Aşı Nedir?

Aşı çeşitli hastalıkların önüne geçmek ve mikroplara karşı bağışıklık sistemini güçlendirmek için hayvan ve insan vücuduna yapılan bir ilaçtır.

Aşı, bağışıklık sistemine zararlı mikropları tanımayı ve onlara karşı savunma yapmayı öğretmek için insan ve hayvan vücuduna verilen bir tür ilaçtır. Belirli enfeksiyonlara veya virüslere karşı direnç oluşturmak için vücudun doğal savunmasını kullanır ve bağışıklık sistemini güçlendirir. Tıpkı bir hastalığa yakalanıldığında olduğu gibi bağışıklık sistemini antikorlar oluşturmak için eğitir. Aşı, parçalanmış ve zayıflatılmış mikrop türleri içerdiğinden; virüsler veya bakteriler gibi hastalığa neden olmadan, vücutta bağışıklık sistemi oluşturmanın güvenli ve etkili bir yoludur.

Aşı Neden Uygulanmalıdır?

Aşılar, ciddi hastalıklara ve sakatlığa neden olabilecek kadar yaşamı tehdit eden durumlarla başa çıkabilmeyi sağlar. Aşı olmadaki en temel iki neden hem kişinin kendisini hem de etrafındakileri korumaktır. Kişi aşı olduğunda enfeksiyona yakalanma riski ile birlikte virüsü veya bakteriyi başkalarına bulaştırma olasılığı da azalır. Çok küçük bebekler, ağır hastalar veya belirli alerjileri olanlar da dahil olmak üzere herkese her türden aşı yapılamayacağından, aşı ile önlenebilir hastalıklardan aşı olanlar aracılığıyla korunmaları sağlanır.

Aşı Ne İşe Yarar?

Aşılar, koruma sağlamak için vücudun doğal savunma sistemiyle çalışarak hastalık kapma riskini azaltır. Vücut virüs veya bakteri gibi mikropları tanır ve antikor üretir. Antikorlar, bağışıklık sistemi tarafından doğal olarak üretilir ve hastalıklarla savaşmayı sağlayan proteinler olarak bilinirler. Bu antikorlar, ilgili organizma ile karşılaştığında hastalığı ve hastalıkla nasıl savaşılacağını hatırlarlar. Vücut mikroplara maruz kaldığında, bağışıklık sistemi hastalanmadan önce mikropların hızla yok edilmesini sağlar.

Aşı Çeşitleri

Bilimsel araştırmalar, enfeksiyona karşı koruma sağlayan bağışıklık sisteminin tepkisini güvenli bir şekilde ortaya çıkaran çok sayıda aşı türünün geliştirilmesinde büyük rol oynamıştır. Araştırmacılar, mevcut veya ortaya çıkan bulaşıcı hastalıkların önlenmesi amacıyla yeni aşı stratejileri için çalışmalarına devam etmektedir. Laboratuvar teknikleri ve teknolojileri altında geliştirilen, hatta bazılarının hastalığa karşı ömür boyu sürecek bir savunma geliştirdiği aşı çeşitleri şu şekilde sıralanabilir:

Alerji Aşısı

  • Alerjen immünoterapisi olarak da bilinen alerji aşısı, şiddetli alerjilerin uzun süreli rahatlamasını sağlayan bir tedavi yöntemidir.  Alerjik reaksiyonları önlemeye veya en aza indirmeye yardımcı olur.
  • Alerji aşısı yaygın olarak alerjik rinit (saman nezlesi), göz alerjileri, alerjik astım ve böcek alerjileri veya özellikle arı gibi böcek sokmaları semptomlarında etkilidir. 
  • Alerji aşısı, 5 yaşından büyük olan herkese özellikle ilaçlara yanıt vermeyen şiddetli alerji semptomları olan kişilere uygulanabilmektedir. Hamileler, kalp hastalığı ve şiddetli astım şikayetleri olan kişiler için önerilmez.
  • Alerji aşısı her türden alerji için uygulanamamaktadır. Özellikle gıdalara karşı alerjiler için uygun aşı içeriği bulunmaz. 
  • Alerjiye neden olan etkeni bulmak için testler yapılır ve uygun görülmesi halinde alerji aşısı deri altına, genellikle üst kola enjekte edilir. Örneğin göz alerjisi olduğu tespit edilen hastaya göz aşısı adı altında alerji aşısı uygulanır.

Boğmaca Aşısı

  • Boğmaca aşısı, çocuklar için Dbt aşısı (difteri, boğmaca, tetanoz) kombinasyonu yoluyla yapılır. 
  • Tdap aşısı ise yetişkinler için geçerliliği olan ve boğmacaya karşı koruma sağlayan aşılamadır.  
  • Bordetella pertussis bakterisinin neden olduğu boğmaca, bulaşıcı bir solunum yolu enfeksiyonudur. 
  • Boğmaca öksürmeden veya hapşırmadan kaynaklanan damlacıklar yoluyla insandan insana kolaylıkla bulaşır.
  • Bebeklerde tehlikeli bir hastalık olup, ölüme neden olabilmektedir.
  • Boğmaca semptomları hafif ateş, burun akıntısı ve öksürüktür. Yavaş ve kesikli öksürük, ardından boğmacaya dönüşür. Öksürük nöbetleri 4 ila 8 hafta sürebilir.

Brusella Aşısı

  • Brusella, brucella cinsinden bir grup bakterinin neden olduğu bir hastalıktır. Bu bakteriler hem insanlara hem de hayvanlara bulaşabilir. 
  • Brusella türlerinin neden olduğu bakteriyel hastalıklar enfekte olmuş sığır, keçi, koyun, köpek ve domuz gibi hayvanlardan insana; enfekte olmuş hayvana doğrudan temas ederek, kontamine hayvansal ürünleri tüketerek veya solunum yoluyla bulaşır.
  • Bakterinin insandan insana yayılımı çok nadirdir. 
  • Brusella hastalığı belirtileri arasında öksürük, iştahsızlık, kilo kaybı, karın ağrısı, vücutta ağrılar, sırt ağrısı ve gece terlemeleri bulunmaktadır.
  • Hastalık, enfekte hayvana brusella aşısı ile ortadan kaldırılabilir. İnsana uygun bir brusella aşısı bulunmamaktadır. 
  • Septisemi aşısı ise ishale yakalanmış buzağılara uygulanmaktadır. Aşının geciktirilmesi buzağılarda ölüm vakalarının görülmesine neden olur. Ayrıca buzağılarda septisemi aşısının doğumdan sonraki 6 saat içinde yapılması önemlidir.

Corona Virüsü Aşısı

  • Corona virüsü aşısı, şiddetli akut solunum sendromuna neden olan SARS-CoV-2 virüsüne karşı koruma sağlar. Aşı, virüse karşı koruyarak vücudun antikor üretmesine olanak tanır.
  • Corona aşısı, özellikle virüse maruz kalma riski yüksek ve bağışıklık sistemi düşük olan kişilere önerilmektedir.  Sınırlı sayıda tedarik nedeniyle öncelik belirli insan gruplarına verilmiştir. Aşı tedariği arttıkça aşı olabilecek insan gruplarının da çoğalacağı düşünülmektedir.
  • COVID-19 salgın hastalığını durdurmak ve normal yaşama dönüş için corona aşısı tasarlanmıştır.
  • Aşı yalnızca enfekte olabilecek kişileri değil aynı zamanda aşı vurulan kişilerin çevresini ve toplumu da korumayı sağlar.
  • Corona virüsü belirtileri; ateş veya titreme, yorgunluk, tat veya koku kaybı, nefes almada güçlük, kas veya vücut ağrıları, baş ağrısı, göğüste ağrı, boğaz ağrısı, burunda tıkanıklık, mide bulantısı veya kusma ve ishal olarak kendini gösterir.
  • Virüsün bulaşmasını bastırmak, ölüm oranlarını azaltmak amacıyla güvenli ve etkili aşıyı bulmak için temel halk sağlığı çalışmaları devam etmektedir. Ülkemizde ve dünyada acil kullanım onayı almış etkin ve güvenilir aşılama çalışmaları yapılmaya başlanmıştır. Öncelikli grupların aşılanmasıyla salgının hızını kesmesi ve COVID 19 pandemisinin etkilerinin toplumsal alanda azaltılması amaçlanmaktadır.

Domuz Gribi Aşısı

  • H1N1 influenza olarak bilinen domuz gribi, enfekte bir kişi öksürdüğünde veya hapşırdığında küçük damlacıkların hava yoluyla bulaştığı bir hastalıktır. 
  • Ayrıca domuz gribi olan kişinin dokunduğu yüzeylere ve nesnelere temas yoluyla virüs bulaşabilir.
  • Domuz gribi aşısı, H1N1 influenza virüsünün neden olduğu enfeksiyonu önlemek için kullanılır. 
  • Aşı, 2 ila 49 yaş arasındaki kişiler için uygundur. 
  • Solunum yolu enfeksiyonu olan domuz gribi belirtileri arasında ateş ve titreme, boğaz ağrısı, öksürük, gözlerde sulanma, şiddetli yorgunluk ve kas ağrıları, baş ağrısı, burun akıntısı veya burun tıkanıklığı, mide bulantısı, kusma ve ishal gibi semptomlar yer alır.

Gençlik Aşısı

  • H100 aşısı olarak bilinen gençlik aşısı, zamanla insanların cildindeki deformasyonları, kırışıklıkları ve sarkmaları iyileştirmek için tıbbi-kozmetik aşılamayı ifade eder. 
  • Tedavinin temelinde hyaluronik asit uygulaması yer alır. Bu asit en çok bebeklerin cildinde bulunur. Cildi nemlendirir ve cilde parlaklık, esneklik, canlı bir görünüm sağlar.
  • Gençlik aşısı, cilde enjekte edilir. Cildin kaybettiği kolajeni yeniden kazandırır ve kolajen üretimini etkiler. 
  • H100 aşısı, lokal anestezi ile enjekte edilir ve çok ince iğnelerle 15-20 dakika içerisinde uygulama tamamlanır. Aşılamanın etkisi 1 yıldan fazla sürmektedir. 
  • H100 gençlik aşısı, derin mezoterapi yöntemidir ve dileyen herkese uygulanabilir. Yüzeyde ve derinde kırışıklıklarda daha etkili olduğundan 40 yaş üstü hastalarda daha sık tercih edilmektedir.
  • Gençlik aşısının herhangi bir yan etkisi bulunmamaktadır. Aşı alın, orta kaş, göz çevresi, ağız çevresi, yüz, boyun ve el yüzeyi gibi bölgelere uygulanabilmektedir.

Grip Aşısı

  • Grip aşısının iki ana influenza tipi (A-B) vardır. Son yıllarda influenza A ve B’nin iki alt tipine grip aşılarında yer verilmektedir ancak normalde her ikisinde de birçok farklı tür vardır. 
  • Bu virüslerin neden olduğu solunum yolu hastalıklarının tamamına grip adı verilmektedir. En iyi korumayı sağlayabilmek için sıklıkla grip virüsleri değiştirilmektedir.
  • Grip olan çoğu insan, hastalığı hafif bir şekilde atlatabilir ancak bazıları için hastalık çok ciddi ve hatta ölümcül olabilmektedir.
  • Grip, öncelikle enfekte olan solunum damlacıkları ile hava yoluyla yani öksürme ve hapşırma sırasında bulaşır.
  • Mevsimsel grip aşısı, grip olma riskini yarı yarıya azaltabilir. 
  • Grip aşısı, 6 aylık ve üstü herkes tarafından yaptırılabilir. Özellikle 65 yaş ve üstü yetişkinler, astım, diyabet ve kanser gibi uzun vadeli sağlık sorunu olanlar, 2 ila 5 yaş arasındaki çocukların her yıl grip aşısı yaptırması önerilmektedir.
  • Grip aşısının ciddi sayılabilecek bir yan etkisi bulunmaz, genellikle hafiftir ve birkaç gün içinde geçer. Genel olarak görülen etkiler arasında kas ağrıları, baş ağrısı, mide bulantısı ve ateş sayılabilir.

Hepatit A Aşısı

  • Hepatit A aşısı, hepatit A virüsünün neden olduğu karaciğer hastalığına karşı koruma sağlar.
  • Genellikle enfekte olan kişiyle yakın ilişki kurulması yoluyla veya enfekte olan kişinin dışkısının temas ettiği nesneler ve gıdalar aracılığıyla bulaşır. 
  • Hastalar yorgunluk, iştahsızlık, mide ağrısı, mide bulantısı, eklem ağrısı, ateş ve sarılık (cilt ve gözlerde sarı renk, koyu renkli idrar ve açık renkli dışkı) gibi semptomlar gösterir.
  • Çocuklarda hepatit A aşısı için ilk doz 18. ayda ve ikinci doz ise 24. ayda olacak şekilde uygulanır. 
  • Virüsten korunmak isteyen ve 12 aylıktan büyük olan herkes hepatit A aşısı olabilir. Yurtdışı seyahatine çıkacak kişilere de 2 hafta önceden aşı olması önerilir.
  • Hepatit A hastalığına yakalananlar en fazla birkaç ay içerisinde tamamen iyileşirler ve hastalarda kalıcı karaciğer hasarı oluşmaz. Virüs nadiren de olsa karaciğer yetmezliğine veya ölüme neden olabilir. 

Hepatit B Aşısı

  • Hepatit B virüsü, hepadnavirüs ailesinde kısmen çift sarmallı bir DNA virüsü olup, aşı ile önlenebilir bir karaciğer hastalığıdır.
  • Hepatit B aşısı, bebeklerde aşı takvimi programının bir parçası olarak her yeni doğana yapılmaktadır. İlk doz doğumdan sonraki 24 saat içinde(en fazla 72 saat içinde), ikinci doz bebeğin 1-2. ayında, üçüncü doz ise 6 ila 18 ayda yapılmaktadır.
  • Risk grubunda değerlendirilen (diyabet hastaları, kronik karaciğer hastaları, böbrek problemleri olanlar, madde bağımlıları, eşcinsel erkekler, vb.) herkes hepatit B aşısı vurulabilir. 
  • Hepatit B, virüsü taşıyan bir kişiden kan, meni veya diğer vücut sıvıları ile bulaşabilir. Ayrıca iğne, şırınga veya diğer enjeksiyon kullanımları, cinsel yolla veya doğumda anneden bebeğe geçebilir. 
  • Hepatit B virüsü ile kronik enfeksiyon siroz, karaciğer yetmezliği ve karaciğer kanserine yol açabilir. 
  • Hepatit B semptomları Hepatit A’ya benzer. Bulaşmanın önlenmesi için aşı uygulaması önemlidir.
  • 18 yaş ve üzerinde olanlar hem hepatit B hem de hepatit A hastalığına karşı korunmak için karma aşı olabilirler. Hepatit C aşısı ise henüz bulunmazken, aşı üzerinde çalışmalara devam edilmektedir.

HPV Aşısı

  • HPV aşısı, papilloma virüsünün neden olduğu rahim ağzı kanseri, penis kanseri, boğaz kanseri ve hem erkek hem de kadınlarda anal kanserler ve genital siğiller gibi hastalıkları önlemeyi sağlar.
  • HPV, cinsel yolla veya genital temas ile bulaşmaktadır. 
  • Kadınlarda rahim ağzı kanseri aşısı olarak da bilinen HPV aşısı, 9 ila 45 yaş aralığındaki kişilere uygulanmaktadır. 15 yaşın altındakilere 6 ay arayla 2 doz, 15 yaşın üstündekilere ise 3 doz (ikinci doz ilk dozdan 2 ay sonra ve üçüncü doz ilk dozdan 6 ay sonra) olacak şekilde uygulanır.
  • HPV genellikle enfeksiyonu 2 yıl içinde kendiliğinden geçer ancak bazen daha uzun sürebilir ve yaşamın ilerleyen dönemlerinde kansere neden olabilir.
  • Virüse maruz kalmadan önce korunmayı sağlamak için HPV aşısı tavsiye edilmektedir. Aşı, kanseri %78, genital siğili %90 oranında önleyebilir.

Küba Aşısı

  • Küba aşısı, akciğer kanseri tedavisinde kullanılmaktadır. 
  • Aşı hastalığı önlemek için değil, kansere yakalanan kişilerde kanser hücrelerinin büyümesini engelleme amacıyla geliştirilmiştir. 
  • Küba kanser aşısı, III. evre veya IV. evre akciğer kanseri hastalarına uygulanmaktadır. 
  • Küba aşısı, 60 yaşın altındaki hastalarda yaşam süresini bir yıla kadar uzatabildiğine dair sonuçlar vermiştir. Mevcut tümörlerin büyümesini ve metastaz yapmasını engeller. 
  • Aşı direkt olarak tümöre saldırmaz. Tümörün ürettiği epidermal büyüme faktörü proteini hedef alır.

Kuduz Aşısı

  • Kuduz, kuduz bir hayvanın ısırığıyla insanlara geçebilen bir virüsten kaynaklanır. Vahşi hayvanlardan, aşı yapılmamış kedi ve köpek gibi evcil hayvanlardan ve özellikle de yarasalardan geçme olasılığı yüksektir. 
  • Kuduz aşısı, kuduz olan bir hayvan tarafından ısırılan kişilerde hastalığın gelişimini önlemek amacıyla yaptırılır. 
  • Kuduz şüphesiyle aşılama 4 doz şeklinde uygulanır. İlk dozdan sonra sırayla 3 gün, 1 hafta ve 2 hafta sonra kuduz aşısı yapılır. 
  • Kuduz aşısı; veteriner hekim, hayvan bakıcısı, veterinerlik öğrencisi veya virüsün yaygın olduğu ülkelere seyahat edilmesi gibi durumlarda virüs bulaşmadan önce önlem amacıyla uygulanabilir. 
  • Kuduz, merkezi sinir sistemini enfekte eder. Enfeksiyon ilk günlerde belirti vermeyebilir. Hatta haftalar veya aylar sonra bile semptomlar görülebilir.
  • Kuduz semptomları arasında ilk olarak halsizlik, ateş ve baş ağrısı bulunur. Hastalık ilerledikçe kişide deliryum (bilinçte bulanıklık, anlamsız öfkelenme, etraftaki eşyaların yer ve şekil değiştiğini görme gibi şikayetler), anormal davranış, halüsinasyonlar, su korkusu (hidrofobi) ve uykusuzluk görülebilir.
  • Semptomlar başlamadan önce tıbbi yardım alarak (aşı ile) kuduz önlenebilir.

LYME Aşısı

  • LYME, endemik bölgelerde yaşayan insanları, enfekte bir kenenin ısırmasıyla görülen bir hastalıktır. Bu enfeksiyon erken dönemlerde teşhis edildiğinde genellikle antibiyotik tedavisine yanıt verir. 
  • Teşhisi gecikmiş LYME virüsü, kronik nörolojik, kardiyak veya romatolojik belirtilerle daha ciddi komplikasyonlara neden olabilir.
  • LYME erken belirtileri ciltte döküntüdür. Kızarıklık oluşmadığında ise kişide ateş, titreme, baş ağrısı, yorgunluk, eklem ağrıları ve şişmiş lenf düğümleri belirti gösterir. 
  • Hastalığın ileri safhalarında şiddetli baş ağrıları, boyun sertliği, yüz felci, şiddetli eklem ağrısı ve şişliği ile seyreden artrit, kalp çarpıntısı, düzensiz kalp atışı, baş dönmesi, nefes darlığı, beyin ve omurilik iltihabi, ellerde veya ayaklarda ağrı, uyuşma veya karıncalanma oluşabilir.
  • LYME aşısı, üretime ve kullanıma başlandıktan sonra 3 yıl içerisinde (2002 yılında), aşının yan etkilerinden duyulan korku ile düşen satışlar nedeniyle piyasadan kaldırılmıştır. 

Meningokok Aşısı

  • Meningokok aşısı, bakteriyel menenjite ve kan dolaşım enfeksiyonuna yol açabilen meningokok hastalığına karşı koruma sağlar.
  • Meningokok virüsleri ayrıca orta kulak iltihabi, zatürre, artrit, vb. enfeksiyonlara neden olabilir. 
  • Meningokal menenjit semptomları (Tip B menenjit) arasında ateş, baş ağrısı, boyun tutulması, bulantı, kusma ve ışığa duyarlılık yer alır. 
  • Kan dolaşımı enfeksiyonlarının semptomları ise ani ateş ile başlar ve döküntüler oluşur. Titreme, yorgun hissetme, eller ve ayaklarda soğukluk, kaslarda, eklemlerde, göğüste ve midede şiddetli ağrı görülebilir.
  • Meningokok hastalığı işitme kaybı, sinir sistemi sorunları, zihinsel engel, nöbetler ve felç yoluyla uzuv kaybına neden olabilir. 
  • Meningokok aşıları, virüse yakalanma riski yüksek olan kişiler için özellikle önerilmektedir. 
  • Riskli kişiler arasında ortak yaşam alanlarını paylaşan öğrenciler veya askerler, AIDS hastaları, dalağı alınan veya doğuştan dalağı olmayanlar ve salgınla karşı karşıya kalanlar bulunmaktadır. 
  • Tip B menenjit aşısının ise çocuklarda 2 aydan itibaren uygulanması önerilmektedir.

Migren Aşısı

  • Migren aşısı, beyin çevresindeki kan damarlarını daraltan ve baş ağrısını azaltan bir ilaçtır.
  • Baş ağrısının yanı sıra mide bulantısı, ışığa ve sese duyarlılık ve diğer migren semptomlarını azaltmayı sağlar.
  • Migren aşısı, migren semptomlarıyla birlikte baş ve göz çevresinde şiddetli olan, küme baş ağrısı olarak bilinen rahatsızlığın tedavisinde de kullanılır.
  • Aşı, migren ataklarını engellemez. Migren ve küme baş ağrısına neden olan maddelerin vücuda salınmasını engellemeye çalışır. 
  • Migren belirtileri gösterir göstermez iğne kullanılır ve semptomların düzelmesi beklenir. Ağrıda azalma olmazsa yeni doz ancak 1 saat sonra alınabilir.

Sarı Humma Aşısı

  • Sarı humma aşısı, Afrika, Orta ve Güney Amerika’da yaşayan veya bu bölgelere seyahat edenlere yapılmaktadır. 
  • Sarı humma virüsü, enfekte bir sivrisineğin (Aedes veya Haemagogus türü) ısırmasıyla yayılır. Doğrudan insansan insana bulaşmaz. 
  • Sarı hummanın bir tedavisi olmamakla birlikte semptomlar birkaç günde azalmakta veya hasta iyileşmektedir. 
  • Virüslü hastaların yaklaşık %15’i karın ağrısı, kusma, ağız, burun, göz veya midede kanama ve böbrek fonksiyonunda bozulma gibi semptomlara gösterebilir. Bu şikayetleri olan kişilerde ölüm riski yüksektir. 
  • Aşı, 9 aydan büyük bebeklerde ve 59 yaşın altında olan yetişkinlerde tek toz şeklinde verilmektedir. 
  • Aşılama ömür boyu koruma sağlar ancak belirtilen ülkelerde yaşayan veya bu ülkelere sık seyahat eden kişilerin her 10 yılda bir aşılanması önerilir.

Sıtma Aşısı

  • Sıtma, yaşamı tehdit eden bir hastalıktır. Tipik olarak enfekte bir anopheles sivrisineğin ısırığı yoluyla bulaşır. Enfekte sivrisinekler plasmodium paraziti taşır ve ısırma yoluyla kişinin kan dolaşımına salınım gerçekleşir.
  • Parazitler vücuda girdiğinde zamanla karaciğere ve olgunlaştıkça kan dolaşımına girerek kırmızı kan hücrelerini enfekte etmeye başlarlar. 
  • Sıtma parazitleri yüksek ateş, şiddetli titreme, çok terleme, baş ağrısı, mide bulantısı, kusma, karın ağrısı, ishal, anemi ve kas ağrısı şeklinde belirti gösterir.
  • Sıtma beynin kan damarlarının şişmesi, akciğerde solunum problemleri, akciğer ödemine neden olan sıvı birikimi, böbrek, karaciğer veya dalakta organ yetmezliği, anemi ve düşük kan şekeri gibi yaşamı tehdit eden komplikasyonlara neden olabilir.
  • Sıtma aşısı ile girişimler ve klinik denemeler devam etmektedir. Geliştirilen ilk sıtma aşısı, Afrika ülkesi olan Malavi’de uygulanmıştır ve pilot uygulama sürecinin 2023’te tamamlanması beklenmektedir.

Tetanoz Aşısı

  • Tetanoz aşısı; toprakta veya hayvanların bağırsaklarında ve dışkılarında bulunan clostridium tetani adı verilen bakterilerden korunmak amacıyla yapılmaktadır. 
  • Bu bakteriler sinir sistemi üzerinde yüksek tansiyon ve anormal kalp ritmine, bakterilerin neden olduğu kas spazmları ve kasılmalar ise kemiklerin kırılmasına yol açabilir. Bulaşıcı değildir.
  • DABT aşısı, DT, Tdap ve Td olmak üzere hem yalnızca tetanoza karşı tek bir aşılama hem de çoklu kombinasyon olmak üzere 4 farklı aşı türü vardır. 
  • DBT-IPA-Hib, bebeklere ve küçük çocuklara verilir. Difteri, boğmaca, tetanoz, çocuk felci (4’lü karma aşı) ve hemophilusinfluenzae’ye karşı korur.
  • DT, boğmaca aşısına alerjik reaksiyon gösteren bebekler ve çocuklara, difteri ve tetanoza karşı korunmaları için verilir.
  • Tdap, yetişkinler ve 7 ila 18 yaş arasındaki çocuklar için uygulanan bir tetanoz, difteri ve boğmacanın çoklu kombinasyonudur.
  • Td ise büyük çocuklar ve yetişkinler için tetanoz ve difteri aşısı kombinasyonudur. 
  • Tetanoza neden olan bakteriler vücuda kesikler ve sıyrıklar, ciltte yanıklar, hayvan ısırıkları, göz yaralanmaları, dövmeler ve enjeksiyonlar aracılığıyla girebilir.
  • Tetanoz semptomları; çene kaslarında sertlik (çene kilitlenmesi), nefes almayı ve yutmayı zorlaştıran ağrılı kas spazmları, yüksek ateş, terleme ve hızlı kalp atışıdır. Belirtiler yaklaşık 4 ila 21 gün içerisinde kendini göstermeye başlar. 
  • Tetanoz aşısı, koruyuculuğunu devam ettirebilmesi için her 10 yılda bir yeniden yapılmalıdır.
  • Enfeksiyon bölgesinde ağrı, kızarıklık veya şişme, ateş, baş veya vücut ağrıları, yorgunluk, iştah kaybı, mide bulantısı, kusma veya ishal, bebeklerde ve küçük çocuklarda huzursuzluk; tetanoz aşısı yan etkileri arasındadır.

Tifo Aşısı

  • Tifo, salnomenlla typhi’nin neden olduğu bakteriyel bir hastalıktır. 
  • Haftalarca veya aylarca sürebilen yüksek ateş gibi ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Tifo nedeniyle hastalanan ve tedavi görmeyen her 10 kişiden 3’ü ölümle karşılaşabilir.
  • Kontamine yiyecek veya içecek tükettiğinde, bakteriler çoğalarak kan dolaşımına yayılabilir ve tifoya neden olabilir. 
  • Tifo enfeksiyon belirtileri arasında sürekli yüksek ateş, halsizlik, mide ağrısı, baş ağrısı, ishal veya kabızlık, öksürük, iştahsızlık ve vücutta gül rengi döküntü yer alır. 
  • Tifo aşısı, tifo virüsü ile temas etme riski yüksek olan kişiler için önerilir. Virüsün yaygın olduğu ülkeye seyahat edenler, tifo üzerine çalışmalar yapan laboratuvarlarda çalışan ve tifo olan biriyle temas halinde olan kişiler risk grubunda yer alır. 
  • Tifo ateşi, bağırsak kanamasına ve delinmesine neden olabilir. Nadir komplikasyon arasında ise kalp kası iltihabı, kalp ve kapakçıkların iltihaplanması, pankreas iltihabı, menenjit, böbrek veya mesane enfeksiyonları ve deliryumdur. 

Zatürre Aşısı

  • Zatürre aşısı, solunum yolu enfeksiyonuna neden olan streptococcus pneumoniae adı verilen bakteriye karşı vücuda direnç kazandırmak amacıyla yapılmaktadır. 
  • 2 yaş ve altındaki çocuklar ile 65 yaşın üzerindeki yetişkinler ve bağışıklık sistemi zayıf olan yetişkinler için önerilen bir aşıdır. Sigara içen kişilere de pnömoni aşısı tavsiye edilir. 
  • Aşı akciğer, kan ve omurilik dokularında oluşabilecek enfeksiyonlara karşı koruma sağlar.
  • Zatürre, yetişkinlerde nefes almayı zorlaştıran ve hayatı tehdit eden komplikasyonlara neden olabilen bulaşıcı bir akciğer enfeksiyonudur. 
  • Konjuge Pnömokok aşısı (KPA aşısı) olarak da bilinen zatürre aşısı, çocuklarda ise bakterinin neden olduğu kulak enfeksiyonlarını, menenjiti ve zatürreyi önlemeye yardımcı olur. 
  • Aşının PCV13 ve PPSV23 olmak üzere iki farklı türü vardır. İlki kişiyi 13 farklı pnömokok bakterisine karşı korur ve genellikle iki yaşın altındaki çocuklara vurulur. İkincisi ise 23 farklı pnömokok bakterisine karşı korurken, 65 yaş üzerindeki yetişkinler içindir. 
  • Zatürre aşısı yan etkileri olarak kişide hafif ateş, enjeksiyon bölgesinde kızarıklık, sertlik veya şişme görüşebilir. Alerjik reaksiyon dışında aşının ciddi bir yan etkisi bulunmamaktadır.

Zona Aşısı

  • Zona, su çiçeğine neden olan aynı virüsten kaynaklanır. Zona aşısı, zona hastalığına karşı güçlü koruma sağlar.
  • Zona hastalığı genellikle kabarcıklarla seyreden ağrılı bir deri döküntüsüdür. Vücudun tek bir tarafında, çoğunlukla baş, boyun veya vücutta bir cilt bandı boyunca görülür ve ağrı, yanma veya kaşıntı ile seyreder.
  • Zona hastalığının en yaygın komplikasyonu, aylarca hatta yıllarca sürebilen ağrıdır.
  • Zona bulaşıcı bir hastalık değildir ancak aşı ile korunmamış olan kişilerde suçiçeği oluşmasına neden olabilir.
  • Virüs, 50 yaş üstü yetişkinlerde %96 risk taşır. Bu nedenle zona aşısı 50 ila 69 yaş aralığındaki yetişkinlere önerilmektedir. 
  • Zona aşısı, 2 doz şeklinde uygulanır. İlk dozdan sonra ikincisi 2 ila 6 ay içerisinde yapılır.
  • Hamile veya emziren kadınlarda zona aşısı önerilmemektedir.

Bebeklerde Aşı

  • Sağlık Bakanlığı aşı takvimine göre bebeğin ilk aşısı 1. ayda yapılan hepatit B’dir. 
  • Verem (BCG), DaBT-İPA-Hib (5’li karma aşı) ve KPA (zatürre ve menenjit ve bakteriyemi gibi hastalıklara karşı koruyan konjuge pnömokok aşısı) ise bebeğe 2. ayında yapılan aşılardır.

Bebek Aşı Takvimi

  • 4 Ay Aşısı-5 Ay Aşısı: Bebeğe 2. ayda yapılan beşli karma aşının ve KPA’nın 2. dozları bu periyotta verilir. 
  • 6 Ay Aşısı: Çocuk felci aşısı verilir. Hepatit B’nin 2. dozu, 5’li karma aşı ve KPA’nın ise 3. dozu uygulanır.
  • 1 Yaş Aşısı: Suçiçeği, KKK (kızamık, kabakulak ve kızamıkçık aşıları) uygulanır. 12 ay aşısında bebeğe KPA’nın son dozu verilir.
  • 18 Ay Aşısı: Bu dönemde bebeğe hepatit A (sarılık), OPA (oral çocuk felci aşısı) ve DaBT-İPA-Hib (beşli karma aşı) uygulanır.
  • 2 Yaş Aşısı: Hepatit A aşısının ikinci dozu verilir.

Çocuk Felci Aşısı

  • Çocuk felci aşısı (polio aşısı), poliovirüsün neden olduğu, omuriliği enfekte etmesiyle felce yol açarak sakat bırakabilen ve yaşamı tehdit eden bir hastalığa karşı koruma sağlar.
  • Oral çocuk felci aşısı (OPA aşısı) bebeklerde 6. ayda ve 18. ayda 2’şer doz şeklinde uygulanmaktadır.
  • İnaktif çocuk felci aşısı ise 2-4-6 ve 18 aylık bebeklere verilmektedir. 48. ayda ise dörtlü karma aşı (Dabt-İPA) olarak 5. defa olmak üzere pekiştirme dozu aşılanır. 
  • Çocuk felci, insanlar arası temas yoluyla yani burun ve ağız salgılarıyla kontamine dışkı ile temas yoluyla yayılan bulaşıcı bir hastalıktır. Poliovirüs vücuda ağız yoluyla girer, sindirim sistemi yolu boyunca çoğalır ve dışkı ile ancak haftalar içinde vücuttan atılır. 
  • Çocuk felcinin tedavisi yoktur, bu nedenle aşı ile önleme hastalıkla savaşmanın en etkili yoludur.
  • Çocuk felci semptomları her zaman kendini göstermez ancak yaygın komplikasyonlar arasında boğaz ağrısı, ateş, yorgunluk, mide bulantısı, baş ağrısı veya mide ağrısı bulunmaktadır.
  • Virüs, küçük yaştaki çocuklarda beyni ve omuriliği etkileyen ciddi semptomlar geliştirebilir. Tedavisi yoktur ve kalıcı sakatlığa hatta ölüme yol açabilir. 

Kızamık Aşısı

  • Kızamık aşısı, hava yoluyla yayılan ve bulaşıcı bir hastalık olan kızamığa karşı koruma sağlar. Hastalığa paramiksovirüs ailesinden bir virüs neden olmaktadır.
  • Kızamık aşısı; kızamık, kabakulak ve kızamıkçık aşısı (KKK aşısı) olmak üzere kombine olarak verilmektedir.
  • Kızamık, kabakulak ve kızamıkçık aşısı (MMR aşısı), bebeklerde 12. ayda ve 48. ayda 1’er doz olacak şekilde yapılmaktadır. Kızamık aşısını çocukken yaptırmamış ve kızamığa yakalanmamış yetişkinlere ise 1 doz şeklinde aşılanma önerilir.
  • Kızamık semptomları ateş ve öksürüğün yanı sıra kızamık döküntülerdir. Genellikle ateş, döküntülerden önce ortaya çıkar. 
  • Kızamık şiddetli ishalden menenjite ve işitme kaybına kadar değişen komplikasyonlara yol açabilir. Yetişkin hastalarda komplikasyonlar daha ciddi sonuçlara neden olabilir. Aşı, kızamığa karşı en iyi ve tek korunma yöntemidir.

Rotavirüs Aşısı

  • Rotavirüs aşısı, bebeklerde ve küçük çocuklarda rotavirüsün neden olduğu ishal ve kusmaya karşı koruyucudur. 
  • Rotavirüs, reovirüs ailesinin çift sarmallı bir RNA virüsüdür.
  • Rotavirüs, şiddetli ishal nedeniyle dehidrasyona neden olabilir. Bebeklerde kusma ve ateş olarak görülmesi yaygındır. 
  • Bebeklerde 2 aylıkken yapılan rotavirüs aşısı, 2 doz halinde uygulanır ve ikinci doz 4. ayda yani ilk dozdan 2 ay sonra uygulanır. 
  • Rota aşısı, ağızdan birkaç damla sıvı şeklinde verilir. 
  • Rotavirüs enfeksiyonunun ilk belirtileri genellikle ateş ve kusmadır. Ardından mide ağrısı ve ishal gelişir. İshal 4 ila 8 gün sürebilir. Virüs tedavi edilmezse ölümle sonuçlanabilir.

Su Çiçeği Aşısı

  • Su çiçeği aşısı, varisella zoster virüsünün neden olduğu hastalığa karşı korumak amacıyla yapılmaktadır. 
  • Çocuklarda su çiçeği aşısının ilk dozu 12-15 aylıkken yapılır. İkinci doz ise 4 ila 6 yıl sonradır ancak ilk dozdan 3 ay sonra da uygulanılabilir. 
  • Su çiçeği aşısı olmayan 13 yaş üstü kişiler ise 1’er ay arayla 2 doz aşılama olabilirler. Bağışıklık sistemi düşük olan hastalar ise aşı olmadan önce hekime bilgi vermelidir.
  • Su çiçeği virüsü, kaşıntı ve kabarcık benzeri bir kızarıklığa neden olur. Döküntü önce kafada, göğüste, sırtta ve yüzde ortaya çıkar, sonra tüm vücuda yayılır. 
  • Su çiçeği virüsüne yakalananlar hastalığı hafif atlatır ve hastalık seyri 10-14 gün içinde tamamlanır. Vakaların yalnızca küçük bir yüzdesinde ciddi komplikasyonlar gelişir ancak hayati tehlike oluşturabilir.
  • Yaşamı tehdit eden komplikasyon riski en çok bebeklerde, büyük yetişkinlerde, hamilelerde ve bağışıklık sistemi zayıflamış kişilerde görülebilir ancak herkesin ciddi komplikasyon geçirme olasılığı vardır.
  • Hastalık son derece bulaşıcıdır ve çiçek aşısı olmayanlara doğrudan temas yoluyla veya hapşırma, öksürme yoluyla havadan yayılabilir. Su çiçeği kabarcıklarından gelen sıvıyla temas da bulaşıcılığa neden olabilir. 
  • Su çiçeği virüsü alanlarda ateş, yorgunluk, iştahsızlık ve baş ağrısı hissedilir. 

Tüberküloz Aşısı

  • Tüberküloz aşısı (BCG aşısı), genellikle 1 yaşından küçük çocuklara yapılmaktadır. Aşı genellikle yetişkinlerde kullanılmaz.
  • Tüberküloza, mycobacterium tuberculosisolarak anılan bir bakteri neden olur. 
  • Tüberküloz tedavi edilebilen bir hastalıktır ve tedavi genellikle birkaç ay sürer. İlaca dirençli tüberkülozun tedavisi ise son derece zor olduğundan, durumun önlenmesi önemlidir.
  • Tedavi edilmeyen aktif tüberküloz hastalığı ölümcül olabilir ve çok küçük çocuklar için ölüm riski daha yüksektir. 
  • Veremden kaynaklanan, verem menenjiti (beyni çevreleyen zarın enfeksiyonu) gibi ciddi komplikasyonlara neden olabilir. Bu nedenle bebeklere 1 yaşını doldurmadan önce 0.05 cc dozajında verem aşısı yapılır. 
  • Aşı, çocuklarda verem menenjiti gibi şiddetli formlara karşı %70 ila %80 oranında koruma sağlar.
  • Verem aşısı, sol omza enjeksiyon şeklinde, tek doz olarak yapılır ve genellikle küçük bir iz bırakır.
  • Tüberküloz, akciğeri ve bazen kemikleri, eklemleri ve böbrekleri etkileyen ciddi bir enfeksiyondur. 
  • Aktif tüberküloz enfeksiyonunun semptomları arasında birkaç hafta süren öksürük, balgamlı veya kanlı öksürük, ateş, gece terlemesi ve göğüste ağrı bulunur.
  • Tüberküloz bakterileri, hasta öksürdüğünde, hapşırdığında ve hatta konuştuğunda bile solunum damlacıkları yoluyla bulaşabilir. 
  • Gizli tüberküloz enfeksiyonu olan kişilerin bulaşıcılığı bulunmaz.

Hamilelikte Aşı

  • Hamilelikte aşı, salgın durumlarında grip ve pnömokok (zatürre) gibi hastalıklara karşı korunmak amacıyla yapılabilir.
  • Hekimin gerek gördüğü anne adaylarına hepatit B aşısı uygulanmaktadır.
  • Kuduz şüphesi olan gebelere kuduz aşısı yapılabilir.
  • Gebenin 10 yıldan daha önce tetanoz aşısı olması halinde, hamilelikte tetanoz aşısı olması önerilir.
  • Boğmaca, sarı humma, çocuk felci aşısı (polio) veya kolera gibi aşılar ise ancak hekim gerekli görürse uygulanabilmektedir.
  • Verem (BCG), su çiçeği, kızamık, kabakulak, kızamıkçık (KKK) ise hamilelikte yapılmaması gereken aşılardır.
Makaleyi faydalı buldun mu?
1
0
Makeleyi Paylaşın

Aşı ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular

Aşı reddi nedir?

Aşı karşıtlığı veya reddi, kişinin kendisini veya çocuklarını aşılama kararı konuşundaki endişelerini yansıtır. Aşı karşıtlığının gelişmesinde kişinin aşı ile önlenebilir hastalıklara aşina olmaması, halk sağlığı kurumlarına güven eksikliği, tesadüfi olarak hastalığın aşısız geçme ilişkisi gibi faktörler etkili olabilmektedir. Aşı reddi, aşıyla önlenebilir hastalıkların etkili kontrolünü olumsuz etkileyebilen ve bu nedenle ele alınması gereken son derece önemli bir konudur. Özellikle bazı virüs ve bakterilere karşı zamanında aşılanmanın süresiz olarak sürdürülmesi hem kişi hem de halk sağlığı için gereklilik arz eder.

Dr. Hande Erölmez

Aşıdan sonra banyo yapılır mı?

Aşılama sonrası banyo yapılması kişide herhangi bir probleme yol açmaz. Tetanoz aşısı ve verem aşısı ise farklı prosedürler içerir. Tetanoz aşısından sonra kişi kolda ağrı hissedebilir. Bu nedende aşı vurulduktan sonraki 6 saat içinde banyo yapılmaması önerilir. Verem aşısında ise durum daha farklıdır. Verem aşısından sonra banyo 48-72 saat beklendikten sonra yapılmalıdır.

Dr. Hande Erölmez

Aşının zararları var mıdır?

Hayır, aşının zararları bulunmamaktadır ancak çoğu aşının yan etkisi olabilmektedir. Aşılanma sonrası görülen hafif ve orta dereceli yan etkiler arasında aşıdan sonra kol şişmesi, aşı yerinde sertlik, kızarıklık, ateş, aşının uygulandığı tüm kolun şişmesi, baş ağrısı ve vücut ağrısı sayılabilir. Ayrıca bazı aşılardan sonra mide bulantısı, kusma veya ishal gibi semptomlar görülebilir. Bu komplikasyonlar genellikle birkaç gün içinde geçer.

Dr. Hande Erölmez

Aşı tipleri nelerdir?

Aşı tipleri bakteriyel ve viral olmak üzere mikrop tipine göre 2 gruba ayrılır. Her iki grupta yer alan türler ise canlı aşılar, ölü aşılar, subünit aşılar ve toksoid aşılar olmak üzere 4 ana grupta incelenirler. Canlı aşılara su çiçeği, verem, kabakulak aşıları örnek verilebilir. Ölü aşılar arasında ise boğmaca bulunur. Hepapit B ve grip aşıları ise subünit aşılar içerisinde yer alırlar. Subünit, mikroorganizmaların öldürülmesi ve parçalanması ile hazırlanır. Toksoid aşılarda ise mikroorganizmadan değil mikroorganizmanın ürettiği zehirli kimyasalların işlenmesi ile hastalık etkilerinin ortadan kaldırılmasıyla hazırlanırlar. Bunlara örnek olarak difteri ve tetanoz aşıları verilebilir.

Dr. Hande Erölmez

Aşı kartı nereden alınır?

Aşı kartı, yeni doğan bebeklere hekim tarafından karne olarak sunulmaktadır. Bebeğe yapılan aşıları hekim veya hemşire karta ekler. Aşı kartı kaybolursa aileler sağlık ocağına giderek aile hekiminden veya hastanelerden yenisini talep edebilirler. Yeni işe başlayan kişilerden ise tetanoz aşı kartı talep edilebilmektedir. Bu durumda kişi hastanelere giderek muayene olabilir ve gerekirse aşılama yapıldıktan sonra hekim veya hemşire tarafından doldurulan aşı kartını alabilir. E-nabız kişisel sağlık sistemine eklenmiş aşı bilgileri de yine bu sistem üzerinden sorgulanabilmektedir.

Dr. Hande Erölmez