Çiçek Hastalığı

Çiçek hastalığı, variola virüsünün neden olduğu bulaşıcı bir hastalıktır. Tedavisinde aşı uygulanarak hastalığın semptomları azaltılır.

Çiçek Hastalığı Nedir?

Çiçek (Smallpox) hastalığı, orthopoxvirus ailesinden ‘’Variola’’ virüsünün neden olduğu bulaşıcı bir hastalıktır. 6-18. yüzyıllar arasında toplumda salgınlara neden olmuştur ancak 1796 yılında çiçek aşısının bulunması ile salgınların önüne geçilmiştir. 1967 yılında Dünya Sağlık Örgütü çiçek hastalığını eradikasyon programı kapsamına almıştır. Bu çalışma büyük oranda başarılı olmuş, neredeyse tüm dünyada virüs yok edilmiştir. Bilinen son vaka 1977 yılında Somali’de meydana gelmiştir. Daha sonra 1978 yılında laboratuvar kazası sonucu İngiltereli bir öğrenciyi öldürmüştür. 1979 yılında Dünya Sağlık Örgütü virüsün tamamen ortadan kaldırıldığını duyurmuştur. Günümüzde çiçek virüsü yalnızca iki laboratuvarda korunmaktadır. 

Virüsün tek bulaş kaynağı insanlardır. Enfekte insanın vücut sıvılarıyla, damlacık yoluyla veya kıyafet, havlu, çarşaf gibi kişisel eşyalar yoluyla bulaşır. Kuluçka süresi  7-17 gündür. Klinik belirtilere göre hastalık Variola major ve Variola minor olarak sınıflandırılır. Variola minor hafif seyreder, öldürücülüğü yaklaşık %1’dir. Variola major ise daha ağır seyreder, iç organlar da etkilenir ve öldürücülüğü %30’lara kadar çıkabilmektedir. 

Hastalığa yakalanan 10 kişiden 3’ü hayatını kaybetmektedir. İyileşen hastalarda ise özellikle yüz bölgesinde olmak üzere lekeler kalıcı hale gelir. Bazı kişiler hastalık yüzünden görme yetisini kaybetmektedir. 

Çiçek Hastalığı Belirtileri Nelerdir?

Variola virüs ile enfekte olan kişide belirtiler evre evre ortaya çıkar. 

  • Kuluçka dönemi: Virüsün vücuda girmesi ile belirtilerin ortaya çıkması arasında geçen süredir. Çiçek hastalığı için bu süre ortalama 10 gün olmakla birlikte 7-19 gün olarak kabul edilir. Bu evrede virüs bulaşıcı değildir.
  • Başlangıç semptomları: Yaklaşık 2-4 gün sürer. Yüksek ateş, halsizlik, baş ağrısı, karın ağrısı, sırt ağrısı ve bazen kusma görülür. Bazen bu evrede bulaşıcı olabilmektedir.
  • Erken döküntüler: Hastalığın en bulaşıcı evresidir. Ortalama 4 gün sürer. Döküntüler ilk başta dil ve ağızda küçük kırmızı lekeler olarak görülür. Bu lekeler zamanla virüsün yayılma odağı haline gelen yaralara dönüşür. Bu sırada hastanın ateşi devam eder. Ağızdaki yaralar iyileşmeye başladığında önce yüzde, sonra kol ve bacaklarda ve daha sonra el ve ayaklarda döküntüler çıkmaya başlar. Bu döküntüler çoğu zaman 24 saat içerisinde tüm vücuda yayılır. Bu evrede ateş biraz düşer, hasta kendini daha iyi hissedebilir. Bu evrenin 4. gününe doğru döküntülerin yoğun kıvamlı, opak bir sıvıyla dolduğu görülür ve ateş tekrar yükselmeye başlar.
  • Püstüler döküntü ve kabuklanma evresi: Ortalama 10 gün sürer. Bu evrede kişi bulaştırıcıdır. Döküntüler içerisinde cerahat bulunduran ciltten kabarık lezyonlar halindedir. Bu döküntü formuna püstül denir. Yaklaşık 5 gün sonra ise döküntüler kabuk bağlamaya başlar. Döküntüler başladıktan 2 hafta içerisinde her biz lezyon kabuk halini alır.
  • Kabukların dökülme evresi: 6 gün sürer. Bu evrede de hastalık bulaşıcıdır. Döküntüler başladıktan 3 hafta sonra tüm yara ve kabukların dökülmesi beklenir. Kabuklar dökülürken iz bırakır. Döküntüler başladıktan 4 hafta sonra ise tüm yara ve kabuklar iyileşmiştir. Hasta bu evrede bulaştırıcı değildir.

Çiçek Hastalığı Neden Olur?

Çiçek hastalığı variola virüs adı verilen virüsün ağız ve burun yolu ile vücuda girerek enfeksiyon oluşturması sonucu meydana gelir. Virüs, enfekte kişinin hapşırması ve öksürmesi ile doğrudan veya ortak kullanılan kıyafet, havlu, çarşaf gibi materyaller yolu ile bulaşır. Daha nadir olarak ise kapalı ortamın paylaşılması sonucu hava yoluyla bulaşır.

Virüsün tek doğal kaynağı insandır. Şimdiye kadar herhangi bir hayvan vücudunda tespit edilmemiştir.

Çiçek Hastalığı Teşhisi

Çiçek hastalığı uzun zaman önce dünyada eradike edildiğinden günümüzde yeniden salgına neden olması durumunda özellikle erken evrelerde gözden kaçma ihtimali çok yüksektir. 

Çiçek hastalığı tanısı büyük ölçüde klinik belirtilere göre konur. Bunun için ABD Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri (CDC)’nin kılavuzlarında yer alan risk kategorilerinden faydalanılır.

Çiçek Hastalığının Major Kriterleri

  • Döküntülerden 1-4 gün önce başlayan yüksek ateş (≥38.3°C) ve aşağıdakilerden en az birinin eşlik etmesi:
    • Kırgınlık
    • Baş ağrısı
    • Sırt ağrısı
    • Üşüme
    • Kusma
    • Şiddetli karın ağrısı
  • Tipik deri lezyonları: Derin yerleşimli, sert, yuvarlak, sınırları belirgin vezikül veya püstüller. (Püstül: İçi cerahat ile dolu küçük deri lezyonu. Vezikül: İçi su ile dolu küçük deri lezyonu)
  • Bir evrede aynı tür lezyonun görülmesi: Hastalığın döküntülü evresinde tek tip lezyon görülmelidir. Örneğin yalnızca vezikül veya yalnızca püstül olmalıdır.

Çiçek Hastalığının Minör Kriterleri

  • Döküntülerin çevresel dağılımı: Döküntülerin büyük kısmı yüzde, kol ve bacakların uç kısmı, el ve ayaklarda dağılım gösterir.
  • Lezyonun ilk görüldüğü yer: İlk döküntünün ağız içinde, damakta, yüzde veya ön kolda görülmesi minör kriterlerdendir.
  • Hastalığın şiddeti: Hasta dışarıdan bakıldığında oldukça düşkün görünür.
  • Döküntülerin yavaş yavaş gelişmesi: Döküntüler başlangıçta deri ile aynı hizadadır (makül), daha sonra deriden kabarık hale gelir (papül) ve en sonunda içi irinle dolu lezyonlara dönüşür (püstül). Bu evrelerin her biri arasında en az 1-2 gün vardır.
  • Avuç içi ve ayak tabanında da döküntülerin olması çiçek hastalığının minör kriterleri arasındadır.

3 adet major kriter varlığı çiçek hastalığı açısından yüksek riskli olarak kabul edilir.

Ateş yüksekliği ile beraber 1 adet major kriter varlığı VEYA ateş yüksekliği ile beraber ≥4 minör kriter varlığı orta risk kategorisindedir.

Ateş yüksekliği olmaması VEYA ateş yüksekliği ile beraber <4 minör kriter olması düşük risk olarak kabul edilir.

Bu algoritmaya göre yüksek risk kategorisindeki hastalar için Hastalık Korunma ve Kontrol Merkezi (CDC) ile iletişime geçilir. Gerekli durumlarda laboratuvar ortamında doğrulama testleri uygulanır.

Çiçek Hastalığı Tedavisi

Çiçek hastalığının insanlar üzerinde kanıtlanmış bir tedavisi yoktur. Hastalara daha çok semptomatik tedavi ile destekleyici tedavi yöntemleri uygulanır.

Hasta kişi ile temas gibi virüse maruziyetin bilindiği durumlarda maruziyetten sonraki 2-3 gün içerisinde aşılama yapılırsa hastalık önlenebilmekte veya semptomların şiddeti azaltılabilmektedir. 

Virüs ile enfekte olan kişiler bir sağlık kuruluşunda gözetim altında tutulmalı, hasta çevreden izole edilmeli ve bakım veren sağlık kuruluşunun hastalığın yönetimi ile ilgili protokollere uyması gerekir.

Çiçek Aşısı

Çiçek aşısının bulunması ile uzun yıllar salgınlara neden olan hastalık dünyadan kaldırılmıştır. 1959 yılında Dünya Sağlık Örgütü çiçek hastalığı için aşılama programı başlatmıştır. Yıllarca süren program sayesinde virüs dünya üzerinde yok edilmiştir. Bunun üzerine 1980 yılında Dünya Sağlık Örgütü (WHO)  virüsün dünya üzerinde hiçbir yerde görülmemesi nedeniyle rutin aşılama programından çiçek aşısını kaldırmıştır. 

Günümüzde virüs ABD ve Rusya’da olmak üzere yalnızca iki laboratuvarda gözetim altında tutulmaktadır. Olası bir biyolojik saldırıya karşı ise ülkelerde çiçek aşısı stoğu bulunmaktadır.

Rutin aşılama programında çiçek aşısı uygulanmamaktadır ancak risk kategorisindeki kişilere (sağlık çalışanı, laboratuvar çalışanı vs.) önerilir.

Çiçek aşısı, hastalığa neden olan virüsün kendisini içermez. Bu virüse benzer özellikleri taşıyan canlı vaksinia virüsünü içerir. Aşının içinde bulunan vaksinia virüsü, hastalığa neden olmayan daha zararsız bir virüstür. Aşı sayesinde vücut; virüse karşı bağışıklık kazanır ve etkenle karşılaşsa bile hastalık geçirmez veya geçirse bile daha hafif atlatır.

Çiçek aşısı tercihen kolun üst tarafı olmak üzere kas içerisine uygulanır. 

Tek doz çiçek aşısının koruyuculuğu 3-5 sene kadardır. Daha uzun etkili korunma için tekrarlayan dozlara ihtiyaç vardır. 

Çiçek Aşısının Yan Etkileri

Çiçek aşısı uygulanan çoğu kişide etkili ve güvenilirdir. Aşının uygulandığı insanların büyük bir kısmında anormal reaksiyon meydana gelmez. Yalnızca aşının işe yaradığını gösteren hafif şiddetli reaksiyon gözlenir. Ancak aşı nadiren de olsa ciddi yan etkilere sahip olabilmektedir.

  • Aşı sonrası beklenen semptomlar
    • Aşılamadan sonra aşının işe yaradığını gösteren, tedavi gerektirmeyen hafif seyirli yan etkilerdir.
    • Aşı yapılan yerin ağrıması veya kızarması
    • Koltuk altı lenf bezlerinin şişmesi ve ağrıması
    • Çok yüksek olmayan ateş
    • İş, okul veya sosyal faaliyetlerden alıkoyacak kadar kötü hissetme veya uyku problemleri de her 3 aşılanan insandan 1’inde görülen yan etkilerdir.
  • Ciddi reaksiyonlar
    • Geçmişte aşılanan her 1000 insandan 1’inde görülen, ciddi ancak hayatı tehdit etmeyen reaksiyonlardır.
    • Aşı yapılan yere dokunduktan sonra vücudun genital bölge, yüz veya göz gibi kısımlarına dokunulduğunda o bölgede hasar meydana gelebilir. Aşı yapılan yere dokunduktan sonra ellerin sabunlu suyla yıkanması önerilir.
    • Değişken formlarda alerjik döküntüler meydana gelebilir.
  • Hayatı tehdit eden reaksiyonlar
    • Geçmişte her 1 milyon aşılamada 14-52 kez görülen ve hayatı tehdit eden ciddi yan etkiler gözlenmiştir. Bu durumda hastaya acil tıbbi müdahale gerekir. 
    • Yaygın cilt enfeksiyonuna bağlı ciddi döküntüler (egzama vaksinatum): Bu yan etki çoğunlukla öncesinde atopik dermatit veya egzama gibi alerjik hastalığı olanlarda görülür. Geçmişte bu reaksiyonların gözlendiği kişilere aşı yapılmamış olsa bile bu kişilerin çevresinde aşılama yapılan diğer insanların aşı yerinden etkilenip reaksiyon gösterdiği izlenmiştir.
    • Aşı yapılan yerin çevresinde gittikçe büyüyen, iyileşmeyen ağrılı inflamasyon (yangısal tepki): Bu yan etki bağışıklık sistemi zayıf olanlarda görülür.
    • Beyinde inflamasyon (yangısal tepki): Postvaksinal ensefalit olarak adlandırılır.

Çiçek Aşısı Kimlere Uygulanmaz?

  • Atopik dermatit hastalarına veya aktif şikayeti olan egzama, yanık, impetigo, su çiçeği, uçuk, şiddetli akne, dermatit, sedef veya darier hastalarına
  • HIV, AIDS, lösemi, lenfoma, kanser ve organ nakli nedeniyle bağışıklık sistemi zayıf kişilere
  • Kemoterapi, radyoterapi veya yüksek doz kortizon kullanımı nedeniyle bağışıklık sistemi baskılanmış hastalara
  • 6 ay veya daha kısa zaman önce kemik iliği nakli olmuş hastalara veya doku reddi gelişmiş hastalara
  • Sistemik lupus eritematozus gibi romatolojik hastalığı olanlara
  • Gebelere ve emziren kadınlara
  • 1 yaşından küçük bebeklere
  • Aşı içeriğindeki herhangi bir maddeye ciddi alerjisi olanlara
  • Altta yatan ciddi kalp hastalığı olanlara
  • Yüksek tansiyon, şeker hastalığı, kolesterol yüksekliği veya sigara kullanımı gibi kalp ve damar hastalığı açısından yüksek riskli durumlardan birine sahip olanlara çiçek aşısı önerilmez.

Çiçek Hastalığı Tedavi Edilmezse

Çiçek hastalığının aşı dışında bir tedavisi yoktur. Hastalığa yakalananların çoğu hayatta kalır ancak virüsün farklı varyasyonları neredeyse her zaman öldürücüdür. Virüsün bu öldürücü formları çoğu zaman hamileleri ve bağışıklık sistemi zayıf olanları tutmaktadır.

Hastalığı atlatan kişilerde bazen şiddetli yara izleri (özellikle yüz, kol ve bacaklarda) kalıcı hale gelir. Bazı vakalarda ise virüs görme kaybına yol açar.

Hamilelikte Çiçek Hastalığı

Aşılı olsun olmasın hamilelikte çiçek enfeksiyonu geçiren bir kişide ölüm oranı, gebe olmayan birine göre çok daha yüksektir. Hamilelikte geçirilen çiçek hastalığı düşük, prematüre doğum veya doğum sonrası erken bebek ölümü ile sonuçlanabilir.

Gebe kadınlara çiçek aşısı uygulanması bebekte nadir fakat ciddi yan etkilere neden olabileceğinden gebelikte aşı yapılmaz. Ayrıca aşı olan kadınlara 4 hafta süre ile gebelikten korunmaları önerilir. Mümkünse yakın zamanda aşı olmuş kişilerden veya aşı bölgesinin temas ettiği eşyalardan uzak durması önerilir.

Emziren annelere de çiçek aşısı yapılmaz ancak yeni aşılanmış kişilerden kaçınmasına gerek yoktur.

Çocuklarda Çiçek Hastalığı

Çocuk ve bebeklerde çiçek hastalığı yetişkinlerdeki ile aynı semptomlara sahiptir. 1 yaşından küçük çocuklara çiçek aşısı uygulanması önerilmez ancak zaten günümüzde çocukluk çağı aşılama programında çiçek aşısının yeri yoktur.

Çiçek Hastalığı için Hangi Doktora Gidilir?

Çiçek hastalığı 1978’den bu yana dünyada görülmemiştir. 

Hastalık daha çok çocuklarda görüldüğünden şüpheli durumlarda çocuk hastalıkları uzmanına gidilmelidir. 

Çiçek hastalığı birçok klinik evreden oluştuğu için hastalar şikayetlerine göre aile hekimi, kulak burun boğaz uzmanı, enfeksiyon hastalıkları uzmanı veya dermatoloji (cildiye) uzmanına gidebilir.

Makaleyi faydalı buldun mu?
0
0
Makeleyi Paylaşın

Çiçek hastalığı ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular

Çiçek Hastalığı ile Su Çiçeği Hastalığı Aynı Mıdır?

Çiçek hastalığı ile su çiçeği farklı hastalıklardır. Çiçek hastalığında etken variola virüs iken su çiçeğine varicella zoster adı verilen bir virüs neden olur. Su çiçeğinde deri lezyonları vezikül (içi su dolu deriden kabarık döküntü) iken çiçek hastalığında daha çok püstül (içi cerahat dolu deri lezyonu) şeklinde oluşur. Ayrıca su çiçeğinde deri döküntüleri çok kaşıntılıdır. 

Stj. Dr. İrem Dilan Erdem

Çiçek Hastalığı Nasıl Bulaşır? 

Çiçek hastalığı, hasta kişinin ağız, boğaz ve burun sıvıları ile bulaşır. Hastanın öksürmesi, hapşurması veya vücut sıvılarının bulaştığı yüzeyler ile temas edilmesi, özel eşyaların ortak kullanımı (havlu, yastık, çarşaf vs.) bulaş yollarındandır.

Stj. Dr. İrem Dilan Erdem

Çiçek Hastalığı Kaç Günde Geçer?

Başlangıç semptomları (ateş, halsizlik, vücutta yaygın ağrı, bulantı ve kusma) 2-4 gün sürer. Başlangıç semptomlarını takiben döküntülü evre başlar. Başlangıç semptomlarından sonraki 4 hafta içerisinde hastalık geriler.

Stj. Dr. İrem Dilan Erdem

Çiçek Hastalığı Bulaşıcı Mıdır?

Çiçek hastalığı oldukça bulaşıcı bir hastalıktır. Virüsün en bulaşıcı olduğu hastalık evresi erken döküntü evresidir. Bu evre başlangıç semptomlarını takip eder ve yaklaşık 4 gün sürer. Bu evreyi takip eden 3-4 hafta boyunca da bulaşıcılık devam eder. Tüm döküntüler kaybolduğunda bulaşıcılık da sona erer.

Stj. Dr. İrem Dilan Erdem