Akciğer Ağrısı

Göğüs bölgesinde başlayan ve genelde batıcı tarzda olan akciğer ağrısında tedavi planlaması yapılması için öncelikle altta yatan neden tespit edilmelidir. 

Akciğerler, yaşam için gerekli olan soluk alıp vermeyi, dolayısı ile vücudun oksijenlenmesini sağlayan hayati organlardır. Akciğerlerde çok sigara içmeden, astım hatta akciğer kanserine kadar çeşitli hastalıklar sebebi ile ortaya çıkan akciğer ağrısı hastalar için korkutucu olabilir. 

Akciğer ağrısı göğüs bölgesinde başlar genelde batıcı tarzdadır. 

Akciğer Ağrısı Belirtileri  

Hastaların göğüs bölgesinde meydana gelen ağrının akciğer ağrısı olup olmadığını ayırt etmesi için göğüs bölgesinde meydana gelen ağrılara eşlik eden belirtiler önemlidir.

Akciğer ağrısı belirtileri:

  • Öksürük 
  • Nefes darlığı
  • Nefes alırken hissedilen batma hissi
  • Yüksek ateş 
  • Balgam çıkarma; sarı – yeşil ya da kanlı balgam
  • Nefes darlığı
  • Derin nefes alırken artan göğüs ağrısı 
  • Öksürürken artan göğüs ağrısı  
  • Sık sık nefes alıp verme gibi belirtilerin eşlik ettiği göğüs ağrıları genelde akciğer ağrısı olarak değerlendirilmelidir. 

Akciğer Ağrısı Nedenleri

Akciğer ağrısı birçok nedene bağlı olarak ortaya çıkabilir. 

Akciğer ağrısına yol açan nedenler aşağıdaki şekildedir:

  • Hiperventilasyon (hızlı ve derin solunum): Yaygın olarak stres, kaygı ve panik durumlarında ortaya çıkan hızlı hızlı ve çok derin solunum ayrıca aşırı kafein tüketimi, hamilelik, enfeksiyonlar ve kalp sorunlarına bağlı da ortaya çıkabilir. Akciğerlere hızlı girip çıkan havaya bağlı olarak akciğerlerde ağrı şikayeti ortaya çıkar.
  • Çok sigara içme: Sigaranın içerdiği kimyasal maddeler akciğerlerde ve solunum yollarında tıkanmalara yol açar. Hava keseciklerinin tıkanması sonucu tıkayıcı bronşit adı verilen hastalık, hava keseciklerinin tahrişi ve harabiyeti sonucu ise amfizem adı verilen hastalık gelişir. Bunlar sonucunda hastalarda akciğer ağrısı gelişir. Sigarayı bıraktıktan sonra akciğer ağrısı zaman içerisinde azalabilir.
  • Astım: Solunum yollarını tıkayan ve nefes almayı zorlaştıran kronik bir hastalık olan astımda duman, alerjenler gibi etkenler sonucu hava yolları daha çok daralarak öksürük, nefes darlığı ve akciğer ağrısına sebep olabilir.
  • Akciğer apsesi: Bakteriler ve virüslerin akciğerlerde iltihap oluşturması sonucu akciğerlerde apse adı verilen akciğer dokusunda meydana gelen hasar ve hücre ölümü sonucu akciğerde kavite adı verilen boş alanın içinin iltihapla dolduğu kesecikler oluşur. Bu hastalarda apsenin geliştiği akciğere göre sağ akciğer ağrısı ya da sol akciğer ağrısı şeklinde görülebilir. Ayrıca akciğer iltihabı dışında; akciğere sıvı ya da gıda kaçması ve akciğere pıhtı atması sonucunda da akciğer apsesi ortaya çıkabilir. 
  • Akciğer enfeksiyonu: Özellikle kış aylarında üşütmeye bağlı akciğer ağrısı şikayeti yaygın bir durumdur. Genelde soğuk algınlığı sonrası bakteri ya da virüslerin akciğerlere inmesi ile hastalarda akciğerlerde ağrı şikayeti ortaya çıkar. 
  • Plörezi (akciğer zarının iltihaplanması): Her iki akciğeri de çevreleyen plevra adı verilen zarın iltihaplanması sonucu özellikle nefes alıp verme esnasında akciğer ağrısı şikayeti ortaya çıkabilir. Akciğer zarının iltihaplanmasında öksürük akciğer ağrısının artmasına neden olur. Plevral efüzyon adı da verilen bu durumda çeşitli nedenlere bağlı olarak akciğer zatları arasındaki sıvının üretimindeki artış ya da emiliminde azalma sonucu sırta vuran akciğer ağrısı ortaya çıkabilir.
  • Pnömotoraks: Akciğerlerde herhangi bir hasar sonucu akciğerin sadece bir kısmının ya da tamamının balon gibi büzülüp ufalması durumu olan pnömotoraks, primer spontan pnömotoraksta herhangi bir sebep olmaksızın ortaya çıkabileceği gibi, herhangi bir kaza ya da travma sonucu kırılan kaburganın akciğeri delmesi ya da delici ve kesici alet ile yaralanma sonucunda ortaya çıkan sekonder (ikincil) pnömotoraks gelişimi de görülebilir. 
  • Pnömoni (zatürre): Akciğerlerin içinde bulunan bronş ve bronşiol adı verilen hava keseciklerinin iltihaplanması sonucu hava keseciklerinin sıvı ile dolması durumu olan pnömoni, grip benzeri üst solunum yollarındaki iltihaplanmayı takiben ortaya çıkar.
  • Akciğer kanseri: Akciğer dokusundaki hücrelerin anormal olarak çoğalması sonucu akciğerde meydana gelen kitleler zamanla tüm vücuda yayılabilir. Akciğer kanserinde kitlenin etkisi ile, kanser hücrelerinin sinir hücrelerini tahriş ermesi sonucu ya da omurga kemiklerine sıçrayan kanser hücreleri sonucu sırtta akciğer ağrısı ortaya çıkabilir.

Akciğer Ağrısı Teşhisi

Akciğer ağrısı şikayeti ile başvuran hastalarda akciğerde ağrıya neden olan sebebin tespiti oldukça önemlidir. Bu sebeple hastalardan detaylı bir hasta öyküsü alınır; hastanın şikâyetlerinin neler olduğu, şikayetlerin hangi şartlar altında artıp azaldığı, hastanın sigara içip içmediği ve içiyorsa günde ne kadar kullandığı kaç senedir kullandığı detaylı olarak sorgulanır. 

Sonraki aşamada fizik muayene yapılarak hastanın nefes alıp verişi, akciğerlerden gelen sesler dinlenir. Solunum fonksiyon testi (SFT) yapılarak hastanın akciğer ve soluk alıp verme kapasitesi ölçülür. Ek olarak bulunan belirtiler varsa bunların tespiti sağlanır.

Hastanın hasta öyküsü ve fizik muayenesine göre Şüphe edilen hastalığa yönelik tanısal testler ve görüntüleme yöntemleri kullanılır. Hastadan kan alınarak kan testleri yapılır ve bir enfeksiyon varlığı, astım ya da akciğer kanseri ile ilgili belirteçler araştırılır. Sonraki aşamada ise radyolojik görüntüleme yöntemleri kullanılarak akciğerlerin görüntülenmesi sağlanır. 

  • Toraks röntgen grafi (göğüs röntgeni): Plörezi adı verilen akciğer zarı iltihabı, akciğerlerdeki havanın çeşitli sebeplerle göğüs boşluğuna geçerek akciğerlerin sönmesi sonucu ortaya çıkan pnömotoraks, akciğerdeki hava keselerinin iltihap nedeni ile sıvı ile dolduğu ve nefes almanın zorlaştığı zatürre, akciğer apsesi ya da akciğer kanserinden şüphe edildiği durumlarda toraks röntgen grafi çekilerek akciğerlerin durumu genel olarak değerlendirilir. 
  • Toraks bilgisayarlı tomografi (Toraks BT): Akciğerlerin 3 boyutlu görüntülenmesini sağlayan bir yöntem olan toraks bilgisayarlı tomografi akciğer apsesi, zatürre, akciğer zarı iltihabı ya da akciğer kanseri tanısı için faydalıdır.
  • BronkoskopiUcunda kamera bulunan bronkoskopun burundan gönderilmesi ile akciğer içindeki bronş adı verilen hava keseciklerinin görüntülenmesini sağlayan yöntem ile akciğer içindeki ya da zarındaki enfeksiyonlar, akciğer keseciklerini tutan akciğer kanserinin görüntülenmesi sağlanabilir.
  • Mediastinoskopi: Mediasten adı verilen kalp ile akciğerler arasındaki boşluktaki bölgeye boyun kısmından girilerek doku örneği alınarak incelenmesi işlemidir. Bu yöntem ile genelde akciğer kanserinde lenf düğümlerine yayılım olup olmadığı araştırılır.
  • Akciğer biyopsisiAkciğerde kitle tespit edildiği zaman bu kitleden alınan doku örneği sayesinde hastalığın iyi huylu mu kötü huylu mu olduğu tespit edilir. Sıklıkla ince iğne aspirasyon biyopsisi (İİAB) yöntemi tercih edilir.
  • Pozitron emisyon tomografisi (PET / CT): Akciğer kanserine bağlı ortaya çıktığı tespit edilen akciğer ağrısında kanserin yerinin ve nerelere yayılım yaptığının gösterilmesi için pozitron emisyon tomografisi adı verilen özel bir yöntem kullanılır.

Akciğer Ağrısı Tedavisi

Akciğer ağrısında tedavi planlaması yapılması için öncelikle altta yatan neden tespit edilmeli ve daha sonra bu nedene yönelik uygun bir tedavi planlanmalıdır. Ancak altındaki neden her ne olursa olsun hastalığın daha hızlı iyileşmesi ya da ilerlemesinin yavaşlatılması amacı ile bazı önlemler alınabilir. Sigara kullanan bir hasta ise sigara kullanımının bırakılması ya da en azından azaltılması, günlük en az yarım saat açık ve temiz havada yürüyüş yapılması bunlar arasında sayılabilir. 

  • Hiperventilasyona bağlı akciğer ağrısının tedavisi: Hızlı soluk alıp verme genelde stres, panik atak ya da kaygı bozukluklarına bağlı olarak ortaya çıkar. Bu hastalara psikoterapi uygulanması ve gerekli görülürse psikiyatrik ilaçlar reçete edilmesi gerekebilir.
  • Astıma bağlı akciğer ağrısının tedavisi: Astımın kesin tedavisi olmayıp sadece hastaların daha rahat etmesini sağlamaya yönelik tedaviler uygulanabilir. Bu hastaların ev akarlarından, polenlerden, kirli havadan ve evcil hayvanlardan uzak durması astım ataklarının azalmasını sağlar. Bu hastalara astım atakları esnasında; kısa etkili beta agonist ilaçlar, antikolinerjik ilaçlar ve oral (ağızdan) ya da intravasküler (damar yolu ile verilen) kortikosteroidler kullanılır. Astımın kontrol altında tutulabilmesi amacı ile uzun dönem ilaçlar kullanılabilir. Bu ilaçlar arasında; inhalasyon ile (solunum yolu ile) kullanılan kortikosteroid ilaçlar, uzun etkili beta agonist ilaçlar, lökotrien modifiye edici ilaçlar ve metilksantinler sayılır.
  • Akciğer apsesine bağlı ortaya çıkan akciğer ağrısının tedavisi: Akciğer apseleri genelde bakterilerin neden olduğu akciğer iltihaplanması nedeni ile gelişir, bu sebeple bu hastalara antibiyotik ilaçlar reçete edilerek 4 – 6 haftalık bir tedavi süreci geçirilir.  Genellikle antibiyotik tedavisine cevap alınsa da bazı durumlarda akciğer apsesi kanser dokusuna dönüşüm gösterebilir.
  • Akciğer zarının iltihaplanmasına bağlı ortaya çıkan akciğer ağrısının tedavisi: Akciğer zarında iltihaplanmaya neden olan etkene göre farklı tedavi planlamaları yapılabilir. Bakteriler kaynaklı enfeksiyon sonucu ortaya çıkan akciğer zarı iltihabı tedavisinde antibiyotik ilaçlar ve şikayetleri azaltmak amacı ile non steroid anti inflamatuar ilaçlar adı verilen steroid olmayan iltihap önleyici ilaçlar tercih edilebilir. Bu tedavilere ek olarak akciğerin zarları arasında biriken sıvıyı boşaltmak amacı ile direkt olarak girişimsel tedavi yöntemleri de tercih edilebilir.
  • Pnömotoraksa bağlı ortaya çıkan akciğer ağrısının tedavisi: Pnömotoraks hastalarında tedavi planlaması hastanın durumu ve göğüs boşluğunda tespit edilen serbest havanın miktarına göre yapılır. Hafif pnömotoraks hastalarında sadece oksijen tedavisi ile hasta takibi yapılırken, daha fazla miktarda hava birikmiş hastalarda havanın çeşitli yöntemler ile boşaltılması gerekebilir. Göğüs boşluğundaki fazla hava boşaltıldıktan sonra plöridez ile akciğerlere özel ilaçlar enjekte edilerek akciğerin iki zarının tekrar birbirine yapışması sağlanır.
  • Zatürreye/Akciğer enfeksiyonuna bağlı ortaya çıkan akciğer ağrısının tedavisi: Zatürre ya da akciğerde enfeksiyon sebebi ile akciğer ağrısı şikayeti olan hastaların bol istirahat etmesi ve bol sıvı tüketmesi önemlidir.  Bu hastalara etkene yönelik antibiyotik ilaçlar ya da antiviral ilaçlar reçete edilir. Ayrıca ağrı şikayeti çok olan hastalara ağrı kesici olarak bilinen analjezik ilaçlar, yüksek ateş şikayeti çok olan hastalara ise ateş düşürücü ilaçlar verilebilir.
  • Akciğer kanserine bağlı ortaya çıkan akciğer ağrısının tedavisi: Akciğer kanserine bağlı akciğer ağrısı sinsi ilerleyebilir ve tespiti zor olabilir. Kanserin tespit edilmesi sonrası esas tedavi yöntemi kanserli bölgenin ya da kanserli akciğerin tamamen lobektomi ya da pnömonektomi ameliyatı ile çıkarılması işlemidir. Akciğer kanserinin yayılım yaptığı evrede yakalanması ya da tümör bölgesinin tamamen temizlenemediği durumlarda ışın tedavisi olarak da bilinen radyoterapi ve kemoterapi tedavi seçenekleri ile operasyon sonrası kalan kanser hücrelerinin öldürülmesi hedeflenir.

Akciğer Ağrısı İlaçları 

Akciğer ağrısının altında birçok neden olabileceği için hastalarda ilaç secimi altta yatan nedene yönelik yapılmalıdır.

Hızlı nefes alıp vermenin sık görüldüğü stres kontrolü zayıf olan, panik atak hastalarında genelde psikiyatrik ilaçlardan serotonin geri alım inhibitörleri reçete edilir. 

SSRİ olarak da bilinen serotonin geri alım inhibitörleri arasında:

  • Fluvoksamin
  • Fluoksetin
  • Paroksetin
  • Sertralin
  • Citalopram sayılabilir.

Astım tedavisinde birçok ilaç tedavi seçeneği mevcuttur. İlaç tedavisinde ilaç seçimi akut astım atakları esnasında ve uzun dönemde koruma amacı ile olmak üzere ayrılır.

Akut astım atakları esnasında hava yollarını çok kısa sürede genişleten kısa etkili beta agonist ilaçlardan:

  • Albuterol 
  • Levalbuterol
  • Pirbuterol 

Tercih edilebilirken; 

Hava yollarındaki kasların kasılmasını önleyen antikolinerjik ilaçlardan:

  • ipratropium bromür reçete edilebilir.

Astım krizlerinin çok şiddetli olması durumunda oral (ağızdan) ya da intravasküler (damar yolu ile) kortikosteroid uygulanması gerekebilir. Yaygın olarak tercih edilen kortikosteroid ilaçlar:

  • Prednizon
  • Hidrokortizon 
  • Metilprednizolon şeklinde sıralanabilir.

Uzun dönem kontrol ilaçları ise astım hastalarının hava yollarındaki iltihabı azaltmak ve hava yollarını genişletmek amacı ile günlük olarak alınan ilaçlardır. 

Bu ilaçlar arasında inhalasyon ile (solunum yolu ile) uygulanan kortikosteroid ilaçlardan:

  • Beklometazon
  • Budesonid 
  • Flunisolid
  • Flutikazon
  • Mometazon

Tercih tercih edilebilirken;

Yine aynı amaçla solunum yolu ile alınan uzun etkili beta agonist ilaçlardan:

  • Albuterol
  • Formoterol
  • Salmeterol reçete edilebilir.

Bu ilaçlara ek olarak hava yollarının daralmasına ve mukus salgısının artmasına neden olan maddelere engel olan lökotrien modifiye edici ilaçlardan:

  • Montelukast
  • Zafirlukast
  • Zileuton

Yeni kullanılmaya başlayan ilaçlardır.

Akciğer apsesi, akciğer zarının iltihaplanması ya da akciğerin iltihaplanması nedeni ile ortaya çıkan akciğer ağrısı tedavisinde etkeni ortadan kaldırmak amacı ile antibiyotik ilaçlar reçete edilir. 

Bu ilaçlar arasında:

  • Trimetoprim - sülfametoksazol
  • amoksisilin
  • levofloksasin 
  • sefalosporinler
  • siprofloksasin

Yaygın kullanılan antibiyotik ilaçlardır.

Ayrıca bu hastalarda yüksek ateş, ağrının şiddetli olması ve iltihabın çok olması şikayetleri yaygın görüldüğü için analjezik ilaçlar adı verilen ağrı kesici ilaçlar, non steroid anti inflamatuar ilaçlar adı verilen steroid olmayan iltihap önleyici ve ateş düşürücü ilaçlar da reçete edilir. 

Bu ilaçlar:

  • İbuprofen
  • tiyokolşikozid 
  • Metil salisilat
  • diklofenak sodyum
  • flurbiprofen 
  • Sülindak 
  • Diflinusal
  • fenilbutazon
  • Azopropazon
  • Naproksen sodyum 
  • Asetil salisilik asit
  • Sülfasalazin şeklinde sıralanabilir.

Akciğer kanserine bağlı akciğer ağrısı tespit edildiği zaman hastaların esas tedavi yöntemi tümörün cerrahi olarak çıkarılması olmakla birlikte tümörün tam çıkarılmadığı ya da vücuda yayılım yapan hastalarda kemoterapi ilaçları ile kanser hücrelerinin çoğalmasının durdurulması ya da bu hücrelerin tamamen öldürülmesi amaçlanır. 

Kemoterapi ilaçlarından bazıları:

  • Kolşisin 
  • Vinkristin 
  • Vinblastin 
  • Rituksimab şeklinde sıralanabilir.

Akciğer Ağrısı Tedavi Edilmezse 

Akciğerler soluk alıp vermeye dolayısı ile vücudun oksijen ihtiyacını karşılamaya yarayan görevleri ile hayati organlarımız arasındadır. 

Akciğer ağrısı genelde geçiştirilemeyecek bir durum olup akciğerin enfeksiyonundan, akciğer kanserine kadar çok geniş hastalık yelpazesinin habercisi olabilir. 

Hastaların bazılarında çok sigara içmeye bağlı ya da panik atak, stres gibi durumlar sebebi ile hızlı soluk alıp vermeye bağlı akciğer ağrısı da görüşebilmekle birlikte genelde tedavisi ertelenemeyecek bir durumdur. 

Akciğer ağrısı şikayeti olan hastaların tedavisiz kalması durumunda hastaların akciğerleri ve akciğerleri içindeki hava keseleri ciddi zararlara uğrayabilir. Bunun sonucunda hastalarda hayat kalitesinin oldukça düşmesine sebep olan oksijenlenme kapasitesinde azalma görülebilir. Dahası hastalarda uzun vadede hiç nefes alamama gibi durumlar ve akciğer kanserine bağlı ölümler de görülebilir.

Tüm bunlar göz önüne alınarak akciğer ağrısı şikayeti olan hastaların en kısa zamanda doktora başvurarak gerekli tanıyı alması ve uygun tedaviye başlaması oldukça önemlidir. 

Akciğer Ağrısı Ameliyatı 

Akciğer apsesinde tedavi esas olarak ilaç tedavisi ve fizyoterapi olmakla birlikte bu tedavilere cevap alınamayan hastalarda endobronşial drenaj, basit perkütan katater ile drenaj (PKD), video yardımlı torakoskopik cerrahi (VATS) ve torakotomi (göğüs kafesinin açılması) yoluyla cerrahi olarak apsenin çıkarılması işlemlerinden uygun olan seçilebilir. Açık cerrahide sadece apsenin bulunduğu akciğer bölgenin çıkarıldığı segmentektomi, daha geniş bir alanın çıkarıldığı lobektomi ya da apsenin meydana geldiği akciğerin tamamen çıkarıldığı pnömonektomi ameliyatlarından uygun seçenek uygulanır. Bu yöntemlerden lobektomi, segmentektomi ve pnömonektomi akciğer hastalarının da tedavi seçenekleri arasındadır.  

  • Katater ile perkütan drenaj (PKD): Kapalı boşaltım olarak da bilinen bu yöntem aslında cerrahi bir yöntem değildir.  Göğüs bölgesine röntgen, ultrason ya da bilgisayarlı tomografi gibi görüntüleme yöntemleri yardımı ile yerleştirilen iğne ya da hortum biriken sıvının boşaltılması işlemidir. İlgili bölge lokal (bölgesel) anestezi ile uyuşturularak seçilen görüntüleme yöntemi rehberliğinde sıvıya ulaşılabilecek en yüzeysel bölgeden bir iğne yardımı ile girilir. Daha sonra bir kateter yerleştirilerek sıvının bir torbaya dolması sağlanır. İşlem sonrası ilgili bölgeden kateter çıkartılır ve yara yeri kapatılır. 
  • Segmentektomi: Akciğer apsesi ya da akciğer tümörü varlığında çıkartılabilecek minimum dokunun çıkartıldığı ameliyat yöntemi olan segmentektomi esnasında genel anestezi altındaki hastanın göğüs kafesi açılarak apse ya da tümörün bulunduğu bölge çıkartılır. Hastanın yara yerleri dikilerek ameliyat tamamlanır.
  • Lobektomi: Genel anestezi altındaki hastanın göğüs kafesi açılarak tümörün ya da apsenin bulunduğu Akciğer lobunun tamamen çıkarılması ile uygulanan bir tedavi yöntemidir. Göğüs kafesi kesilerek açıldıktan sonra apse ya da tümör bölgesi tespit edilir. Sonrasında ilgili bölge tamamen çıkartılarak işlem tamamlanır. Ameliyat bölgesi dikilerek kapatılır.
  • Pnömonektomi: Pnömonektomi ameliyatı segmentektomi ve lobektomi ameliyatına göre daha kapsamlı bir ameliyat olup daha çok akciğer kanseri tanısı alan hastalarda uygulanır. Akciğere daha çok yayılım göstermiş olan ileri evrede yakalanan kanser hastalarının tedavisinde tercih edilen pnömonektomi akciğer apsesi varlığında çok nadir uygulanır. Segmentektomi ve lobektomi ameliyatlarında olduğu gibi genel anestezi altında uygulanan pnömonektomi ameliyatında hastanın apse ya da tümör ile ilişkili akciğere tamamen çıkartılır.

Akciğer zarının iltihaplanması durumu olan plörezi ve pnömotoraks hastalarında akciğerlerdeki biriken fazla sıvının boşaltılması amacı ile de bazı girişimsel yöntemler uygulanabilir.

  • Drenaj: Kaburgalar arasından ince bir boru yardımı ile girilip akciğerdeki sıvının boşaltıldığı drenaj bu yöntemler arasında en az girişim gerektiren yöntemdir.
  • Plödorez: Biriken fazla sıvı drenaj ile boşaltıldıktan sonra hastanın göğüs boşluğuna iğne yardımı ile enjekte edilen kendi kanı ya da özel ilaçlı bir sıvı yardımı ile akciğer zarlarının birbirine yapışması sağlanır ve böylelikle yeniden sıvı ya da fazla hava birikmesinin önüne geçilmiş olur.
  • Plörektomi/Dekortikasyon: Akciğer zarının göğüs duvarına yapışık olan ve akciğerdeki sıvının üretiminde görevli olan katmanının çıkartıldığı yönteme plörektomi ameliyatı adı verilir. 

Hamilelikte Akciğer Ağrısı 

Hamilelik dönemindeki ortaya çıkan hormonal ve fiziksel değişiklikler anne adaylarında çeşitli sorunlara neden olabilir. Bu dönemde artan oksijen ihtiyacı sebebi ile anne adayları normalden daha hızlı ve derin nefes alıp verme eğiliminde olduğu için akciğerlerinde ağrı şikâyeti ortaya çıkabilir. Ayrıca özellikle gebeliğin ilerleyen dönemlerinde bebeğin ve rahmin büyümesi sonucu organlarda sıkışma meydana gelir ve bunun sonucunda da akciğerlerde ağrı şikayeti ortaya çıkabilir. 

Hamilelik döneminde meydana gelen hormonal değişiklikler midede gastrit ve yemek borusunda reflüye sebep olabilir. Gastrit ve reflü de göğüs kafesinde ve akciğerlerde ağrı şikayetine neden olabilir. Bu durumda anne adayları ilaç tedavisinden önce basit önlemler ile şikayetleri azaltmaya çalışmalıdır. Az yemek, uykudan kısa süre önce yemek yememek, asit ve kafein içeren içecek ve yiyecekler tüketmemek bu basit önlemler arasındadır. Ancak tüm bu önlemlere rağmen şikâyetlerde düzelme görülmez ise doktor kontrolünde olmak şartı ile anti asit ilaçlar ve proton pompa inhibitörlerinin kullanılması şikayetlerin azalmasına yardımcı olacaktır.

Bebeklerde ve Çocuklarda Akciğer Ağrısı

Bebekler ve çocuklarda akciğer ağrısının tespiti daha zordur; çünkü bebekler şikayetlerini belli edemezken çocuklar ise tam olarak sorunum ne olduğunu kestirmekte güçlük çekecektir. Bu dönemlerdeki akciğer ağrıları genelde kalp kaynaklı ağrılar ile karıştırılır.    

Bu yaş döneminde ortaya çıkan sırtta akciğer ağrısı daha çok akciğerlerin iltihaplanması sonucu ortaya çıkan zatürre, astım ya da akciğer zarı iltihabına bağlı olarak ortaya çıkar. Bebekler ve çocukların vücut savunma sistemleri henüz tam gelişmemiş olup bu yaş grubu enfeksiyonlara daha açık haldedirler ve dahası bu yaş gruplarında görülen hastalıklar daha ağır seyretme eğilimindedir. Göğüs bölgesinde ağrı şikayeti olan bebek ve çocuklarda ağrının akciğer kaynaklı olduğunun tespit edilmesi durumunda hastalığa yönelik tedavi planlaması yapılmalıdır.

Akciğer Ağrısı için Hangi Doktora Gidilir?

Akciğer ağrısının akciğerden kaynaklandığını hastalar her zaman fark edemeyebilir. Göğüste ve sırta vuran ağrı, öksürük, balgam çıkarmanın eşlik ettiği henüz erken evrelerde olan akciğer hastalıkları varlığında iç hastalıkları (dahiliye) bölümünde iç hastalıkları uzmanına başvuru yapılabilir.

Sarı – yeşil ya da kanlı balgam çıkarma, öksürürken artan göğüs ağrısı gibi akciğerden kaynaklı olduğu belli olan ağrıların görüldüğü hastalar direkt olarak göğüs hastalıkları bölümünde göğüs hastalıkları uzmanına muayene olabilirler.  

Makaleyi faydalı buldun mu?
1
1
Makeleyi Paylaşın

Akciğer Ağrısı ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular

Akciğer ağrısı nerede hissedilir?

Akciğerler nefes alıp vermenin ve oksijenlenmenin sağlandığı hayatı organlar arasında sayılabilen yapılardır. Akciğer ağrısı çok sigara içiminden, akciğer kanserine kadar birçok hastalığın habercisi olabilir. Akciğer Ağrısı göğüs kafesi bölgesine hissedilir. Erken zamanda dikkate alınıp tedavi edilmemesi sonucu ilerleyen akciğer hastalıklarında akciğer ağrısı sırta vurabilir.

Dr. Gizem Şimşek

Akciğer ağrısı sırta vurur mu?

Akciğer ağrısı göğüs kafesi bölgesinde başlar. Özellikle akciğer kanserine bağlı akciğer ağrısında tümörün kitle etkisi sebebi ile, tümörün sinir hücrelerinin haraplaması sebebi ile ve kanser hücrelerinin yayılım yapması sonucu omurgayı tutması sebebi ile sırtta ağrıya sebep olabilir. Ancak her sırta vuran akciğer ağrısının akciğer kanserini işaret etmediği, akciğer enfeksiyonu gibi durumların da akciğer ağrısına sebep olabileceği bilinmelidir.

Dr. Gizem Şimşek