Beyin Anevrizması

Beyin anevrizması, beyin içinde beyni besleyen damarlarda baloncuk oluşması olup, cerrahi yöntemlere başvurularak tedavi edilmektedir.

Beyin Anevrizması Nedir?

Beyin anevrizması hastalığı en basit tabirle beyni besleyen damarlarda meydana gelen baloncuklardır. Zaman içerisinde tansiyon, sigara, alkol, enfeksiyon gibi nedenlerle incelen damar duvarları dolaşımdaki kanın basıncı ile beraber beyin dokusuna doğru balonlaşır.

Bu balonlaşma gün gelip yırtılabilir ya da çevre dokulara bası yapabilir. Tabi bu durumlarda hastalarda bazı belirtiler ortaya çıkabilir, hatta ve hatta hastalar kaybedilebilir.

Her anevrizma yırtılacak diye bir şey yoktur. Her yıl 100.000 anevrizma hastasının 10-15’inde yırtılma beklenmektedir. Ancak anevrizma yırtılması çok ölümcül bir istenmeyen sonuçtur.

Anevrizma yırtılması beyin damarlarında meydana gelen baloncuğun patlaması gibi düşünülebilir. Bu patlama sonucu kafa içindeki boşluklar hep kanla dolacaktır bu da hemen müdahale edilmezse hastayı ölüme götürebilir.

Anevrizmalar şekillerine göre sakküler (berry), fusiform (iğ şeklinde) ve rüptüre (yırtılmış) anevrizmalar olarak üçe ayrılır:

  • Sakküler tarzda anevrizmalar en sık görülen anevrizma şeklidir. Bütün anevrizmaların yaklaşık %90'ı sakküler tarzdadır. Damar duvarının bir noktasından çıkan içi kan dolu baloncuk kesesi şeklinde bir yapıdır. Bir diğer ismiyle “berry” anevrizması olarak da adlandırılır.
  • İğ şeklinde (fuziform) olan anevrizmaların ise damarı çepeçevre saran boru gibi bir görüntüsü vardır. Bu anevrizma tipinde anevrizma çevre dokulara bası yapabildiği gibi bir başka tehdit de anevrizmanın içinde pıhtı oluşmasıdır. Bu pıhtı odağından kopan parçalar beyindeki sağlam damarları tıkayabilir, hastanın inme belirtileri göstermesine neden olabilir.
  • Anevrizma yırtılması (rüptüre anevrizma) en nadir görülen anevrizma tipidir. Ancak en ölümcül olanıdır.

Anevrizma oluşumu yaşla beraber sıklığı artan bir hastalıktır. En sık damarların çatallaşma bölgelerinde meydana gelir. Beyin tabanındaki willis poligonu denilen beyni besleyen damarların birleştiği yapının ön bölgesi beyin anevrizmasının en sık görüldüğü damarların olduğu kısımdır.

Cinsiyet de beyin anevrizması için risk faktörü olarak karşımıza çıkmaktadır. Kadınlarda erkeklere göre yaklaşık üç kat daha fazla beyin anevrizması görülmektedir.

Beyin Anevrizması Belirtileri Nelerdir?

Beyin anevrizmasının oluşturduğu belirtiler anevrizmanın büyüklüğüne, yırtılıp yırtılmadığına göre değişiklik gösterir. Küçük anevrizmalar hiçbir belirti vermeyedebilir.

Hastaya başka bir nedenle çekilen tomografi ya da MR'larında tesadüfen saptanabilir. Hastada bazı belirtilere neden olan ana sebep anevrizmaların çevre dokulara yaptığı basılardan ileri gelmektedir.

  • Baş ağrısı anevrizma hastalarında en çok görülen belirtidir.
  • Çift görme, görmede netlik kaybı ya da görüş alanında kısıtlılık anevrizmanın görmeyle alakalı sinirlere ve beyinin alakalı bölgelerine bası yapmasıyla ortaya çıkan belirtilerdendir.
  • Dengeyi korumada güçlük de yine dengeyle alakalı sinirlere anevrizmanın basısıyla görülebilecek belirtilerdendir.
  • Nöbet de anevrizma hastalarında görülebilecek belirtilerdendir.

 Eğer anevrizma yırtılırsa görülecek belirtiler çok daha şiddetli olacaktır:

  • Çok şiddetli baş ağrısı en önemli belirtidir. Hastalar “daha önce hiç bu kadar şiddetli baş ağrısı yaşamamıştım” diye tarifler.
  • Mide bulantısı ve kusma subaraknoid aralığa kanın boşalmasıyla hastanın kafa içi basıncının artmasından meydana gelmektedir. Bunlar da yine yırtılmış beyin anevrizmasının belirtilerindendir.
  • Görme alanında ve netliğinde kayıplar, çift görme gibi belirtiler de anevrizmada olduğu gibi yırtılmış beyin anevrizmasında da görülen belirtilerdendir.
  • Denge kontrolünde güçlük de yine beyin anevrizmasında olduğu gibi anevrizma yırtılmasında da görülen belirtilerdendir.
  • Göz kapağında düşme anevrizma yırtığı olan hastalarda görülebilir.
  • Anevrizma yırtığı olan hastaların bilinç durumları kötü olabilir hatta bilinçleri kapanabilir.
  • Anevrizma yırtığı olan hastalarda görülen bir başka belirti de ışığa karşı hassasiyettir.
  • Konuşma bozukluğu da görülebilen bir başka belirtidir.

Beyin Anevrizması Nedenleri Nelerdir?

Beyin damarlarında anevrizma oluşumunun temel olarak iki nedeni vardır. Birincisi, damar duvarındaki zayıflık, ikincisi, damar içinde dolaşan özellikle laminar olmayan (damar duvarına paralel seyretmeyen) akım diye tariflenen kanın damar duvarına oluşturduğu basınçtır.

Bu nedenleri oluşturan bazı risk faktörleri vardır. Bu risk faktörlerine sahip hastalarda daha çok beyin anevrizmasına rastlanmaktadır.

  • Genetik hastalıklar: Bağ doku hastalıkları sıklıkla damar duvarında zayıflamaya neden olur. Örneğin; Ehler Danlos Sendromlu hastalarda damar duvarları daha dayanıksız olduğundan beyin anevrizması sağlıklı bireylere göre daha sık görülmektedir. Ya da Otozomal Dominant Polikistik Böbrek Hastalığı olan bireylerde böbrekler düzgün çalışmadığından yüksek tansiyon sık görülen bir durumdur. Bu hastalar beyin anevrizması açısından değerlendirilmelidir.
  • Ailede anevrizma öyküsü: Yapılan çalışmalar göstermiştir ki bilinen genetik bir hastalıkları olmasa bile birinci derece akrabalarda beyin anevrizması görülmesi kişide de beyin anevrizması olma olasılığını %9 arttırmaktadır.
  • Yaşlılık: İnsanlar yaş aldıkça damarları elastikiyetini zaman içerisinde kaybeder. Bu da kan basıncını yükselten ve damar duvarının dayanıklılığını zayıflatan bir durumdur. Anevrizma oluşumuna neden olabilir.
  • Hipertansiyon:  Hipertansiyonun mevcut anevrizmayı yırtabileceği (rüptüre anevrizma) yadsınamaz bir gerçektir. Ancak sıfırdan anevrizma oluşumuna neden olduğu kimi yayınlar tarafından reddedilmektedir. Yapılan bir çalışmada 20.000 kişi değerlendirilmiş hipertansiyonlu hastalarda %43 oranında anevrizma bulunurken, hipertansiyonu olmayan hastalarda %35 oranında anevrizma saptanmıştır.
  • Sigara: Beyin anevrizması oluşumunu arttırdığı kesin olarak gösterilmiştir. Sigara içilen yıl ve günde kaç paket sigara tüketildiği ile orantısal olarak anevrizma riskini arttırmaktadır.
  • Alkol ve uyuşturucu bağımlılığıAlkol ve uyuşturucu bağımlılarının da beyin anevrizması oluşumuna yatkınlıkları klinik çalışmalarla ispatlanmıştır.
  • Östrojen eksikliği: Östrojen eksikliğinin de kadınlarda beyin anevrizması sıklığını arttırdığı gösterilmiştir. Menopoz sonrası kadınlar beyin anevrizmasına karşı menopoz öncesi dönemlerine göre çok daha fazla risk altındadırlar.
  • Aort koarktasyonu: Aort koarktasyonu, kalpten çıkan vücudu besleyen ana damar aortun, beyne ve vücudun üst kısımlarına gidecek olan dallarını verdikten sonraki bölümünde meydana gelen daralmadır. Kalpten yüksek basınçla çıkan kan önünde engelle karşılaşınca gidebileceği bütün engelsiz alanlara dağılır. Bu da beyne ve vücudun üst kısmına gidecek kan akımını ve basıncını arttıracaktır. Dolaylı olarak beyinde artan kan basıncı beyin anevrizması oluşma riskinin artmasına neden olacaktır.

Beyin Anevrizması Teşhisi

Beyin anevrizmasının teşhisi çoğu kez yırtıldıktan sonra rüptüre anevrizma şeklinde ya da tesadüfen başka bir nedenden yapılan görüntülemelerde karşımıza çıkar.

Yırtılmamış, küçük boyutlardaki anevrizmalar çoğu zaman hastada belirti neden olmaz. Sessizce hastanın beyin damarlarında bu anevrizma varlığını sürdürmeye devam eder.

Ancak bazı küçük anevrizmalar da belirtilere sebep olabilir. Örneğin, üçüncü kafa çifti sinirine olan anevrizma basıları klinikte sık karşılaşılan bir durumdur.

Bu hastaların etkilenen sinirinin uyardığı göz bebeği ışığa yanıtsızdır (pupil refleksi negatif). Böyle spesifik bir tablo klinisyen açısından uyarıcı olacaktır ve hastanın anevrizmasına ileri tetkiklerle tanı konulabilecektir.

Hastanın risk grubunda olup olmadığı hastada anevrizma olup olamayacağını belirlemede en önemli belirteçtir. Hastaya ileri görüntüleme tekniklerinin uygulanıp uygulanmayacağına bu risk faktörleri sorgulanarak karar verilir.

Anevrizma belirtileriyle uyumlu hastada;

  • Sigara kullanımı,
  • Hipertansiyon,
  • Ailede anevrizma ya da yırtılmış anevrizma öyküsü,
  • Genetik hastalık varlığı,
  • Alkol, uyuşturucu bağımlılıkları,
  • Menopoz sonrası kadınlar,
  • Tanısı konmuş aort koarktasyonu gibi risk faktörlerinin varlığı hastaya ileri tetkiklerin yapılmasını gerektiren durumlardır.

Beyin anevrizmasının teşhisi için kullanılabilecek görüntüleme tetkikleri:

  • Büyük boyutlardaki anevrizmalara bilgisayarlı tomografi (BT) ya da manyetik rezonans görüntüleme (MRG) ile tanı konulabilir. Bu tetkikler non-invaziv tetkikler olarak geçmektedir. Yani hastanın vücut bütünlüğünü bozacak hiçbir girişim yapmadan sadece x-ışını ya da radyo dalgaları kullanılarak yapılan görüntülemelerdir.
  • BT ve MRG ile saptanamayan daha küçük boyutlardaki anevrizmaları bilgisayarlı tomografi anjiyografisi (BTA) ile ya da manyetik rezonans anjiyografisi (MRA) ile yakalamak mümkündür. Halk arasında beyinde baloncuk anjiyosu diye tarif edilen işlemler bunlardır. Bu testler anevrizma tanısı koymada daha duyarlı ve daha spesifik testlerdir. Anevrizmanın boyutu küçüldükçe bu testlerinde duyarlılığı ve spesifitesi düşecektir. BTA ve MRA her hastaya uygulanmaz. Bu testlerde hastaya damar içi boyayıcı maddeler verilerek beyin damarlarının daha iyi görüntülenmesi amaçlanır. Ama bu invaziv (hastanın vücut bütünlüğünde bozulmaya neden olan) işlem bazı istenmeyen sonuçları da beraberinde getirebilmektedir. Risk grubundaki hastalarda tercih edilebilecek yöntemlerdir.
  • Beyin omurilik sıvısı örneği alımı (Lomber ponksiyon) da beyindeki boşluklara sızdırma yaptığından şüphelenilen anevrizmalarda uygulanabilecek invaziv tekniklerdendir. Belden özel iğnelerle omurilik boşluğuna girilerek alınan örneklerde kan elemanlarının olup olmadığına bakılarak tanı konulabilir.

Beyin Anevrizması Tedavisi

Beyin anevrizmasının ilaçla tedavisi yoktur. Damardan yapılan bazı girişimsel işlemlerle ve cerrahiyle tedavisi yapılır. Bazı durumlarda da tedavi yapılmaz sadece izlemeye alınır.

Hangi yolun izleneceğini anevrizmanın büyüklüğü, hastanın yaşamı üzerine olumsuz etkileri, anevrizmanın yırtılma olasılığı ve hastanın risk faktörleri, anevrizmanın lokalizasyonu gibi birçok faktör belirlemektedir.

En çok tercih edilen yöntem hastanın kasıktaki damarlarından biri, kablo (katater) yardımıyla girerek beyindeki anevrizmanın bulunduğu bölgeye bir halka (koil) ya da stent yerleştirmektir.

Bu işleme endovasküler embolizasyonu denir. Anevrizma ile kan akımı arasına konulan halka ve stentlerin çevresinde zaman içerisinde vücut iyileşme reaksiyonu gösterir.

Bu da kan akımıyla anevrizmanın bağlantısını tamamen keser ve anevrizmadaki zayıf damar duvarı daha fazla kan basıncına maruz kalmaz.

Hastanın vücut bütünlüğünü daha çok koruyan bu işlem, sonrasında hastanın işe dönüş süresinin daha kısa olmasından ve istenmeyen sonuçların daha az gelişmesinden dolayı tercih sebebidir.

Bir diğer yöntem ise cerrahidir. Eğer anevrizmanın bulunduğu nokta riskli bir bölge değilse hastanın kafatasına bir delik açılır ve anevrizmaya ulaşılır.

Anevrizma alt ucundan bir toka (klips) yardımıyla tutturularak içine dolan kan akımı kesilir. Zayıflamış olan damar duvarının yırtılma riski ortadan kaldırılmış olur.

Beyin Anevrizması Tedavi Edilmezse

Tedavi edilmeyen her anevrizmanın yırtılma riski her zaman mevcuttur. Çünkü anevrizma büyük ölçüde damar duvarındaki zayıflamadan kaynaklanan bir durumdur.

Hiçbir klinisyen hastanın anevrizmasının yırtılmayacağının garantisini veremez. Ancak bazı durumlarda tedavi etmek hastayı daha kötü bir pozisyona sokabilir.

Onun için küçük, belirti vermeyen, anatomik olarak riskli lokalizasyondaki bazı anevrizmalar takibe alınır.

Anevrizma yırtılması yüksek oranda ölümcül bir istenmeyen sonuçtur. Risk altındaki bireylerin hemen tedavi edilmesi gerekir. Hastaneye ulaşabilen anevrizma yırtılması geçiren hastaların neredeyse %40’ı yapılan müdahalelere rağmen kaybedilmektedir.

Ölüm, anevrizma tedavi edilmezde yırtılırsa hastada görülebilecek en kötü istenmeyen sonuçtur. Bunun dışında kafa içi basınç artışı ve buna bağlı olarak;

  • Ellerde, kollarda ya da yüzde güçsüzlük, hareketsizlik,
  • Vücudun değişik bölgelerinde his kaybı,
  • Nöbetler,
  • Bulantı, kusma atakları,
  • Bilinç kaybı gibi durumlarla karşı karşıya kalınabilir.

Ayrıca kanamadan dolayı hastada beyin hasarı oluşur ve hasta hiponatremiye (kan sodyum seviyesinin düşmesi) girebilir.

Beyin Anevrizmasına Ne İyi Gelir?

  • Düzenli hafif tempo egzersiz bireylerin kan basıncının düzenlenmesini sağlar ve beyin anevrizması geçirme risklerini düşürür.
  • Hafif beslenme şekilleri, yağlı besinlerden mümkün olduğunca uzak durarak meyve, sebze tüketimine ağırlık vermek hastaları beyin anevrizması oluşumuna karşı koruyacaktır.
  • Sakin, huzurlu, stresten uzak yaşamak da yine birçok hastalıkta faydası olduğu gibi beyin anevrizması oluşumu ve yırtılmasının önüne geçecek basit tedbirlerdendir.
  • Saptanmış bir anevrizmayı tedavi yöntemleri dışında geri döndürme, damarı eski haline getirme şansı yoktur. Hastanın düzenli kontrollere gitmesi ve anevrizmanın boyutlarının, şeklinin değişip değişmediğini düzenli olarak kontrol ettirmesinin çok büyük önemi ve faydası vardır.

Beyin Anevrizmasına Ne İyi Gelmez?

  • Tüketilen sigara miktarı ve sigara kullanım süresi arttıkça hastaların beyin anevrizması oluşumu ve bu anevrizmaların yırtılıp beyin içi kanama geçirme olasılıkları doğru orantılı bir biçimde artmaktadır.
  • Alkol ve uyuşturucu bağımlılıkları yine beyin anevrizması oluşumunu hızlandıracak alışkanlıklardandır.
  • Ağır egzersizler özellikle ağırlık kaldırma egzersizleri kafa içi basıncını yüksek oranda arttırır. Bu da yeni anevrizma oluşmasını ve mevcut anevrizmaların yırtılmasını kolaylaştırır.
  • Kafa içi basıncını artıran ek hastalıkların tedavisinin gecikmesi beyin anevrizması oluşumunu ve anevrizma yırtıklarının görülmesini sıklaştıracaktır.

Beyin Anevrizması Ameliyatı

Beyin anevrizma cerrahisi günümüzde beyin anevrizması için halen en kesin çözümdür.

Endovasküler embolizasyon (damar içinden girip anevrizmayı tıkama) her ne kadar daha vücut bütünlüğünü koruyan, işlem sonrası hastanın yatış süresinin daha kısa olduğu bir işlemse de nüks olasılığı cerrahiye göre daha yüksektir.

Beyin anevrizması ameliyatında hastanın kafatasına küçük bir pencere açılır ve beyin dokusuna zarar vermeden anevrizmaya ulaşılmaya çalışılır. Anevrizmaya ulaşıldıktan sonra anevrizma çevre dokulardan ve damarlardan ayrıştırılarak izole edilir.

Daha sonra anevrizmanın boyun kısmına genellikle titanyumdan yapılan mandal ya da toka diye ifade edilen klipsler yerleştirilir ve anevrizmanın içine dolan kan kesilmiş olur.

İşlem bittikten sonra anevrizmanın köken aldığı damarlarda kan akımının halen devam edip etmediği kontrol edilir. Herhangi bir sorun saptanmadıysa kafatasında girişim yapılan yer onarılır ve hasta yatışa alınır.

3-5 gün hastane yatışından sonra 3-4 hafta ev istirahati verilen hasta sağlığına kavuşmuş olur. Genelde 5 yıl sonra hastaya beyin anjiyografisi çekilerek anevrizmanın kaybolup kaybolmadığı kontrol edilir.

Beyin Anevrizması için Hangi Doktora Gidilir?

Beyin anevrizması belirtileri görüldüğü anda bir uzmana görünülmesi gereken ciddi bir hastalıktır. Başlı başına rüptüre olmamış (yırtılmamış) anevrizmalar hayatı tehdit etmese de her anevrizma yırtılma riski taşır.

Anevrizma yırtılması yaşayan hastalar hastaneye yetiştirilse dahi yaklaşık %40 oranında kaybedilmektedir. Onun için beyin anevrizması belirtileri gösteren hastalar bir an önce Nöroloji ya da Beyin Cerrahisi bölümlerinden birisine giderek kontrole girmeli ve anevrizma yırtılması için ne kadar risk altında oldukları tespit edilmelidir.

Eğer hastaya hemen uygulanmayı gerektiren bir tedavi varsa bir an önce başlanmalı yoksa düzenli takiplerle anevrizma sürekli kontrol altında tutulmalı, hasta anevrizma yırtılması açısından bilgilendirilmelidir.

Eğer ki hastada daha önce saptanmış tesadüfi bir anevrizması var ve alışılagelmişin dışında bir baş ağrısı yaşıyorsa ya da hasta çok şiddetli daha önce hayatında yaşamadığı kadar şiddetli bir baş ağrısı yaşıyorsa derhal 112 acili aramalı, ulaşabiliyorsa kendisi bir hastanenin Acil Servisine ulaşmalıdır.

Makaleyi faydalı buldun mu?
0
0
Makeleyi Paylaşın

Beyin anevrizması ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular

Beyinde Baloncuk Patlarsa Ne Olur?

Beyinde baloncuk patlaması denilen olay aslında beyin anevrizması rüptürüdür. Beyin anevrizması yırtılırsa yani rüptüre olursa hastanın beyin boşlukları kanla dolar ve beyin dokusu kafa içinde basınç artışıyla beraber kafatasına doğru ilerler ve sıkışır. 

Çok yüksek oranlarda ölümcül bir tablodur. Kanamanın şiddetiyle orantılı olarak vücudun bazı bölgelerinde hissizlik, güçsüzlük, felç tablolarıyla seyredebileceği gibi ölümle de sonuçlanabilir. Acil müdahale gerektiren bir tablodur.

Ass. Dr. Orhan Günay

Beyinde Baloncuk Nasıl Oluşur?

Beyinde baloncuk oluşumu beyinde anevrizma oluşumuyla aynı anlama gelmektedir. Beyinde anevrizma oluşumu hastanın bazı nedenlerden ötürü beyin damarlarının duvarlarında meydana gelen zayıflıktan ve kan basıncının damar duvarlarına yaptığı itme kuvvetinden kaynaklanır. 

Yaşlılık, bağ doku hastalıkları, beyin enfeksiyonları beyin damarlarının duvarlarını zayıflatan faktörlerdendir. Hipertansiyon, aort koarktasyonu, otozomal dominant polikistik böbrek hastalığı gibi hastalıklar da beyin damarlarındaki kan basıncını arttırarak damar duvarına uygulanan basıncı arttıran faktörlerdendir. Bu risk faktörlerini bulunduran bireylerde beyinde baloncuk oluşma ihtimali yükselir.

Ass. Dr. Orhan Günay

Beyin Anevrizmasının İlaçla Tedavisi Mümkün Müdür?

Beyin anevrizmasının ilaçla tedavisi yoktur. Girişimsel ve cerrahi bazı metodlar dışında günümüzde beyin anevrizmasının başka tedavisi bulunmamaktadır. Ancak hastada acil tedavilik bir durum görülmüyorsa, hasta takip edilecekse hastanın belirtilerini gidermek için bazı ilaçlar kullanılabilir. Hastanın başı ağrıyorsa mesela ağrı kesici ilaçlarla ağrısı dindirilebilir. Ancak bu ilaçlar sorunu kökten çözmeyecektir.

Ass. Dr. Orhan Günay

Bebeklerde, Çocuklarda ve Hamilelerde Beyin Anevrizması Görülür Mü?

Beyin anevrizması bebeklerde ve çocuklarda sık görülen bir hastalık değildir. Şayet hastada genetik bir hastalık varsa ya da doğumsal damarsal gelişim anomalileri varsa bu bebek ve çocuklarda belirtiler de uygunsa beyin anevrizması düşünülebilir. Hamilelerde ise hamile olmayan bireylerden farklı beyin anevrizmasına yatkınlık yaratacak ya da oluşma riskini azaltacak bir durum söz konusu değildir. Herhangi bir bireyle aynı riski taşımaktadırlar.

Ancak mevcut tanısı konmuş anevrizması olan gebelerin kadın doğum uzmanlarıyla bu durumu paylaşmaları gerekir. Normal doğum anında hasta pek çok kez ıkınma manevrasıyla kafa içi basıncını arttırdığından doğumda bu anevrizma problem yaratabilir. Bu durum için gebeyi takip eden kadın doğum uzmanının ve fikrine başvurulacak bir nöroloji ya da beyin cerrahisi uzmanın görüşü alınmalıdır.

Ass. Dr. Orhan Günay