin ve besin açısından zengin kan karaciğerden geçtikten sonra, hepatik venlere ve onu kalbe geri götüren inferior vena cava'ya akar. Bu sürecin herhangi bir noktasında tıkanmış veya azalmış kan akışı, portal ven içindeki basıncın artmasına neden olacaktır. Bu meydana geldiğinde, kan sonuç olarak kanın kalbe geri akmasına izin veren diğer küçük damarlara yönlendirilir ancak bu daha küçük damarlar büyüyebilir ve varisler oluşturabilir. Bu süreç kalıcı değişikliklere ve patolojilere yol açar.  

Pulmoner Emboli: Pulmoner emboli, akciğer atardamarlarında biriken bir kan pıhtısı olarak adlandırılabilir. Kan pıhtısı bacak, pelvik veya kol damarlarında oluşur daha sonra damar duvarından ayrılır ve kalpten akciğer atardamarlarına doğru ilerler. Embolilerin çoğu, ayrılmadan ve akciğerlere gitmeden önce damarda büyük bir boyuta ulaşan pelvik ve üst bacak kan pıhtılarından kaynaklanır. Pulmoner emboli, yüksek akciğer arter basınçlarından ölüme veya kronik nefes darlığına neden olan geniş bir klinik tablo ile seyredebilir. Bu rahatsızlık, kalp kası fonksiyonunu, özellikle de kanı akciğer atardamarlarına pompalayan sağ ventrikülün fonksiyonlarını bozabilir. 

İnme: Beyne kan akışı bir kan pıhtısı ile kesildiğinde veya bir kan damarı patladığında bir felç durumu meydana gelir. Bu durum inme olarak da tanımlanabilir. Oksijen eksikliği, yakın bölgedeki beyin hücrelerini öldürür ve genellikle vücudun bir tarafında güçsüzlük veya uyuşukluk, yürüme veya konuşma güçlüğü veya görme değişiklikleri gibi semptomlara neden olur. 

VaskülitVaskülitler kan taşıyan bir tüp olan kan damarı duvarının iltihaplanmasıdır. Vaskülit, herhangi bir boyuttaki bir kan damarını etkileyebilir. Bu iltihaplanma, damarın daralmasına veya tıkanmasına neden olabilir; damar duvarının zayıflaması, anevrizmaya veya kanamaya neden olabilir. Damar daralması veya tıkanması meydana geldiğinde, bu kan damarı tarafından kanlanan organ, iskemiden (oksijen eksikliği) etkilenir ve bu durum organ işlevinde bir disfonksiyon, hasar ve hatta kritik bir organ söz konusu ise hastanın ölümüne dahi neden olabilir. 

Raynaud hastalığı: Raynaud Fenomeni olarak da adlandırılan bir tıbbi durumdur. Sağlıklı bireylerin parmakları şiddetli soğuğa tepki olarak solgunlaşabilse de Raynaud semptomları olan kişilerde bu etki abartılıdır. Hafif soğuğa maruz kalma bile önemli semptomlara neden olabilir. Hastaların %80'i kadındır. 

Damar Hastalıklarının Belirtileri Nelerdir?

Damar hastalıklarının spesifik ve spesifik olmayan birçok belirtisi olabilir. 

Bu belirti ve şikayetler aşağıdaki gibi olabilir:

  • Bir anevrizmaya sahip hastalar bazen karın, sırt veya yan ağrısı hissedebilirler
  • Derin ven trombozuna sahip kişilerde en sık görülen semptom bacak ağrısı ve baldır kaslarında hassasiyettir. Bir bacağın şişmesi veya renginin mor veya maviye dönüşmesi de gözlemlenebilir.
  • Kişiler ayrıca ayaklarında ve ellerinde soğukluk, uyuşma veya karıncalanma hissedebilirler.
  • Asit (karında sıvı birikmesi) ve sarılık şikayetleri portal hipertansiyon gibi damar hastalıklarında görülebilir. 
  • Kilo kaybı yetersiz beslenmeye bağlı olarak görülebilir. 
  • En yaygın damar hastalıkları semptomları arasında açıklanamayan nefes darlığı veya nefes almada güçlükle seyreden göğüs ağrısı yer alır. 
  • Kanlı balgam şikayetleri pulmoner emboli gibi rahatsızlıklarda görülebilir. 
  • İnme geçiren kişilerde çift görme (diplopi), el ve ayaklarda karıncalanma veya güçsüzlük hissi meydana gelebilir.  

Damar Hastalıklarının Nedenleri (Risk Faktörleri) Nelerdir?

Damar hastalıkları önlenebilir olması sebebiyle risk faktörlerinin tek tek bulunup engellenmesi gereken hastalıklardır. Birçok risk faktörü olabilir.

Bu risk faktörleri:  

Aort Anevrizmaları risk faktörleri arasında 60 yaş üstünde olmak tütün kullanımı, aile öyküsü kalp hastalığı veya periferik arter hastalığı öyküsü, yüksek tansiyon (hipertansiyon) yer alır. 

Pulmoner emboli risk faktörleri arasında hareketsizlik, sigara içmek, aşırı kilolu olmak ve yüksek tansiyona sahip olmak yer alır. Bununla birlikte, sık sık kırmızı et yiyen kişilerde pulmoner emboli gelişme riskinin iki kat fazla olabileceği ortaya konuldu. 

Hipertansiyon risk faktörleri aşağıdaki gibi olabilir:

  • Ailede yüksek tansiyon öyküsü
  • Yüksek tansiyon insidansı, 35 yaşından sonra erkeklerde ve 45 yaşından sonra kadınlarda yükselir. Yaşla birlitke risk artar.
  • Erkeklerin kadınlardan daha yüksek tansiyona sahip olma olasılığı daha yüksektir.
  • Sigara içenler yüksek tansiyona sahip olma riski altındadır. 

Damar Hastalıklarının Teşhisi

Damar hastalıklarının teşhisi farklı fizik muayene ve radyolojik görüntülemeler ile hastalığın tipine bağlı olarak konulabilmektedir.  

Anamnez: Hastanın aile öyküsü ve sigara kullanımı gibi davranışları ile risk faktörlerinden faydalanarak olası hastalık tipinin ayırıcı tanısı yapılabilir. 

Fizik muayene: Aort anevrizmaları gibi bazı durumlarda fizik muayene ile tanıya gidilebilir. Bununla birlikte hastanın genel fizik durumu değerlendirilerek hastalığa bağlı gelişen anormallikler saptanabilir. 

UltrasonografiBirçok otorite tarafından artık fizik muayenenin bir parçası olarak sayılan bir görüntüleme yöntemidir. Bu yöntem ile ucuz, pratik ve invaziv olmayan bir şekilde hastalıkların ön tanısı yapılabilir. 

Doppler Ultrasonografi: Bir organın kanlanmasının incelenmesi ve kan akışının bozulduğu durumların teşhisi için son derece faydalı bir yöntemdir.  

D-dimer testiDerin ven trombozundan şüphenildiğinde bir fibrin atığı olan d-dimer incelenmesi kan tahlili ile yapılabilir. Derin ven trombozunu dışlamak için pratikte oldukça sık kullanılır.   

Göz Dibi MuayenesiDiyabete bağlı olarak gerçekleşen diyabetik retinopati rahatsızlığının teşhisi için oftalmoskop ile göz dibi muayenesi yapılabilir. Etkilenen yapılar görülebilir.  

Bilgisayarlı Tomografik Anjiyografi (BTA): Tomografi ile damarlarda meydana gelen patolojiler incelenebilir. Anjiyografi tanı amaçlı sık kullanılan bir yöntemdir.  

Manyetik Rezonans Anjiyografisi (MRA): Kontrast madde adı verilen ilaçların damar içine enjeksiyonu ile damar yapısındaki patolojiler MR cihazları ile incelenebilir.  

Damar Hastalıklarının Tedavisi

Damar hastalıklarında hastalığın tipine göre oldukça farklı tedavi protokolleri geliştirilmiştir. Hastalığın tipi, teşhis edildiği zamanda hastalığın ne kadar ilerlediği ve doktor tercihi tedavi planının oluşturulmasında son derece önemlidir. 

İnmenin tedavisi, inmenin tipine, konumuna, hastanın risk faktörlerine ve diğer birçok faktöre bağlı olarak büyük ölçüde değişir. İskemik inme geçiren bir hasta, inme başlangıcından sonraki üç saat içinde kullanılması gereken tPA adı verilen pıhtı önleyici bir ilaçla tedavi edilebilir. Beyin kanaması olan hastalar, inmenin tipine ve konumuna bağlı olarak bazı ameliyat türlerinden fayda görebilir. 

Aterosklerozun tedavisi tam olarak mümkün olmayabilir ancak sağlıklı bir yaşam tarzı benimseyerek ilerlemesi yavaşlatılabilir. Bu amaçla bol meyve ve sebze içeren sağlıklı, az yağlı bir diyet yapmak, sağlıklı bir kiloyu korumak, bol bol düzenli egzersiz yapmak, günlük stresi kontrol etmek, sigara içmeyi bırakmak gibi davranışlar tedaviler uygulanabilir.  

Pulmoner emboli tedavisi için bazı ilaçlar kullanılabilir. Pulmoner embolinin tedavisinden çok emboli oluşmasının önlenmesi için hastalara bazı davranışsal değişiklikler önerilebilir.  

Arteriyovenöz malformasyonlar için tedaviler duruma göre değişir ve AVM'nin boyutuna ve konumuna bağlıdır. İlaçlar genellikle baş ağrısı, sırt ağrısı ve nöbetler gibi genel şikayetlerini hafifletebilir ancak AVM için kesin bir tedavi değildir. Cerrahi yöntemler ile çevredeki yapılara mümkün olduğunca az zarar verilerek AVM'nin orta kısmının çıkarılmasını hedeflenebilir.  

Hipertansiyonun tedavisi için hastalara bazı antihipertansif ilaçlar verilebilir. Bununla birlikte ilaçların etkili olabilmesi ve hastaların tansiyonun belli bir aralıkta kontrol altından tutulabilmesi için sağlıklı bir yaşam sürülmesi gerekir. Bu sebeple diyet ve sigara gibi kötü alışkanlıklara dikkat etmek gerekir.   

Damar Hastalıkları Tedavi Edilmezse Ne Gibi Komplikasyonlara Yol Açar?

Damar hastalıkları hastalığın ilerlemiş olmasına tedavi edilmediği durumlarda ciddi komplikasyonlara sebep olabilir. 

Bu komplikasyonlar:

  • Hastaların hayat kalitesi son derece düşer. Bunun sebebi ise nefes darlığı, göğüs ağrısı ve uzuvlarda güçsüzlük gibi çok geniş yelpazede görülebilen hastalık belirti ve şikayetleridir.  
  • Hastalarda kalıcı felçlik durumları meydana gelebilir. İnmeye bağlı olarak kalıcı görme problemleri de oluşabilir. 
  • Damarsal hastalıkların en ciddi sonucu ölümdür. Dokular ve organlar yeteri kadar oksijeni ve besini alamadıkları durumda ölmeye başlar. Kısa bir süre içerisinde sonuç oldukça ciddi olabilir. 
  • Derin ven trombozu gibi damar hastalıkları tedavi edilmediği zaman pulmoner emboli gibi başka damar hastalıklarına yol açabilir. , 

Damar Hastalıklarında Kullanılan İlaçlar

Damar hastalıklarında bazı ilaçlar kullanılabilir. Bu ilaçların birçoğu hastalığın tedavisinden çok kontrolü için kullanılır. Bazı damar hastalıklarında hastalığın ilerlemesine bağlı olarak tedavi mümkün olmayabilir ancak ilaçlar ile hastalığın ilerlemesinin önlenmesi ve durumun kontrolü sağlanabilir. 

Bu ilaçlar:

Hipertansiyon ve Komplikasyonlarına Bağlı Damar Hastalıklarında Kullanılan İlaçlar

Antihipertansif ilaçlar: Kan basıncının kalp ve damar sistemine verdiği zarar sebebiyle normal seviyelerinden fazla olması istenmeyen bir durumdur. Bu sebeple kan basıncını kontrol altına almaya yarayan bazı ilaçlar bulunmaktadır. 

Kalsiyum Kanal Blokörleri: Damar duvarında bulunan kalsiyum kanallarını kapatarak kan basıncı düzenlemesi sağlarlar. 

Bu ilaçlar:

  • Nifedipin
  • Amlodipin
  • Verapamil
  • Diltiazem 

Anjiotensin Dönüştürücü Enzim İnhibitörleri: En sık kullanılan antihipertansif ilaç grubudur.  

Bu ilaçlar:

  • Kaptopril
  • Pentopril
  • Ramipril
  • Delapril 

Pulmoner Emboli Tedavisinde kullanılan ilaçlar:

Antikoagülan İlaçlar: Pulmoner emboli tedavisinde sıklıkla kullanılırlar. Pıhtının büyümesini önleyebilirler. 

Bu ilaçlar:

  • Oral Antikoagülanlar: Ağız yoluyla alınan ilaçlardır. K vitamininin sentezlenmesini etkileyerek uzun vadede pıhtılaşma faktörlerinin sentezlenmesine engel olurlar. 
  • Varfarin 
  • Dikumarol
  • Heparinler: Genellikle düşük molekül ağırlıklı olan tipi kullanılır.  

Antitrombotik İlaçlar: Pıhtı oluşumunu engelleyebilirler.  

  • Aspirin: Trombosit adı verilen ve pıhtılaşmada görevli olan kan elemanlarının kümelenmesini engeller. 
  • Dipiridamol: Trombositlerin birleşmesini ve damar duvarına yapışmasını engelleyen ilaçlardan birisidir.  

Gebelikte Damar Hastalıkları

Hamilelikte normal insanlarda olduğu gibi damar hastalıkları riski bulunmaktadır. 

Bu sebepler aşağıdakiler gibidir: 

Venöz Yetmezlik: Gebelikte birçok kişi venöz yetmezlik sorunu ile karşı karşıyadır. Venöz yetmezlik kanın kalbe geri dönememesi olarak düşünülebilir.

Gebelerde bu durum meydana geldiğinde bacaklarda uyuşma ve şişlik gibi şikayetler oluşabilir. 

Genellikle bazı risk faktörleri barındıran kişilerde bu durum daha sık görülür. Bu risk faktörleri arasında sigara içmek, hareketsizlik ve aşırı kilo olabilir. Bu gebelere doktor takibi önerilmektedir.  

VarislerHamilelik sırasında görülebilen bir diğer damar hastalığı da venöz damarlarda oluşan varislerdir. Bazı durumlarda ağrılı olabilir ve kişinin yaşam kalitesini düşürebilir. Bazı özel çoraplar sayesinde risk faktörü bulunan kişilerde oluşması önlenebilir.  

Damar Hastalıklarında Hangi Doktora Gidilir?

Damar hastalıkları son derece ciddi hastalık gruplarındandır. Kısa süre içişinden kişinin yaşamını tehlikeye sokması ve hayatının geri kalanında kalıcı problemlere yol açabilmesi sebebiyle bazı durumlarda en kısa sürede bir uzman yardımı almak son derece önemlidir.  

Damar hastalığının tipi hangi doktora gidileceği konusunda fikir vericidir. İnme gibi hastalıklarda bir nöroloji hastalıkları uzmanı ile görüşmek gerekirken hipertansiyon gibi hastalıklarda bir iç hastalıkları uzmanı veya kardiyoloji uzmanı ile görüşmek gerekebilir. Cerrahi gerektiren aort anevrizmalarında ise kalp ve damar cerrahi uzmanı ile görüşmek gerekebilir. 

Hastaları alarma geçirecek ve en kısa sürede sağlık kuruluşuna başvurmasını gerektirecek durumlar aşağıdaki gibi olabilir: 

  • Çift görme ve bu duruma eşlik eden vücudun bir veya iki tarafında da meydana gelen güçsüzlük veya karıncalanma şikayetlerinin olması
  • Yüksek tansiyona bağlı olarak meydana gelebilecek sık görülen burun kanaması ve baş ağrısı şikayetlerinin varlığı
  • Anevrizmalara bağlı olarak görülebilecek hastanın karnında nabız atışını çok şiddetli bir şekilde hissetmesi 
  • Şiddetli nefes darlığı ve eforsuz meydana gelen nefes darlığı şikayeti 
Makaleyi faydalı buldun mu?
1
0
Makeleyi Paylaşın